Çocuk parklarını çok seviyorum. Orada vakit geçirmek ve çocuk seslerinden şarkılar dinlemek huzur veriyor. Çoğu zaman, ailelerin çocukları ile sohbetlerine kulak misafiri oluyor, haddimi aşmadan ve karşı taraf izin verdiği sürece konuya dahil oluyorum.
Geçtiğimiz günlerde bu sohbetlerden birine sadece kulak misafiri olabildim. Yedi sekiz yaşlarında bir kız çocuğu ve annesi parkta oturuyordu. Çocuk parkta oyun oynamıyor elindeki telefon ile oynuyordu. Annesi de sürekli olarak "zeki kızım benim, bilgisayar mühendisi mi olacak?"diyordu.
Ülkemizde meslek seçimini genellikle aileler belirliyor.
"BEN OLAMADIM BARİ O OLSUN."
Sizin olamadığınızı, neden o olsun?
Bir ömür, her gün sabah kalkıp gideceği işi neden sizin hayalleriniz belirlesin?
Yeteneği ve o işe hevesi var mı yok mu demeden, sadece prestijli ya da parası çok diye neden mutsuz olacağı işe her gün mutlu taklidi yaparak gitsin?
Harika bir terzi olacakken -buna hevesi varken- neden mimar olarak kötü işlere imza atsın?
Çok iyi bir ressam olacakken, neden doktor olarak, başkalarını iyileştirmeye çalışırken kendini mutsuz ve hasta etsin?
Ya da neden herkes üniversite okumak zorunda?
Diploma kırk ayıp mı örtüyor?
Ruhunu ve yeteneklerini körelterek, her sabah aynı işi yapmaya giden köleler, hangi anne babanın hayali olabilir?
"Kuşa yüzmeyi, balığa uçmayı öğretemezsiniz."
Üniversite sınavı yapıldı ve gençler bir ömür her sabah gideceği mesleği tercih edecek. Tamamen gençlerin acemiliğine bırakılmadan, onların yetenek ve hevesleri gözetilerek tercihler yapılmalı. Sırf bir üniversite okusun diye ömrünün en güzel yılları çöpe atılmamalı.
Devlet ve özel kurumlar, çocukları bu konuda daha ilkokula başlarken, yeteneği ve o işi yapabilirlik düzeyini gözeterek liseyi bitirdiği zaman bir tercih yapmaya hazır hale getirmeli.
Böyle olmadığı için gittiğimiz doktor huysuz ve gergin, öğretmen yetersiz, mühendisler masa başı memur oluyor. Hayal gücü zayıf mimarlar, çocuklarla iletişimi zayıf öğretmenler, kan görmeye dayanamayan doktorlar.....
Meslekler ön plana çıkarken sanat ve zanaat arka plana itiliyor...
Çocukların hayallerini ve yeteneklerini kendi olamadıklarınız ile karalamayın.
Her insan kendi kalemi ile gelir dünyaya. Bırakın, rengini ve çizeceği yolu kendi seçsin.
Kalemi tutmayı öğretmek bize düşen kısım ama kalemin sahibi onlar.
Kimsenin- bir diğerinin hayalini gerçekleştirmek için- bir ömür hayal kurması engellenemez.