Geçen hafta içerisinde Başbakan, üniversite harçlarının kaldırılması çalışmalarının başlatılması için talimat verdiğini ve gelecek öğrenim yılından itibaren harç alınmayacağını açıkladı. Ayrıntıları ilerleyen günlerde şekillenecek olan bu uygulama ülkenin çoğunluğu tarafından olumlu olarak karşılansa da “bunun içerisinde kesin bir iş var” diye düşünenlerin sayısı da bir hayli fazla.
Öncelikle şu hususun farkında olmak gerek: harçların kaldırılmasına yönelik çalışma başbakanın bir lütfu değil; sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir. Bu uygulama geç kalmış bir uygulama olmakla birlikte asıl tartışılması gereken harçların nasıl bir yöntemle kaldırılacağıdır.
Evet, bu büyük bir adım fakat harcı kaldırıp başka adlar altında öğrenciden HARAÇ almaya devam edilecekse bu uygulamanın kimseye bir faydasının olmayacağı açık. Her şeyden önce harçlar koşulsuz kaldırılmalı. Parasız eğitim hakkı için her açıdan öğrenci üzerindeki devletin maddi baskısı azaltılmalı. Karşılıksız burslar, bedava ulaşım-yemek-barınma-kitap vs. vs. Dediğim gibi harçların kaldırılması da önemli bir adım ama yeterli değil. Daha yapılacak çok şey var.
Bu konuda olaya kuşkuyla yaklaşanların tavrına gelince… İçler acısı demekten başka bir şey gelmiyor aklıma. Düşünüyorum da eğer Başbakan çıkıp “Harçları iki katına çıkarıyoruz” deseydi; eminim “Harçları kaldırıyoruz” söylemine verilen tepkilerin aynısı verilecekti. Muhalefet bile becerilemiyor; objektiflikten uzak, hissi davranışlarla eleştiriler yapılıyor.
Ben düşünce yapım gereği; burjuva demokrasisi içerisinde yer alan hiçbir siyasi oluşuma karşı bir yakınlık içerisinde değilim. Bu yüzden eleştireceğim zaman; icraatı yapanın kişiliğine göre değil icraatın niteliğine göre değerlendiririm durumu. Bence hepimizin yapması gereken de bu; her şekilde kim tarafından yapılırsa yapılsın olaya karşı objektif olarak yaklaşılmalı.
Bu sözüm yanlış anlaşılmasın. Harçların kaldırılması kendini Anayasada sosyal devlet olarak tanımlayan bir ülkenin yapması gereken uygulamalardan sadece biridir. O yüzden kimse tebriki hak etmiyor çünkü yapılması için geç kalınan bir uygulama hayata geçiriliyor sadece.
Harç kaldırmayı vatandaşlara lütuf olarak sunmak yanlış olduğu gibi; bu uygulamayı hayata geçirmek de destek olunması gereken bir davranıştır. Dediğim gibi objektif olarak yaklaşmak ve olumlu uygulamalarda bir arada hareket etmek çok önemli.
Diğer yandan harçların kaldırılmasında bu denli ilerleme kaydedilmesindeki en büyük etken ise her alanda sesini duyurmaya çalışan öğrenci hareketleridir. Yazı içerisinde dile getirdiğim gibi bu birilerinin lütfu değil; parasız eğitim hakkı için eylemler yapan, çeşitli soruşturmalara, polis şiddetine, devlet terörüne maruz kalan, okullarından atılan eğitim hakkı ellerinden alınan ve tutuklanarak özgürlükleri gasp edilen öğrencilerin; öğrenci hareketinin kazanımıdır. Tebrik edilmesi gerekenler de bu hareketin içerisinde yer alan özgür düşünceye sahip özgürlükçü bireylerdir.
Harçların kaldırılması konusunda belki de tek olumsuz yön; yıllardan beri üniversite öğrencileri parasız eğitim hakkını istediklerinde polis terörüyle işkencelere maruz kalıp hapis cezaları alırken; tek bir adamın “Arkadaşlar şu anda çalışmaları yapıyorlar. Önümüzdeki dönemde harç almayı düşünmüyorum” sözüyle harçların artık alınmama kararının çıkacak olması. İşlerin bu şekilde yürümesi ve vatandaşın talebinin önemli olmaması…
“Devlet mi halk için halk mı devlet için var?” sorusunu kendime tekrar tekrar sormamı sağlayan belki de harçların kaldırılmasından bile önemli bu olumsuzluk dışında tek temennim; öğrencilerin üzerinde bir külfet olan harçların koşulsuz olarak kaldırılması ve parasız eğitim hakkı kazanılana kadar mücadelenin devam etmesi.
Parasız eğitim hakkının bir devlet ilkesi haline gelmesi ve devletin halk için var olduğu günlerin yaşanması dileğiyle… Parasız eğitim bir haktır!
Yorumlar
Kalan Karakter: