Demokratik sınav ne olacak?
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
Sorunları çözmeye matuf her seçeneğin demokrasiyle ilişkisi oluyor, bu da doğaldır. Kavramları dikkatle seçerek, insaf ve hakkaniyet ölçülerini kullanarak istifhamları vuzuha kavuşturmak lazım. Geçen üç yazıda işaret ettiğimiz üzere neden İslam demokrasiyle sınansın? “Sınav”dan önce belki ilk sormamız gereken soru şu olabilir: “İslam ve demokrasi bir arada olur mu?” Belli bir mesafeden mukayese ve kritiği öngören bu soru bizi batıl bir kıyasa, temelsiz bir analojiye götürür ancak. Zira İslam bir dinin adıdır, demokrasi ise bir siyasi rejimin, hatta bana göre sadece siyaseti yapmanın bir yöntemi ve tekniğinin. İslam kıyaslanacaksa, diğer dinlerle kıyaslanmalıdır. Buna pek az yanaşan var. Çünkü aslında “demokrasi” adı altında “siyasi rejimlerin en iyisini temellük etmiş bulunan Batı”, hegemonik bir dürtüyle İslam üzerinde bir üst dil kullanıp bizleri habire sınava ve sigaya çekiyor, Batı “dinini” hayattan kovduğundan beri demokrasiyi din formuna sokuyor. Hakikatte demokrasi: a) Siyaseti yapmanın mümkün yollarından biridir; b) Endüstri toplumunun siyasi rejimidir, evrensel ve ebedi olmayıp tarihsel bir kategoridir; c) İki yüz senedir kültürel-felsefi zeminini aydınlanma döşemektedir; d) Donmuş bir resim olmayıp işledikçe değişim geçirmektedir. Bu özellikleriyle Churchill’in dediği gibi mükemmel olanı değil “kötülerin iyisi”dir. Mümkün bir dünyada (âlem-i imkan) yaşadığımıza göre beşeri olan her kusurlu ve eksik fiili kemale erdirmek mümkündür. Hal buyken belki artık demokrasinin genel olarak “din ve dinler”le, özel olarak “İslam”la sınavından söz etmek gerekir. Zira eğer demokrasi dinlere, kendilerini zorunlu olarak reformlardan geçirme şartını koşmuyorsa, bu durumda dinleri kendi itikadî ve amelî halleriyle nasıl yaşanır kılabileceğini bize göstermesi lazım. Bununla ilişkili demokrasiyi paradigmatik ve pratik modeller formunda temellük ettiğine göre Batı’nın kendi dinine yaptıklarını yapmaya kalkışmadan –reform talebinde bulunmadan- İslam’ı ve Müslümanları ne kadar içine alıp kabul edebileceğini bize göstermesi beklenir. Dahası, demokrasiyi ve “Batı’nın en iyisi”ni temellük etmiş bulunan liberallerin ve liberal demokrasilerin dinler, İslamiyet ve Müslümanların itikatları yanında amelî hayatlarını özgürce yaşayabileceklerine ilişkin bize tatminkâr fikirler, modeller sunmaları icap eder. “Din izafileşsin, özel alana insin ve marjinalsin” demek dini olduğu gibi kabul etmek değil, reforma zorlamaktır. “Şimdi bunları konuşmayalım, önce iktidar olalım” diyenlerin fikir ve amelleri dinde kaynak değildir. Halkın yüzde yüzü onlara itibar etse bile, sonuçta hükümler Kitap’taki yerlerini korumaya devam ettiğinden meşruiyet sorunu veya daha geniş anlamda siyaset, devlet, rejim ve bu arada demokrasiyle varoluşsal sorunlar çözülmüş olmaz. İslam bakış açısından her türlü fikir ve pratiğin meşruiyet çerçevesini “din” belirler. Kelime olarak “meşruiyet, şeriata uygun olan”dır. Böyle ise, şu soru önemlidir: Demokrasi “hangi form”da olursa dinî bakımdan meşru olur? Açıktır ki, belli zaruretler, baskılar veya menfaat beklentileri karşısında dindarlar dini budayabilirler, ama bu budanmış din anlayışının dinle ve demokrasiyle de ilişkisi sakat olur. Burada sözünü ettiğimiz, dini salt yoruma indirgeyen izafiyetçilik ve bunun pragmatik, hatta oportünist (idare-i maslahatçı) tezahürü değil, din içinde asl’a ve usule uygun beşeri içtihattır. Söz konusu meşru içtihatlar yelpazesinden farklı demokrasi biçimleri olduğu gibi -mesela halk demokrasisi, sol-sosyalist demokrasi, liberal demokrasi vs.- İslam’ın domine ettiği bir demokratik model çıkabilir mi? Bu satırların yazarı böyle bir model üzerinde imal-i fikr etmenin anlamsız olmadığını düşünenlerdendir.(1 Şubat 2013 tarihinde zaman.com.tr'den alınmıştır)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: