Sayın Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar’a Soruyoruz
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
Üniversiteler, bütün dünyada Üniversal kavramından gelen bir ivme ile bilgiyi edinme ve elde edilen bu bilgiyi insanlık ideali yolunda rasyonel bir şekilde kullanabilme merkezleridir. Üniversiteler elde ettikleri bu bilgileri bilim merkezleri, teknolojik gelişim merkezleri (tekno parklar), ve ar-ge laboratuarlarında bölümlere ayırıp bilimin daha da ileriye götürülmesi yönünde çalışarak insanlığın gelişimine değer katarlar.
Üniversitelerin uluslar arası düzeydeki misyonları budur. Bizdeki üniversitelere gelince özellikle devlet üniversitelerinin üç beş tanesi hariç büyük çoğunluğu bilgiyi üretemeyen ve bu alanda ortaya yeni değerler yada var olanı daha değerli kılabilecek o ürün ya da hizmeti fark yaratacak bir konuma taşıyabilecek olan yoğun inovasyon çalışmalarıyla henüz tanışabilmiş değildir. Bu manada daha pek çok devlet üniversitesi “genişletilmiş lise” konseptini de aşabilmiş değildir.
Kentimizdeki Çukurova Üniversitesinin de bir kaç fakültesi dışındaki birimleri “genişletilmiş lise” özelliğini başta Kahraman Maraş’taki Sütçü İmam Üniversitesi, Mersin’deki Mersin Üniversitesi ve Osmaniye’deki Korkut Ata Üniversitesi olmak üzere daha pek üniversiteye “Kurucu Üniversite Anne”liği yapmasına rağmen henüz uluslar arası yarışta istenilen, arzu edilen ve beklenilen yerden çok uzaktadır.
Bu arada bir istisnadan da bahsetmek ve Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek durumundayız.
Şöyle ki, Çukurova Üniversitesi bünyesinde yer alan Tıp Fakültesi ve Balcalı Hastanesi entelektüel sermayesi yani son derece iyi yetişmiş donanımlı akademik kadrosuyla, başta hemşirelik hizmetleri olmak üzere kaliteli yardımcı sağlık hizmetleri personeliyle, AR-GE ve çeşitli bilimsel çalışma merkezleriyle, makine , teçhizat, araç, gereç donanım, bunları kullanan personel, alt yapı ve laboratuar hizmetleriyle gerçekten yurtiçinde ve dışındaki pek çok tıp fakültesi ve hastaneyi kıskandıracak bir şekilde “maksimum iyi” noktasında kurumsallaşmış örnek bir fakülte ve hastanedir.
Çukurova Üniversitesi, 2000’li yılların başı itibarıyla son 12 yılın ilk 4 yılını dönemin Rektörü Sayın Yalçın Kekeç ile bir “lale devri” mantığı ile geçirmiş, dört yıl süren Rektör Yalçın Kekeç’li yıllarda üniversite tamamen Kekeç’in inisiyatifine terkedilmiş Kekeç’ de devletin kurumunu bir miras yedi gibi astığı astık kestiği kestik bir şekilde “yönetmiştir”.
Ç.Ü. son 8 yılını da sayın Alper Akınoğlu ile birlikte geçirmiş, bu dönemde koca üniversite özellikle Yapı Teknik Daire Başkanlığı odaklı usulsüz ihale anlaşmalarıyla, mütahit (rüşvet) ithamlarıyla, nepotizm yani eş dost kişisel yakınlık ya da uzaklığa göre makam ve mevki atamalarıyla ün salmış (!) bu noktada Üniversitenin “İnsan Kaynakları Yönetimi” departmanının başına eğitim ve insani erdem refleks düzeyi son derece yetersiz, kifayetsiz muhteris bir bayan atanmış bu hanımefendi bu atamayla birlikte üniversite de Rektörden sonra ikinci yetkili kişi olarak tüm akademik personelin önüne geçmiş ve ne yazık ki tüm hocalar da bu tiyatroya seyirci kalarak zımmen de olsa bu kalitesizliğe iştirak etmişlerdir.
Yine, Hem Sayın Kekeç hem de Sayın Akınoğlu dönemlerinde, içerisinde peyzaj - iç mimarlık ve mimarlık gibi bölümlerin bulunduğu Güzel Sanatlar Fakültesine Dekan olarak Kimya Profesörleri, İlahiyat Fakültesine Dekan olarak İktisatçı Profesörler, Konservatuar müdürlüğüne de önce İşletmeci bir Müdür sonra da Anatomi Profesör’ü bir hoca Müdür olarak atanacaktı.
Yine, Akınoğlu döneminde kampüsün peyzaj düzenlemesi, kaldırım taşlarının simetrik, asimetrik ve birbirlerine paralel durma ya da durmama durumunun önemi üniversitenin varlık nedeni olan bilgiyi üretme ve akademik çalışmaların fersah fersah önüne geçmiştir. Üniversite yerleşkesi içerisinde araçların park sorununa bir çözüm bulunamaması nedeniyle gelişigüzel sağa sola park eden arabalar kampusü araba mezarlığına döndürmüş bu da yetmez gibi yerleşkenin her yeri kebapçısından, çiğ köftecine, sıkmacısından, mantıcısına varana kadar semt pazarına döndürülerek üniversite derin bir görsel ve estetik kirliliğe mahkum edilmiştir.
Şimdi Çiçeği Burnunda Kıymetli Rektörümüz Sayın Kibar’a Soruyoruz…
Çukurova Üniversitesi son 12 yılını, kendi sorunlarıyla birlikte ait olduğu kentin sorunlarına karşı aciz ve bigane, ülke meselelerine uzak, bilgisiz ve ilgisiz bir şeklide geçirdi. Demokratlığı, çağdaşlığı, laikliği ve aydın olmayı içki bardağına indirgedi. Suyun öte yakasında atalet ve meskenet içerisinde “musalladaki meyyit gibi tepkisiz ve sessiz” kaldı. Ülke meseleleriyle dertlenip o sorunlara karşı çözümler üretemedi. Ait olduğu kentten ırak, müstağni ve ona kibirli bir şekilde tepeden baktı, başında bulunduğu kurumun önüne bilimsel ve insani değerler koyamadı. Amaçsız, hedefsiz, basiretsiz, vizyonsuz ve insani değerlerden uzak bir şekilde geçirdi.
Değerli Hocam… Çukurova Üniversitesinin derin yaralar aldığı bu 12 yıllık fetret dönemini nasıl rehabilite edecek ve ne şekilde tedavi edeceksiniz? Çukurova Üniversitesi Türkiye’de ilk 10’da yer almalı, önümüzdeki iki yıllık süreçte bunu mutlaka başaracağız… diyorsunuz. Bunu nasıl, ne şekilde, kimlerle ve hangi paydaşlarla birlikte başaracaksınız? Lütfen bizimle paylaşırmısınız. Evet… Cevabınızı Bekliyoruz Değerli Hocam.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
 
                     
         
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
        
Yorumlar
Kalan Karakter: