amerikalı iş adamı
bir çinliye alay ederek sormuş:
– ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek!
***
çinli başını kaldırmadan
cevap vermiş:
– sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman!
***
şimdi
gidip çiçek koyuyoruz ya mezarlara!
anma günleri düzenliyoruz
ağlar gibi yapıyoruz vesaire
gazeteci fotoğraf çekiyor, o kareye girmek için can atıyoruz
başımızı uzatıyoruz, kıyafetimizi düzeltiyoruz
daha önde çıkmak için kollarımızla sağa sola omuz darbeleri atıyoruz
dokunsalar ağlayacak gibi hüzünlü bir duruş sergiliyoruz!
sonra
‘bak gördün mü anmaya ben de katıldım’
***
oysa
yaşarken
kıymetini bilmiyoruz
yerden yere vuruyoruz
adam yerine koymuyoruz
***
anne yemiyor yediriyor
baba giymiyor giydiriyor
çocuk okuyor
doktor oluyor
avukat oluyor
mühendis oluyor
bilmem ne oluyor!
ya sonra
annesiyle babasını götürüp huzurevine teslim ediyor
yalan mı!
***
huzurevlerine gidip bakın
adam, ‘benim oğlum, kızım, iş adamı, doktor, avukat’ demeye utanıyor
oğlu ya da kızı, getirip huzurevine bırakmış ama onlar evladını ezmemek için sesini bile çıkarmıyor!
bir şey soruyorsun, boynunu büküyor
gözlerini kaçırıyor
***
belki
internete gömülüp kalan torunları
savaş oyunlarında zafer kazanan torunları
dedelerini ve ninelerini bile tanımıyor!
***
bunların hepsi gerçek
siz, huzurevlerine gidip görmediğiniz için bilmiyorsunuz
tamam, bakımları iyi, yemekleri iyi, günlerini iyi geçiriyorlar
ama
onlar, huzurevine yerleştirilmek için mi büyüttü çocuklarını!
***
işte gördük
bürokratın biri
yaşlıların ayağına gitmek yerine
onları huzurevinde ziyaret etmek yerine adeta ayağına çağırdı
huzurevindeki yaşlı insanların orada ne işi var
boy fotoğrafı çektirip mezarına mı götürecek
gideceksen kendin git
gezdireceksen bindir arabana gezdir
babalık yapacaksan git sofralarına otur, yedir, içir
hem onlardan aldığın çiçeğin ne önemi var
herkes zaten sana çiçek getiriyor
çiçekleri sen onlara götürsene
nasıl yaşıyorlar bir görsene
***
işte böyle
her şeyimiz göstermelik
her şeyimiz elgördülük
öldükten sonra sor
‘rahmetliyi nasıl bilirdiniz’
e iyi bilirdik!
***
mezarında andığın insanı, yaşarken adam yerine koyma!
yola çıktığını yarı yolda bırak
dost diye sahip çıkma
anne baba diye el üstünde tutma!
yalanlarla, yanlışlarla, kulaktan dolma bilgilerle ardından konuş, kalbini kır!
üç kişi bir araya gelince peşinden say!
ölünce
aaa ölmüş!
çok üzüldük, çok üzüldük!
***
geç bunları
pirinçleri
çiçekleri
geç!
Yorumlar
Kalan Karakter: