MUSTAFA ÖZKE
ADANA (GÜNAYDIN) – Yüreği dilinde yaşam biçimiyle tanınan ünlü ozan Taner Nart, Nazım Hikmet Kültür Merkezi Adana Girişimi tarafından gerçekleştirilen ‘Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek’ etkinliğinde hayranlarının karşısına çıkıyor. 8 Mayıs Cuma günü saat 20.00’de Seyhan Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek etkinlikte Taner Nart’a, Alihan Demirkaya ve Erdal Akpınar da çalgılarıyla eşlik edecek.
Nazım Hikmet Kültür Merkezi Adana Girişimi tarafından yapılan açıklamada, “Adana’dayız. Bereketli topraklardayız. Bu bereketli topraklarda sanat ve kültür her zaman çok verimli oldu. Bereketli topraklarda sanat ve kültürü eken, sulayan, çapalayan ve hasat edenimiz çok oldu. Yaşar Kemal’imiz, Orhan Kemal’imiz, Yılmaz Güney’imiz, Abidin Dino’muz, Demirtaş Ceyhun’umuz ve daha nicelerimiz. Yürek işçileriydiler. Ve yürekleri iki kere soldaydı. Hem biyolojik olarak hem ideolojik olarak…
Yürekleriyle ektiler, suladılar, çapaladılar ve bu bereketli topraklardan biçtiklerini ülkemize sundular. Bu bereketli toprakları insanlarımıza tanıttılar. Ve Adana denilince akılların bir köşesinde artık sanat ve kültüre içkin bir şehir var. Kaldı ki, ülkece bilinen sanat ve kültürün mihenk taşlarından Altın Koza Film festivalimiz var. Uluslararası Tiyatro Festivalimiz var. Uluslararası Çukurova Sanat Günlerimiz var. Ve daha niceleri… Dedik ya, Bereketli topraklar buralar… Ama bu bereketli topraklar daha çok işlenmeli. Daha çok sanat ve kültür ekilmeli bu topraklara. İhtiyacımız var.
Çürüyen bir Türkiye’deyiz. Gericileşen bir Türkiye’deyiz. Aydınlanma adına ne varsa itilip kakılan bir Türkiye’deyiz. Sanat ve kültüre ucube, ahlaksızlık olarak bakılan bir Türkiye’deyiz. Sanatın ve kültürün kapitalizmde piyasalaştığı bir Türkiye’deyiz. Piyasalaştıkça ortalamacılığa evet diyen, Piyasalaştıkça kötüne iyisine buna da şükür diyen, Piyasalaştıkça sıradanlaşan ve sıradanlaştıran, Piyasalaştıkça içi boşalan bir sanat ve kültüre tanık oluyoruz. Ve içi boşaldıkça insandan uzaklaşan bir sanat ve kültüre maruz kalıyoruz. Bu ülkede sol geriledikçe, sosyalist seçenek geriledikçe, sanat ve kültürde toplumcu gerçekçilik anlayışı geriledikçe bu saydıklarımız karşısında bu ülke ancak ve ancak kayıtsız bir seyirciye dönüyor. Ama biz bunların hiçbirini kabul etmeyerek, Sanat ve kültürü sol kolundan tutup ayağa kaldırmak için, Sanat ve kültürde sosyalizmin sesini daha çok duyurmak için, Sanat ve kültürde ortalamacılığı, sıradanlığı reddetmek için, bu ülkenin emekçileri adına sanat ve kültür demek için “Bu memleket bizim” diye haykıran, “Haydarpaşa garında 1941 baharında Galip Usta’yı” anlatan, “Güzel günler göreceğiz” inancını aşılayan, “Kimi öldürmeye gidiyorsun Ahmet?” diyerek Kore savaşına karşı çıkan, “Bu kavga hürriyet kavgasıdır” diye mısralarıyla şarkılara giren, Sosyalist mücadele uğruna hapislerde yatan, Ülkesine ve halkına bağlılığından dolayı “Vatan hainliği” ile suçlanan, “Sevdalınız komünisttir” diyerek kimliğini saklamayan, Adını tüm dünyaya duyurmuş sosyalist şairimizin adıyla, komünist şairimizin adıyla, Nazım Hikmet’in adıyla, 10 yıl önce İstanbul’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi olarak yola çıktık. Bu 10 yıl içinde tiyatro, müzik, edebiyat ve birçok atölyelerimizle, konserlerimizle, panellerimizle sanatın ve kültürün aydınlık yüzünü hem İstanbul’da hem de ülkemizin farklı farklı şehirlerine Nazım Hikmet Kültür Merkezlerini açarak temsil ettik. Şimdi Adana’da olmak istiyoruz. Bereketli topraklarda olmak istiyoruz. Bu bereketli topraklardan beslenmek istiyoruz. Bu topraklarda solun, sosyalist seçeneğin, sanat ve kültürde toplumcu gerçekçiliğin sesini daha çok duyurmak istiyoruz. Tiyatro, müzik, edebiyat ve birçok atölyelerimizle, konserlerimizle, panellerimizle bu karanlığı yırtmak istiyoruz. “Gardaşlar”, hepinize Adana Nazım Hikmet Kültür Merkezi olarak yürek dolusu sevgi ve selamlarımızı sunuyoruz.” denildi
Yorumlar
Kalan Karakter: