Betonarme hamlesi

Çukurova, Adana’nın en düzenli ilçesidir, en azından herkes öyle bilir.
Aytaç Durak’ın övünç kaynağıdır Çukurova.
Birçok sivil toplum örgütünün de “beton yığını” olarak nitelendirir Çukurova’yı.
Yeşil alanların ve sosyal donatı alanlarının azlığından şikayet edilir sürekli.
Kentin güneyi ise gettolaşmış gecekondu bölgesidir.
Bırakın yeşil alanları, sosyal donatı alanlarını kaldırım, yol, kanalizasyon gibi hizmetlerden bile en az yararlanan bölgelerdir kentin güneyi.
Günümüzde ise Yüreğir bir değişim süreci yaşıyor.
Yüreğir derken tabiî ki yine kuzeyden söz ediyorum.
Yüreğir’in güneyi AVM’lerin, 5 yıldızlı otellerin, kültür merkezlerinin art arda yükseldiği, yeni bulvarların açıldığı bir bölge haline geldi.
HiltonSA’nın aşağısında ise değişen pek bir şey yok.
Değişen ufak tefek şeyler var elbette.
Örneğin Karataş Caddesi pek genişlemese de daha modern bir görüntüye kavuştu.
Kavuştu kavuşmasına da anlayış yine değişmedi.
Hafif Raylı Sistemin Cumhuriyet İstasyonu önünde hala koyunlar satılıyor.
Yüreğir Afrika ülkelerini aratmıyor açıkçası.
Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz’a ve Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan’a sormak gerek; o koyunları gelip belediyen hizmet binasının önünde ya da kentin kuzeyinde bir yerde satsalar tepkiniz nasıl olurdu?
Bu sorunun yanıtını herkes biliyor.
Yüreğir’deki değişimden söz ediyorduk, devam edelim.
Yine Karataş Caddesi üzerinde bulunan ve yaklaşık 18 yıldır inşaat halinde olan Yüreğir Kültür Merkezi de sonunda tamamlanma noktasına geldi. Hala şaşkınız nasıl oldu da bitirilebildi diye.
Gelelim asıl değişime.
Yüreğir’in güneyi verimli tarım topraklarının olduğu bölgedir.
Ne diksen yeşerir.
Portakal bahçeleri son 10-15 yılda çarpık kentleşmenin kurbanı oldu ve o güzelim portakal çiçeği kokularından eser kalmadı Yüreğir’in güneyinde.
Sadece Yüreğir’de değil kentin hiçbir yerinde kalmadı ki.
Kentin gözdesi olan bazı cadde ve bulvarlara dikilen turunç ağaçlarıyla iş kurtarılmaya çalışıldı.
Bu ağaçlarla Türkiye’nin ilk karnavalı olan “Portakal Çiçeği Karnavalı”nı bile yaptık.
Yoku var ettik diyebiliriz.
(Bu arada karnaval gerçekten de Adana’ya yakışan bir etkinlikti. Hakkını yememek lazım.)
Yüreğir’in güneyinde son 2-3 yıl öncesine kadar 4-5 kattan yüksek bina görebilmek mümkün değildi.
Zemin yapısı nedeniyle yüksek katlı binalara izin verilmiyordu.
Son dönemde ise 15-20 katlı apartmanlar dikiliyor.
Regülatör Köprü’den Havutlu’ya doğru ilerlediğinizde sağlı sollu yükselen beton yığınlarını görebilirsiniz.
Yüreğir’in güneyi büyük bir değişimin eşiğinde ve bu değişim henüz başlangıç aşamasında.
Şu andan itibaren bu yapılaşma geleceğe yönelik olarak iyi planlanmazsa Yüreğir, geleceğin beton yığını ilçesi haline gelmeye adaydır.
Yüreğir’in ve Seyhan’ın güneyinde böylesi yüksek binaların yükselmesine izin vermek bu kentin kalbine hançer saplamakla eşdeğerdir.
Eğer bu yapılaşma kentsel dönüşüm furyasının bir eseriyse bunun adı kentsel değil rantsal dönüşümdür.
Çukurova’da yapılan yanlışlar Yüreğir’e örnek olmalı.
İlçe belediyeleri ve Büyükşehir belediyesi artık rant iddialarının merkezi olmaktan çıkmalı bu kentin geleceğinin planlandığı kurumlar olmalıdır.