elek

marcia

yasak ilişki yaşadığı sevgilisi ile tatilden döner

tadilat ve boya işleri yarım kalmış evine geldiğinde değişen boyacıyla karşılaşır

ardından sevgilisinin karısı çıkar sahneye

her üçünü de sürpriz dolu bir gün bekler!

***

donald churchill’in

imzasını taşıyan ve füsun günersel'in Türkçe'ye çevirdiği ‘the decorator’ oyunu, ‘hoşgeldin boyacı’ adıyla adanalı tiyatroseverlerle buluştu

***

zeynep özyağcılar'ın kurduğu tiyatro martı'nın ikinci oyunu ‘hoşgeldin boyacı’da, berna laçin, erdal özyağcılar ve gözde çetiner sahne aldı. adana devlet tiyatrosu en güzel oyunlardan birine daha ev sahipliği yaptı

***

erdal özyağcılar

sakıp sabancı yaşam boyu onur ödülü’nü nasıl hak ettiğini bu oyunla bir kez daha gözler önüne serdi. karakterini adeta konuşturdu büyük usta.

insanların birbirine ihtiyacı olduğunda birden nasıl değiştiğini ve sınıf ayrımının nasıl ortadan kalktığını öyle bir güzel anlattı ki, adanalılar ayakta alkışladı

berna laçin ve gözde çetiner de muhteşem bir performans sergiledi

***

bu oyun

güzel bir ders verdi aslında!

hani

günümüzde

kendini sanatçı diye tanıtan

oysa iki koyun versen güdemeyecek kapasitede olan figüran müsveddeleri var ya

işte onlara!

***

adana’da sahne almadan önce konuşan erdal özyağcılar, ‘yaşam boyu başarı ödülü’nün ununu eleyip eleğini asmış sanatçılara verildiği anlayışının yanlış olduğunu vurguladı

ve ‘gerçek sanatçıda un bitmez elek de asılmaz’ dedi

***

bu

aslında tüm sanatlar ve meslekler için geçerli!

bir meslekte yaşlanmak, ununu eleyip eleğini asmak anlamına gelmemeli

tam tersine

hiçbir meslekte un bitmez

elek de asılmaz

anlayana!

***

oyun

içerik açısından da farklı!

günümüzün üçkağıtçı, düzenbaz, yalaka ve iki yüzlü insanlarını alıp götürsen bu oyuna hiç birinin yüzü kızarmaz!

çünkü onlarda

un da yok

elek de!