Eskiden çocuk soruyordu : ‘Dedeciğim, evlenirken ninemden elektrik aldın mı?’
O da cevap veriyordu : ‘Bizim zamanımızda elektrik yoktu evlat. Gazyağı vardı. Gaza geldik evlendik…’
*****
Şimdi çocuk soruyor : ‘Dedeciğim sen Bakan’ken, sarraftan saat aldın mı?’
O da cevap veriyor: ‘Bizim zamanımızda saat yoktu evlat. Mumun erime hızına göre süreyi gösteren bir alet vardı. Mumda saatleri gösteren işaretler bulunurdu. Bu işaretlerin bulunduğu yerlere çiviler takılır. Mum eridikçe çiviler alttaki tablanın üzerine düşer. Bir çalar saatte olduğu gibi ses çıkarır ve insanları uyandırırdı. Mum söndü karanlıkta kaldık. Neyse ki Rıza yetişti!
*****
Çocuk sormuyor, dedesi hala konuşuyor : ‘Evlat senin aklın ermez böyle şeylere. Büyüyünce anlarsın. Bunlar devlet meseleleri. Her şeyin bir yeri ve saati var. Sen yerini belirledikten sonra saatini oraya gönderirler!’
*****
Bu kez dedesi soruyor : ‘Senin ödevin yok mu?’
Çocuk cevap veriyor : ‘Var dedeciğim… Çanakkale Savaşı'nda Mustafa Kemal Atatürk'ü göğsüne isabet eden şarapnel parçasından koruyan ve daha sonra Atatürk'ün Mareşal Liman Von Sanders'a hediye ettiği saatin öyküsünü yazıyorum’
*****
Dedesi : ‘Anlamadığın yer var mı?’
Çocuk : ‘Evet… O saat kaç liraydı?’
Dedesi : ‘Hangi saat!’
Yorumlar
Kalan Karakter: