nasıl öykü ama!

elazığ’ın e… köyünde

okumayan insan yokmuş

köyün tamamına yakını yüksek tahsilliymiş!

***

öyle ki

köyün kahvecisi ve

hatta garsonu bile

yüksek tahsil yapmış!

***

köyde

istemediğiniz kadar

müdür, genel müdür, müsteşar varmış!

valisi, kaymakamı, hakimi, savcısı, doktoru da bir o kadar fazla…

***

bir gün kaymakam

köye gelmiş ve köy kahvesine uğramış. bakmış ki kendisini karşılayan ve ayağa kalkan yok

***

en öndeki masaya

yaklaşmış; ‘ arkadaşlar ben kaymakamım. köyünüze geldim siz oralı bile değilsiniz. lütfedip ayağa bile kalkmıyorsunuz’ demiş

***

öndeki masada oturan

4 kişi kafalarını kaldırıp

kaymakam beye bakmışlar:

‘biz de valiyiz kaymakam bey’ demişler!

***

bu öykü,

emekli hakim

sabri çiçekli’nin

‘adaletin kestiği parmak’ adlı kitabını okurken sayfa 203’te gözüme çarptı

***

akıcı, anlaşılır ve

sürükleyici bir kitap!

okuru öyle bir içine çekiyor, etkiliyor ve okuma zevki veriyor ki; ‘adaletin kestiği parmak’ bittikten sonra o gece, dostoyevski’nin genç yaşta yazdığı ‘beyaz geceler’ adlı eserini bile bir çırpıda okudum.

***

aslında dedim

elazığ gibi

bir ankara öyküsü de

olabilirdi kitapta!

***

ankara’nın e… semtinde

kaymakam bir kahvehaneye geliyor ve en öndeki masaya yaklaşıyor!

‘arkadaşlar ben kaymakamım. semtinize geldim siz oralı bile değilsiniz. lütfedip ayağa bile kalkmıyorsunuz’ diyor

***

tabii  kahvehanede

merkeze alınan valiler, büyükelçiler, kızağa çekilen yetkililer ve emekli olmak zorunda bırakılan üniformalılar oturuyor

gazete okuyorlar

tavla oynuyorlar

anılarını anlatıyorlar!

***

biri; ‘benden öncekiler davalık olmuş, ben hiç olmadım’ diyor

‘idama gidenler hep suçlu olanlar mı olmuşlar tarihte. mazlum olarak da idama gidenler olmuştur’ diyerek, kendine yapılana tepki koyuyor!

anlayana!

***

öteki;

‘ben yurt dışındaykene öyle bir çalışırdım, var ya…’ diye başlıyor!

yanındaki;

‘bu işin başında ben olacaktım. nasıl hoplatacaktım onları da millet bir görecekti’ diye eski günlere özlemini dile getiriyor!

***

derken

hepsi birden dönüp

gözlüğün üstünden

sert bir şekilde

kaymakama bakıyor!

***

nasıl öykü ama!