ikinci bahar!

yaşam,
yaşam,
değerini
yitirmeye
yüz tutunca!
 
***
 
ıssız
çanlar
başlar ağır
ağır çalmaya
ve biz giderek
ölümü gözleriz!
 
***
 
ağrımız
yoksa da
ağrıyormuş
gibi yaparız!
sızımız yoksa
olmadık yerde
sızlanıp dururuz!
 
***
 
bunun
kaç yaşında
olduğumuzla
çok alakası da
yoktur aslında!
 
***
 
oysa
adına
ikinci bahar
dedikleri bir
bahar vardır
yaşamasını
bilene!
 
***
 
adana
devlet
tiyatrosunun
sabancı festivali
kapsamında ağırladığı
istanbul temaşa tiyatrosu
‘ikinci bahar’ adlı oyunu ile
bu gerçeği göz önüne serdi!
 
***
 
cihat
tamer, bedia
ener, emre törün,
serkan budak ve simge
selçuk muhteşem bir
performans sergiledi!
 
***
 
cihat
tamer’in
canlandırdığı
‘motorcu’ karakteri
geceye damgasını
vurdu adeta!
 
***
 
yıllarca
televizyon
dizilerinde
seyrettiğimiz cihat
tamer’in bitmeyen
enerjisiyle oyunu
sürüklemesi ayakta
alkışlandı!
 
***
 
oyunculukta
50. yılını
kutlayan
cihat tamer ve
usta kadrosu adanalı
sanatseverlere
unutamayacakları
keyifli bir an yaşattı!
 
***
 
oyun;
idealleri ve
hayallerini çok
çalışmak, çok para
kazanmak üzerine kuran
bir genç kuşak ile solmuş
çiçeklerin kendine özgü
kokuları olduğunu geç de
olsa fark etmiş ikinci
kuşağı anlatıyordu!
 
***
 
aşk,
romantizm,
komedi; hepsi
iç içe, tıpkı bizim
yaşantımız gibi!
 
***
 
oyunda
en çok
denizatı oteli
ile geniz eti oteli
benzetmesi dikkat
çekti ve seyircilerin
çok hoşuna gitti!
 
***
 
cihat
tamer’in
denizatı otelini
anlatmak için kırk
kılığa girmesi ve bedia
ener’in denizatını geniz eti
olarak anlaması seyirciden
büyük alkış aldı!
 
***
 
ve
tabii
ikinci bahara
izin veren genç
kuşağın geniz eti
otelini tercih
etmesi de…
 
***
 
bu
arada
aklıma
gelmişken
kostüm tasarımcısı
şenay cevrioğlu’nu da
tebrik etmek istiyorum!
 
***
 
özellikle
cihat tamer’in
ardı ardına değiştirdiği
fark yaratan kostümlerde
ince işçiliği ve alın terini
yakından gördüm!
 
***
 
oyun
arasına
çıktığımda
hangi sanatçı
ile karşılaştım
dersiniz…
gökhan doğan’la!
 
***
 
hani
‘pembe
panduflu
aşk’oyunu
vardı ya, işte
onun başrol
oyuncusuyla!
 
***
 
hani
sema öner
kelav’ın ‘mualif
kabuletmez’ rolünü
canlandırırken ayakta
alkışlandığı ve ‘bir kadın
isterse her şeyi yapabilir’
gerçeğini gösterdiği oyun!
 
***
 
‘ikinci
bahar’ ile
‘pembe panduflu
aşk’ın, romantizm
ve komedi yönüyle
birbirine benzer yanları
yok değildi elbette!
 
***
 
konular
farklı olsa da
ikisi de aşkı değişik
açılardan ele alıyordu!
aşkta yaşın olmadığını
ve yaşanmamış aşkların
hep ‘bir eksik’ kaldığını…
 
***
 
sabancı
uluslararası
adana tiyatro
festivali; devlet
tiyatroları genel
müdürü mustafa kurt
ile adana devlet tiyatrosu
müdürü sevinç gediktaş’ın
bu onurlu yükü nasıl başarıyla
taşıdıklarını da kanıtlıyor!
 
***
 
çünkü
bu kadar
yerli ve yabancı
oyuncuya ev sahipliği
yapmak, farklı atölye
çalışmalarına zemin
hazırlamak hiç de
kolay iş değil!
 
***
 
emeği
geçenleri
kutluyorum!