oturduğun yerden pencereni görürsün
ayağa kalkarsan daha ötesini
kavak ağaçlarını örneğin
çamını, çınarını, servisini
ya da bir cami minaresini
***
gidersen köyü de görürsün
dut altındaki kahvesini
ırgatın yorgun çehresini
yüreğindeki kan sesini
yoksulun çamaşır deresini
bilmem tufanbeylinin neresini
işte…
adananın en uzak yöresini
… gidersen!
***
gittiğin yerde
her kapı
bir köprü
çalarsan…
her insan
bir bardak
dolarsan!
***
işte yollar böyle söyletiyor insanı
elbette doğal bilmediğin yerde ürkmen
bu yazılanların hepsini yaşamış zaten
elif doğan türkmen!
***
söz vermiş kemal kılıçdaroğluna
çalmadığımız kapı kalırsa
bize haram olsun adana…
işte bu yüzden çıkmış
tufanbeylinin dağlarına!
***
chpnin birinci sıra milletvekili adayı anlatıyor bunları;
‘yaşlı bir kadın, inşaat tahtalarından bir tuvalet yaptırmış barakasının dışına,
eski perdelerden de birini takmış kapısına, içine de iki tahta koymuş, ihtiyacını gideriyormuş insancasına… Görünce utandım, neden daha önce birileri el uzatmamış bu kadına.
ilkel şartlarda yaşıyor
bizi görünce çok şaşırdı
‘kimse gelmez buralara, bilmez halimizi’ dedi
boynuna sarıldım, toprak kokuyordu
anadolu insanı ya…
bir kapı çaldık
bir köprü kurduk odasına
demek ki neler varmış
bir adım atıp girince dünyasına”
***
işte böyle…
chp adayı elif doğan türkmen
ilk sırada olmanın ağırlığını yüreğinde hissederek aşındırıyor adananın yollarını.
gittiği her yerde anlatıyor chpnin ilkelerini, ilklerini
çaldığı her kapıda bir köprü kuruyor
dinliyor halkın dileklerini!
***
elbette tek değil
on binlerce emekçinin teri var adımlarında
seçimden sonra göreceksiniz
chpliler nasıl yürüyor
adananın kaldırımlarında!
Yorumlar
Kalan Karakter: