Şahin Alpay’a Göre MHP Faşist, CHP Bağnaz Statükocu(!)

Şahin Alpay, 25 Ağustos 2012 Cumartesi günkü zaman gazetesindeki köşesinde “CHP’nin Önündeki Fırsat” başlıklı bir köşe yazısı yazmış, yazısında özetle MHP’yi faşistlikle, CHP’yi de bağnaz statükoculukla suçlayarak AKP’nin bağnaz statükocularla uzlaşmayı ve faşist MHP ile de ittifak arayışlarını terk ederek demokratik açılıma bıraktığı yerden devam etmesini istemişti.
Şahin Alpay, MHP ile ilgili olarak aynen şunları söylüyor…“Devlet Bahçeli'nin reçetesi belli: "Demokratik açılım isimli yıkım projesinden ve sözde Kürt sorununu konuşmaktan bir an önce vazgeçilmelidir. Çerçevesi medyaya, iş alemine, sivil toplum kuruluşlarına ve siyasete kadar uzanacak terör ve bölücülük soruşturması açılmalıdır. Irak'ın kuzeyine hava ve kara destekli operasyon icra etmek ve Kandil'in kökünü kurutmak için hemen harekete geçilmelidir." Yani MHP, özetle, çözüm olarak faşistleşmeyi öneriyor.”
Oysa ki Kur’an bizlere Şahin Alpay’ın söylediklerinin tam tersini söylüyor ve diyor ki… “Onlar bir mümin hakkında ne ahit tanırlar ne de antlaşma. Çünkü onlar saldırganların kendileridir. Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar, ve dininize saldırırlarsa, küfrün önderlerine karşı savaşın.” (Tevbe Suresi Ayet 10 ve 12)
Şahin Alpay, yazısının devamında Sayın Bahçeli’nin önerilerinin Türkiye’yi bir Türk – Kürt savaşına sürükleyeceğini ve bunun gerçek bir yıkım projesi olacağını belirterek aynen şunları yazıyor… “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin önerilerinin ülkeyi kışkırtılmak istenen Türk-Kürt savaşına sürükleyeceğini, bunun gerçek bir yıkım projesi olduğunu göremiyor mu? Sayın Kılıçdaroğlu, bir yandan "Bakın bu sorun yarın daha da büyür, uluslararası boyut kazanırsa, sorunu çözmekte daha da büyük güçlüklerle karşılaşırız..." uyarısını tekrarlarken, niçin hâlâ çözüm için MHP dahil "siyasi partiler bir araya gelsin, otursun, konuşsun, düşünsün..." demekten öteye gidemiyor?”
Şahin Alpay daha sonra yazısının önemli bir bölümünde MHP’ye olan nefret ve düşmanlık duygusunu açıkça ifade ederek şunları söylemiştir… “Silahların susması ve terk edilmesi amacıyla Öcalan ile görüşülmesi... PKK militanlarının normal yaşama dönmelerini mümkün kılacak nitelikte bir af... Şiddet ve ırkçılığı dışlayan bütün siyasi akımların serbestçe demokratik süreçte yer alması... CHP bağnaz statükocularına rağmen sürece katkı sağlamalıdır. Şahin Alpay son olarak şunları söyleyerek yazısına son vermiştir. “AKP hükümetleri Türkiye'ye büyük hizmetler yaptı. Ama belki üst üste üç seçim kazanmanın getirdiği rehavete kapılarak, demokratik reformları rafa kaldırdı. Ama artık açıkça görülüyor ki, AKP'nin başarılarının sürmesi, statükoyla uzlaşma, MHP ile ittifak arayışlarını terk edip, demokratik açılıma bıraktığı yerden devam etmesine bağlı.”
Şahin Alpay, yazısında MHP’nin tamamına ve CHP içerisindeki vatanına, milletine, bayrağına, toprağına olan sevgi ve hassasiyeti diğer vekillere nazaran biraz daha yüksek olan milletvekillerine  (Alpay, bu kesimi bağnaz ve statükocu olarak tanımlıyor) karşı kebair günah noktasında bühtan ve zan’da bulunmuştur. Buradan Şahin Alpay’a bir Kur’an ayetini hatırlatırım… “Ey iman edenler, Kur’ân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderler, adâletli konuşan şahitler olarak Allah adına sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni yaşatanlar, ayakta tutanlar, sosyal adâleti, sosyal güvenliği sağlayanlar, refah payını artırarak dengeli dağıtanlar olun. Bir kavme olan kininiz sizi adâletten ayrılmaya sevk etmesin. Adâletli olun, çünkü adâlet takvâ esaslarını, Kur’ân esaslarını hayata geçirmenize daha yakındır.” (Maide Suresi Ayet 8)
Şahin bey, MHP ve Sayın Bahçeli’yi faşistlikle suçlamakla bu konunun cahili olduğunuzu alenen beyan ediyorsunuz. Faşistlikle suçladığınız MHP ve Sayın Bahçeli bu ülkede tüm PKK vahşetine rağmen tabanda bir Türk – Kürt çatışması çıkmamışsa ve millet bunu elinin tersiyle itmişse bunun yegane ve biricik nedeni Sayın Bahçeli’nin vakur, şecaatli, rasyonel ve samimi bir yol ve yöntem ortaya koymuş olmasından kaynaklanmaktadır. Şahin Alpay aynı şekilde CHP ve parti içerisindeki statükocu ve bağnaz bir damardan bahsediyor (burada vatanını, milletini, bayrağını sevme noktasında diğer arkadaşlarından biraz daha hassas olan milletvekilleri kastediliyor) ve bu damarın Sayın Kılıçdaroğlu tarafından kesilip atılması üzerinde duruyor.
Şahin Alpay, bu tespiti ile nasıl bir MHP ve Sayın Bahçeli cahili ise aynı şekilde CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu cahili biri olduğunu da aynen ilan ediyor. Bir kere Sayın Kılıçdaroğlu partinin başına geçtiği günden itibaren adım adım partiyi statükocu ve bağnaz grup , klik, hizip ve fraksiyonlardan demokratik yollardan arındırarak CHP’yi tam bir Türkiye partisi yapmış ve son günlerde de yapmış olduğu samimi, akılcı ve naif bir çağrı ile de Türkiye’deki mütedeyyin kesimi katkı sağlamaları için partiye davet ederek tam bir liderlik örneği ortaya koymuştur.
Şahin Alpay’a buradan sormak isteriz… Bu topraklar üzerinde, bu 780 bin kilometre karelik vatan toprağı üzerinde bir Türk vatandaşının sahip olup da bir Kürt vatandaşının sahip olmadığı hangi haklar var?Bu ülkede Türk’ün statüsü ayrı Kürt’ün statüsü ayrı mı? Bir Türk’e uygulanan hukuksal mer’i kanunların aynısı bir Kürt kardeşimiz için de cari ve geçerli değil mi?Devletin Türkler ve Kürtler karşısındaki hak ve ödevleri ayrı ayrı mı, farklı farklı mı? Bir Türk bu ülkenin Başbakanı olurken bir Kürt (Ferit Melen – Van) bu ülkenin Başbakanı olmuyor mu? Şahin bey, anlaşılan siz hem MHP hem de CHP cahili olduğunuz kadar hatta daha fazlası bir Türkiye cahilisiniz de.
Şahin bey, siz Yeminli Türkiye Düşmanlarının bu toprakları bölüp parçalama noktasında ahitleştiklerini bilmiyor musunuz? Başta ABD ve İsrail olmak üzere küresel emperyalizm bölgede her yönüyle güçlü yekpare milli bir Türk devleti istememektedirler. ABD, İsrail ve Küresel Emperyalizm, Türkiye’yi bölme noktasında tam bir uyum ve mutabakat içerisinde olup işin tetikçilik yönünü de PKK ve hempalarına vermişlerdir. Nihai amaç Irak, İran, Suriye ve Türkiye’den toprak kopartılıp burada her yönüyle ABD ve İsrail uşağı bir Büyük Kürdistan Devletinin kurulmasıdır.Bu büyük vizyonun ilk ayağı Irak’ta karşılık bularak Kuzey Irak Bölgesel yönetimi kurulmuş, şu an vizyonun ikinci ayağı Kuzey Suriye olarak gerçekleşmek üzeredir.
Şimdilerde üçüncü ayağın tamamlanmasına yönelik ameliyat masasında operasyon yapılmaya çalışılan ülke Türkiye olup, pazılın dördüncü parçası İran için ise müdahale Kasım ayındaki ABD seçimlerinden sonra gerçekleştirilecektir. Şahin bey, siz ABD ve İsrail muhipliğine, kibirlenmeye, böbürlenmeye, kendiniz dışındakileri Müslüman olarak görmeme ve kabul etmemeye ve dar alanda kendi aranızda paslaşmaya devam edin. Yarın hakkın divanında mizan kurulup hesap kitap ortaya döküldüğünde hepimiz hakkında hüküm verecek mercii şanı yüce olan, mülkün sahibi Allah- u Telâ’dır. “Allah, herkesi, işlediği amellerin karşılığını, hak ettiklerini vermek için huzurunda toplayacaktır. Allah çok çabuk hesaba çeker.” (İbrahim Suresi Ayet 51)