bazı aşklar kavgayla başlar
kanatlarını çarparken fark edersin karşındakinin varlığını
bir can yangınıdır çırpınışları
anlayana bir kıvılcımdır haykırışları
işte ben böyle bir aşk gördüm sabah sabah
sol yanımdaki pencerenin kenarında bir çift güvercin öyle bir kavgaya tutuşmuştu ki, pencereyi açıp aralarına zor girdim
girmesem biri ötekine zarar verecekti
girmesem belki bir ocak sönecekti
***
pencereyi biraz daha aralayınca anladım kavganın nedenini
palazlanmış iki yavru, aşağıya düşmüş ve tele kıstırmıştı bedenini
o an kavga eden güvercinleri ayırmasam…
göremeyecektim başlarına geleni
***
demek ki
bir çift güvercin, yavrularını yuvada görememenin kavgasını veriyordu
sanki, biri ötekine ‘neden yalnız bıraktın’ diye hesap soruyordu
ki belki kendi dillerince ‘yavrularımızı kurtarın’ diyordu
belime kadar eğildim pencerenin altına
iki yavruyu düştükleri kuytudan alıp koydum yatağına
biraz ekmek kırıntısı da yaptım
anne ve babası gelsin diye yuvasına
***
evlat sevgisi işte
çıkıp geldi bir saat sonra annesi
besledi yavrularını
bir yandan da kanatlarıyla sararak
öyle bir açıkmışlar ki
gösterdiler, gagalarıyla anne güvercinin ağzına saldırarak…
***
biz de öyle değil miyiz
içmeyiz içiririz
yemeyiz yediririz
giymeyiz giydiririz
evlatlar sabaha kadar uyur
biz sorana hikaye uydururuz
***
bazı aşklar kavgayla başlar
ama suçun çoğunu evlatlar işler
yine de anne ve babasın işte
suç ne kadar onlarda da olsa
kendini görürsün küçücük kuşta
yine de kanatlarınla sararsın
karşılaştıkları her yokuşta!
Yorumlar
Kalan Karakter: