Tam 5,5 yıl önce, 12 Şubat 2008 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde “ AKP Nusayrilere el attı” başlıklı bir haber yayınlandı.
O dönemde ABD’nin Ankara Büyükelçisi olan Ross Wilson’un Antakya’yı ziyaretinde Nusayri (Arap Alevisi) yurttaşlara "Türkiye yönetiminden şikâyetiniz varsa, bize söyleyin" dediği iddia ediliyordu.
Haber oldukça dikkat çekiciydi ancak nedense ülke gündeminde yeterince yer bulamamıştı.
Haberde ABD'li yetkililerin 22 Temmuz seçimleri sonrası Hatay'da yaşayan Nusayrilerle özel olarak ilgilendiği vurgulanıyordu.
Büyükelçi Wilson’un, üst düzey bir elçilik görevlisini Antakyalı Nusayri bir işadamının aracılığıyla Nusayrilerle görüşmek üzere Hatay'a gönderdiği ve adı açıklanmayan elçilik yetkilisinin burada Nusayri temsilcileri ile yaptığı görüşmede, "Siz azınlıksınız. Bunun farkında mısınız? Niye bunun farkında değilsiniz?" dediği ileri sürülüyordu.
Habere göre Nusayri yurttaşlar ise bu sorulara “"Biz azınlık değil, asli unsuruz" yanıtını vermişti. İstihbarat görevlilerince de izlendiği belirtilen bu görüşmenin resmi kayıtlara geçtiği de haberin devamında ifade ediliyordu.
Bu diyalogun ardından Büyükelçi Wilson’un, ABD'nin Adana Konsolosu Eric Green ve beraberindeki heyetle birlikte Antakya’da Ticaret ve Sanayi Odası'nda işadamlarıyla bir araya geldiği, Wilson'un da burada Nusayri işadamlarına, "Türkiye Cumhuriyeti yönetiminden sıkıntınız varsa, bize söyleyin. Biz çözeriz" dediği iddia ediliyordu.
2008’de çok da önemsenmeyen hatta görmezden gelinen bu haberdeki iddialara yanıt ise Adana’dan gelmişti.
26 Şubat 2008’de Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde bir araya gelen Alevi Kültürünü Araştırma Derneği İskenderun Şube Başkanı Nihat Yenmiş, Ulvi Değerler Derneği Başkanı Zülfikar Çiftçi ve Alevi Kültürünü Araştırma Derneği (AKAD) Adana Şube Başkanı Hasan Atıcı haberdeki iddiaları değerlendirmişti.
Hasan Atıcı, “Elçilik yetkilisine verildiği öne sürülen yanıt, bu bölgede yüzyıllardır yaşamakta olan Alevlerin tereddütsüz katılacağı yanıttır” diyerek Alevilerin bu tür konulara karşı tavrını net bir şekilde ortaya koymuştu.
Atıcı, konuşmasının devamında da “Bizler; çağdaş, Atatürkçü, laik, Cumhuriyet kuşağı Alevi Nusayri yurttaşlar olarak, tüm ulusumuza duyurmak isteriz ki; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, geçmişte hiçbir yabancı devletin himayesine ihtiyaç duymadığımız gibi, bundan sonra da, hiçbir yabancı devletin himayesine ihtiyacımız yoktur. Bizlerin; Şehitlerimizle, gazilerimizle, ülkemizin dünya ülkeleri arasındaki onurlu yerini alması için çalışan, üreten insanlarımızla, azınlık değil Türkiye Ailesinin asli unsuru olduğumuzu, tüm dünyanın bilmesini isteriz” demişti.
Atıcı, bu vurguları yaparken konunun hassasiyetine de dikkat çekip haberin yoruma açık, spekülatif olduğunu belirtmiş ülkenin kritik bir dönemden geçtiğini ve böyle bir dönemde bu tür haberlerin yayınlanmasını, sağduyulu ve etik bulmadıklarını söylemişti.
Cumhuriyet’in gündeme taşıdığı bu iddialar CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun tarafından soru önergesiyle Başbakan Erdoğan'a da sorulmuştu.
Durgun, soru önergesinde "ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ile ABD'nin Adana Konsolosu Eric Green'in Hatay ilimize yaptığı ziyaretin sebebi nedir?
Basına kapalı görüşmelerde Hatay ilimizde yaşayan Nusayri Alevi vatandaşlarımızla bir görüşme talebinde bulunulduğu doğru mudur?
Doğru ise bu görüşme isteğinin amacı nedir?
Wilson ile Gren'in Hatay ilimizi bir yetki sahibi gibi bölgenin dengelerine müdahale etmesi sizce İçişlerimize bir müdahale değil midir?
ABD'nin Adana Konsolosu Eric Green'in daha önce Hatay'a gelerek alevi vatandaşlarımızla görüşmeler yapmış mıdır?
Bu görüşmelerde Nusayri alevi vatandaşlarımıza bazı tekliflerde bulunmuşlar mıdır? Neler teklif edilmiştir?
Alınan duyumlara göre Nusayri alevi işadamlarıyla yapılan bir toplantıda Türkiye cumhuriyeti devletinin Nusayri alevi vatandaşlarımızla bir sorunu olup olmadığını, eğer bir sorun var ise bunu kendilerine iletmelerini söyledikleri Hatay kamuoyunda konuşulmaktadır. Bu yaklaşım Türkiye cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğüne, iç barışına ve Türkiye cumhuriyetinin demokratik hukuk devleti olgusuna yapılmış bir saldırı değil midir? Bizim ABD'deki büyükelçimizin bu tür bir çalışma yapmasına ABD hükümeti izin verir miydi? Siz Türkiye cumhuriyeti başbakanı olarak neden bir ABD büyükelçisinin ülkemizin içişlerine müdahale etmesine izin veriyorsunuz?" sorularını yöneltmişti.
Aradan 5,5 yıl geçti ve bugün Türkiye ile Suriye savaşın eşiğinde.
Bu 5,5 yıllık sürede farklı yayın organlarında Beşşar Esad’ın Nusayri kimliğine vurgu yapılarak Nusayrilerin diğer Sünnilere baskı uyguladığı hatta katlettiği yönünde yayınlanan yazıların var olduğunu da biliyoruz.
Bugün Suriye’de yaratılmaya çalışılan/yaratılan Nusayri-Sünni çatışmasının temellerinin 5,5 yıl önce Türkiye’de de yaratılmaya çalışılmadığına bizi kim ikna edecek?
AKAD Adana Şube Başkanı Hasan Atıcı, Alevi Kültürünü Araştırma Derneği İskenderun Şube Başkanı Nihat Yenmiş ve Ulvi Değerler Derneği Başkanı Zülfikar Çiftçi, bugün gelinen noktada Cumhuriyet’in 5,5 yıl önceki haberinin spekülatif olduğunu hala düşünüyorlar mı çok merak ediyorum.
Türkiye’nin asli unsurları olan Nusayri yurttaşlarımız ABD’li yetkililere en güzel yanıtı verirken bugün Suriye’de yaşanan durumun Türkiye’ye sıçraması için çaba gösterenlerin olmadığını kim iddia edebilir?
ABD’nin Adana Konsolosu ve konsolosluğun üst düzey yöneticileri (daha doğrusu ABD ajanları) Adana’daki sivil toplum örgütlerine seri ziyaretler gerçekleştirip Suriye’yle ilgili görüş almaya çalışıyor. Belki de Obama Suriye’yle ilgili kararını bu görüşmelerden çıkarılıp kendisine sunulan rapor sonucunda verecek.
Bu seri ziyaretlerden en ilginç olanı ise ABD Adana Konsolosu Espinoza’nın AKP İl Başkanlığı’na yaptığı ziyaretti. AKP Adana İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı, ziyarette Espinoza’ya “ABD bizi yarı yolda bıraktı. Bir kez daha anladık ki; ABD’nin ipi ile kuyuya inilmez” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın Suriye konusunda ABD ile hareket edileceğine yönelik söylemlerine karşın AKP İl Başkanı’nın bu sözleri oldukça dikkat çekti.
Obama, Suriye ile ilgili kararını henüz vermedi çünkü Irak, Afganistan gibi deneyimlerin ardından yeni bir savaşa girmek artık o kadar kolay değil. Obama yani ABD, bugün ulusal çıkarları için en doğru kararı vermeye çalışıyor.
Yani en az can ve mal kaybıyla Ortadoğu’nun zengin petrol yataklarını ele geçirmek.
Bölgede yapılanları, yapılmak istenenleri artık herkes açık seçik görüyor.
Emperyalistler 3. Dünya Savaşı’nı başlatıp başlatmama tartışması yapıyor ve ne yazık ki bu savaşın başlatılmasına “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyen Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye önayak olmaya çalışıyor.
Suriye devlet güçlerinin yaptığı iddia edilen katliamla Özgür Suriye Ordusu adı altında bugün Türkiye topraklarını yolgeçen hanına çeviren muhaliflerin yaptığı katliamların da Mısır’da yapılan katliamlardan hiçbir farkı yoktur.
Katliam katliamdır.
Yoksa değil mi?
Yorumlar
Kalan Karakter: