Nisan yağmuru

Adana’da bir günde iki kişinin uyuşturucudan yaşamını yitirmesi toplum olarak duyarsızlığımızı da ortaya koydu.

Her şeyi polisten beklememizin ve gördüklerimiz karşısında duyarsız kalmamızın ağır bir faturası bu aslında.

Yani uyuşturucu satan ya da içen birini gördüğümüzde 155’i arayıp polise bildirmediğimiz için bu acı manzaraların yaşanması kaçınılmaz oluyor.

Gencecik iki can bir hiç uğruna artık aramızda yok. Geride acıları kaldı.

Bu acı sizin de acınız olabilirdi.

Bu yüzden ne olur uyuşturucu konusunda daha hassas davranalım. Gördüğümüz en küçük bir ayrıntıyı dahi 155’i arayıp polisle paylaşalım.

Size göre küçücük ya da önemsiz görülen bir ayrıntı, emniyet müdürlüğü ekipleri için büyük bir operasyonun başlangıcı olabilir.

Bu arada, bir telefonunuzun zehirlenmek üzere olan gençleri o bataktan kurtaracağını da sakın unutmayın!

*****

Bu satırların yazarı bile bu konuyu gündeme taşırken, kim bilir polis nerelerde operasyon yapılıyordur.

Bakın, Mersin merkezli, Adana, Osmaniye ve Gaziantep illerini kapsayan, uyuşturucu ticareti yapan şebekeye yönelik düzenlenen "Nisan Yağmuru" operasyonunda 7 kişi gözaltına alınmış.

Anlaşılan bölgesel bir operasyon…

Mersin İl Jandarma Komutanlığı istihbarat ekipleri ve Erdemli İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından aylardır süren takip sonunda, tarihi ve turistik Kızkalesi Mahallesi’nde uyuşturucu ticaretine yönelik operasyon yapılmış.

Demek ki polisleri gibi jandarma ekipleri de çok büyük mücadeleler yapıyor.

Çünkü bu sadece polisin, jandarmanın değil, toplumun çok önemli bir sorunu..

Bunun çözümünü sadece jandarma ve polise bırakmak da olmaz.

Bir gencimiz uyuşturucudan ölüyorsa sorumlusu toplumdur.

Sensin, benim, çevremizdeki insanlardır

*****

Jandarma ekipleri operasyonun adını Nisan Yağmuru koymuş.

Bilirsiniz yağmur, toza toprağa bulanmış sokakları, caddeleri tertemiz eder.

Biz de Nisan Yağmuru gibi yeni bir başlangıç yapalım.

Uyuşturucuya karşı bireysel olarak mücadele başlatalım. Çevremizde gördüğümüz olumsuz gelişmelere göz yummayalım.

Bugün göz yumduğumuz olaylara, yarın gözümüzü açtığımızda geç kalabiliriz.

Bir randevuya geç kaldığınızda onu telafi edebilirsiniz

Ama bunun telafisi yok!