Kopsun kıyamet !

Her biri günde üç lirayla karnını doyurmaya, yarıdan fazlası yoksulluk, yarıya yakını açlık sınırının altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.

Temel beslenme ihtiyacı için gerekli olan tüp, yağ, tuz gibi maddeleri yeterli olan ise sadece dörtte biri.

Dörtte biri peynirden, sütten de mahrum.

Beşte birinin yatacak yatağı bile yok.

*****

Elbette ki, Suriyeli sığınmacılardan söz ediyoruz

Seyhan Belediyesi’nin Çukurova Üniversitesi, Türk Tabipler Birliği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ortaklığında Çukurova Kalkınma Ajansının Desteği ile Mayıs-Temmuz 2015 aylarında yürüttüğü proje kapsamında hazırlanan 96 mahallede 2800 Suriyeli sığınmacının durumunu gösteren “Adana Seyhan’daki Sığınmacılar Durum Tespiti ve Acil Çözüm Önerileri” başlıklı raporundan sadece birkaç başlıktı bunlar.

Canlarını kurtarmak için vatanlarını terk edip Türkiye’ye sığınan Suriyeliler ülke genelinde olduğu gibi Seyhan’da da yaşam mücadelesi veriyor.

*****

Bir yanda iç savaşta yitirdikleri yakınlarının acısı, bir tarafta canlarını kurtarma telaşı, bir yanda gurbet ellerde yaşam mücadelesi.

Sığınmacı olmak işte böyle bir şey.

Küçük Aylan’ın görüntüleri belleklerimizden silinmedi, silinecek gibi de görünmüyor.

Vicdan sahibi olan hiç kimse Aylan’ı ömrü boyunca unutmayacaktır.

Savaşın iyi olan hiçbir tarafı yoktur.

Savaş demek kan demek, acı demek, gözyaşı demek.

Bir düşünürün dediği gibi “En kötü barış en haklı savaştan daha iyidir”.

Haksız da değil.

*****

Çocuklar ölüyor ve o görüntüleri izlerken hiçbir şey hissetmeden TV başında yemek yemeye devam edebiliyoruz.

En büyük kıyamet alameti bu olmalı.

Çocuklar ölüyor, yetkililer bir şey yapmıyor ve insanlar da sadece izliyorsa kopsun kıyamet.

Dünyanın, yaşamın ne önemi, anlamı var ki çocuklar öldükten sonra?

Ülkemizde de durum pek farklı değil.

*****

Hemen her gün şehit cenazeleri geliyor.

Tek gündemimiz terör ve şehit cenazeleri.

Böylesi bir gündemin içinde Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları daha da önem kazanıyor.

Terörü sonlandıracak adımlar atılmalı, sığınmacıların insani koşullarda yaşamasını sağlayacak önlemler bir an önce alınmalı.

Çünkü sorun her geçen gün katlanarak büyüyor ve önü alınmazsa durum çok daha vahim olabilir.