Neşet KARADAĞ-ÖZEL
ADANA(GÜNAYDIN)-Adana’da Fettullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında ‘silahlı örgüt üyesi olmak’ suçundan 26’sı tutuklu 31 öğretmenin 15’er yıl hapis cezası ile cezalandırılması istemiyle açılan davaya başlandı. 12 öğretmen adli kontrolle tahliye edildi.
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenken meslekten ihraç edilen tutuklu sanıklar Nazım Akyol, Hasan Acar, Halil Kangal, Mehmet Gözeğir, Recep Orakcı, Salim Daş, Levent Çiftdal, İbrahim Yıldız, Mustafa Altunal, Ahmet Özdemir, Hakan Bayten, Ramazan Sevim, Tahsin Uysal, Osman Kalender, Atila Kumru, Ahmet Mart, Sezgin Sürme, Rifat Göbekli, Mustafa Peker, Kadir Körkün, Zeynel Ahmet Öztürk, Esef Donat, Ömer Yılmaz, Hüseyin Çankal, Hikmet Özdemir ve Halil Sürme tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanıklar Abdulhalim Şahin, Ahmet Akım, Murat Mayam ve İsa Tekin Çimen ise duruşmada hazır bulundu. Hakkında zorla getirilme kararı verilen tutuksuz sanık Ali Kemal Denge ise gelmedi. Sanıkların kimlik tespitlerinin ardından savunmaları alındı.
‘NERDEYSE TÜM İL İLCE ŞÜBE MÜDÜRLERİ SOHBETLERE KATILIR’
Sanık öğretmenlerden Osman Kalender, cemaatin içinde olduğunu itiraf etti. Devletine ve milletine, bayrağına bağlı birisi olduğunu belirten Kalander, “Ailemin durumunun kötü olması ve inançları nedeniyle cemaatin evinde kaldığım doğrudur. İyi bir birey olmak için bu yapının içerisinde oldum. Üniversite sonucu öğretmen oldum, görev yaptığım tüm okullarda maddi durumu kötü olan öğrencilere yardımlarda bulundum, bazı öğrencilere bu cemaati teşvik ettiğim doğrudur. Ancak bu yapıyı bir örgüt niteliğiyle tavsiyede bulunmadım, bütün gayretim ülkemizin maddi durumu iyi olmayan öğrencilere yardım etme amaçlıdır. Sohbetlere katıldığım doğrudur, neredeyse tüm il ve ilçe şube müdürlerinde bu sohbetlere katıldığı doğrudur. Hiçbir kötü alışkanlığım yoktur, inancım ve ahiret hayatım için daha güzel bir yaşam için dini kitapların okunduğu, dini sohbetlerin yapıldığı cemaat toplantılara mesai arkadaşlarımla katılmakta bir mahsur görmedim. Mlli ve manevi durumlara ters devlet büyüklerimizi kötüler bir sözle de karşılaşmadım. Aksi bir durum olsaydı, bu yapının sohbetlerine katılmazdım” dedi.
Diğer öğretmenlerle birlikte Adana Eğitim Gönüllüleri Derneği ile Aktif Eğitimciler Derneği'ne üye olduğunu da ifade eden Kalender, 2 üniversite bitirdiğini halen 3. Üniversitede öğrenim gördüğünü söyledi. Kalender savunmasını şöyle sürdürdü:
‘DİNİM, MİLLETİM ADINA LANETLİYORUM’
“Örgüt üyeliğini kesinlikle kabul etmiyorum. İnancım gereği bu bana terstir. Cemaatin ülke içi ve ülke dışı faaliyetlerini devlet ve hükümetce de desteklenmesi ve TBMM altında himaye edilerek adına paralar bastırılmıştı. 17-25 Aralık süreci sonrasında cemaat ile devletin arasındaki olumsuzlukların düzeleceğini düşündüm. Bank Asya'ya para yatırmış olmam, yaşanılan olayların ciddi bir problem olmadığını düşündüğümdendir. Bylock programını hiç kullanmadım. Telefonuma asla yüklemedim. Darbe teşebbüsünü yapanları insanlık adına, dinim adına, milletim adına şiddetle lanetliyorum. Ben böyle bir terör örgütü ile 15 Temmuz 2016 tarihinde tanıdım. Adaletin, bu türlü eli kanlı hainlerle, ahireti için çalışan ülkesi için fedakarlık yapan insanları ayıracağına inancım sonsuzdur. “
Şube ve ilçe müdürlükleri yaptığını söyleyen Ahmet Özdemir ise 2014 yılındaki yasa değişikliği ile görevden alınan kişilere yönelik tepki gösteren tek sendikanın Aktif Eğitim Sen olması nedeniyle bu sendikaya üye olduğunu söyledi. Nevşehir'deki termal otelde kaldığı ile ilgili suçlamaya ise Özdemir şöyle cevap verdi:
‘DAVETLERE NERDEYSE TÜM TEŞKİLAT KATILIRDI’
“Bu otelin Fetö'ye iltisaklı kişilerin kaldığına ilişkindir. Ben 2012 yılının yarıyıl tatilinde ailemle birlikte parasını ödeyerek kaldım. 27 gün kaplıcada kalmam mümkün değildir. Buna ne sağlığım ne de bütçem yeter. Ben ilçe milli eğitim müdürüyüm, kesinlikle cemaatin içerisinde aktif olarak yer almadım. Kimseyi yapının dershanesine yönlendirmedim, kimseyi gazete dergi abonesi yapmadım, bir kişi bu şekilde beyanda bulunursa bunu kabul ederi. Fetö terör örgütünün önceki dönemdeki yemekli toplantılarına davet edilirdi, bu örgüt o zaman böyle bir yapı içerisinde olmadığı için davetlere neredeyse tüm teşkilat katılırdı. Bank Asya'da 15-16 yıllık bir hesabım vardı, faizsiz banka olması, açılışını Recep Tayyip Erdoğan ve Tansu Çiller yapmıştı. Güvenerek bu bankaya para yatırdım, para hareketlerim oldu, faturalarımı yatırdım, bu hesaba bağlı bazı ek hesaplarım da vardır. 1023 Euro param vardı, lazım olduğunda çekiyorduk, yatırma çekme işlemlerim olmuştur, illegal hiçbir yere EFT yapmadım, hiçbir çağrıya uyarak para yatırma olayım olmamıştır. AB birliği projeleri kapsamında Avrupa'nın 9 ülkesine gittim, bu da yurt dışı giriş çıkış kayıtlarım da mevcuttur, toplantı ve gezilere baştan söylediğim gibi katılmadım, organize etmedim, yoğun mesaim nedeniyle bu tür organizasyonları yapmam mümkün değildir. Kimseden himmet, kurban, para toplamadım, kimseden istemedim, kimseye de vermedim, bu şekilde beyanları olan varsa kabul etmeye hazırım. Bu örgütü lanetliyorum, oğlumun haber vermesi üzerine evimde arama yapıldığını öğrendim, bu haberi aldıktan 3 saat sonra gidip teslim oldum, asla kaçma şüphem yoktur. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum.”
2012’de ilçe milli eğitim müdürlüğü yaptığını belirten Hasan Acar da, 2014 yılında çıkan kanunla görevden alınarak eğitim uzmanlığı kadrosuna atandığını, bu kadroya geçtikten sonra Aktif Sen'e üye olduğunu söyledi. 15 Temmuz'dan önce sendikanın Fetö ile bağlantısını bilmediğini ifade eden acar, “Bilseydim üye olmazdım. Erdal Denge Sarıçam İlçe Milli Eğitim müdürüdür. Beni Burç Okulları'nda namaz kılarken gördüğünü iddia ediyor. Bbenim çocuğum Burç Okulları'nda burslu bir şekilde bu okulu kazandığından 2007 ve devamındaki dönemlerde okudu, çocuğum etüt için okulda kaldığı zamanlarda çocuğumu beklemek için bekleme salonunda bekliyordum, vakit namazı geldiğinde namazlarımı kıldım, beni orada görmüş olabilir. Murat Akgül de İl Milli Eğitim'de şube müdürü olur. Kendisi toplantılara katıldığıma ilişkin iddialarını kabul etmiyorum, ancak iftar yemeklerine katılmış olabilirim, beni orada görmüş olabilir. Çocuğum Burç Okulları'nda okuduğu için okul taksitlerini ödemek amacıyla Bank Asya hesabını açtırmıştım, kredi kartı hesabım da vardı, faizsiz banka olması nedeniyle 17-25 Aralık öncesi ve sonrası da para yatırdım. Benim çocuğum SBS ve üniversiteye hazırlandığı için gazeteye abone oldum. Herhangi bir terör örgütü ile bağım yoktur, hepsini lanetliyorum, yüce Mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum” dedi.
15 Temmuz’da yapılan darbe kalkışmasının kendisini endişeye sevkettiğini belirten Salim Daş, FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgisinin olmadığını söyledi. Daş, “Eğer olsaydı 2011 yılında girmiş olduğum müdürlük sınavında mülakat sonucu elenmezdim, yine 2011 yılında şube müdürü olabilmek için sınavına girdim, sonrasında bu sınava ilişkin mülakata girdim, ancak mülakat sonrası yine elendim, benim bu yapı ile sıkı bir bağım olsaydı, 2011 yılı itibariyle bir okulda müdür, ya da sonrasında şube müdürü olarak görev yapmam gerekirdi” dedi.
30 yıllık öğretmen olduğunu söyleyen Ramazan Sevim, hiçbir terör örgütüne üye olmadığını, bu tür yapılara da zaten karşı olduğunu, bu tür yapılardan uzak duraları için çevresindekilere de telkinlerde bulunduğunu söyledi. 15 Temmuz girişimini de şiddetle kınadığını belirten Sevim, “Bank Asya hesabım 10 yıl öncesine dayanan bir hesaptır, faizsiz olması nedeniyle tercih ettim. Fetö ile ilişkili olduğunu bilseydim, kesinlikle para yatırmazdım. Çocuğumu da okullarından alırdım” diye ifade verdi.
Fatih Terim Lisesi’nde öğretmenlik yaparken öğrencilerin PKK’nın eylemlere gitmemesi için çaba gösterdiğini ve bu yüzden 3 kez ölümle tehdit edildiğini belirten Mehmet Gözeğir, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Belki o zaman öldürülseydim, kahraman olacaktım, ancak şuanda terörist damgası ile karşınızda duruyorum. Vatanımı, milletimi, bayrağımı gerçekten çok seviyorum, ben canımı üç kez ortaya koydum. whatspapp görüşmelerimde girişimi lanetlediğim belirttim, daha sonra zaten sokağa çıktım. Gaziantep'te Celal Doğan Parkı'nın orada bulunan nöbet eylemine gittim ve dışarıda bulundum. Ben kesinlikle vatanımı, bayrağımı milletimi hiçbir şeye değişmem, ben sportif bir kişiyim, boş zamanlarımda çeşitli spor etkinlikleriyle uğraşırım.”
‘UYARILMADIK’
Eğitim Gönüllüleri Derneği’ne üye olduğunu ifade eden 24 yıllık öğretmen Atilla Kumru da, “Dernek faaliyetleri ilgimi çekti ve bu nedenle üye oldum. Dernek binasının açılığında sayın vali ve il milli eğitim müdürünün de bulunduğunu görünce derneğe olan güvenim arttı. 15 Temmuz girişimine kadar herhangi bir terör örgütüne ilişkin eylem ve söylemine şahit olmadım. Eğer böyle bir şeye şahit olsaydım hemen istifa ederdim.Faizsiz olması nedeniyle Bank Asya'yı tercih ettim, açılışını da devlet yetkilileri yapmıştı, kimsenin talimatı ile bu bankaya para yatırmadım, kredi kartım vardı sadece onu kullanıyordum. Darbe girişimine kadar da bu kurumlara ilişkin herhangi bir uyarı yazısı yoktur, terör kapsamında bir propagandalarına da şahit olmadım, olsaydım istifa ederdim, her zaman devletimin yanında oldum, şehit, yaralananların haberlerini alınca duygulanır ve hüzünlenirim, bir sineğin bile bana ve yakınlarıma zararı yoksa yaşama hakkına ait olduğunu düşünürüm” dedi.
Okul müdürü İsa Tekin ise, Aktif Sen’e sosyal faaliyetlere katılmak için üye olduğunu, Bank Asya’daki parasının da çocuklarının eğitimi için ayırdığı para olduğunu söyledi.
‘DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI PAYLAŞIMLAR YAPTIM’
30 yaşında bir öğretmen olduğunu belirten Ömer Yılmaz, Aladağ’da görev yaparken köy yoluna katkılarından dolayı taltif aldığını söyledi. Darbe girişimini desteklediği iddialarını kabul etmeyen Yılmaz, “Whatsapp yazışması 7 kişilik bir grup içinde yapılan bir konuşmadır, bu konuşmaların darbe girişimi destekleme amacı gütmemektedir. cumhurbaşkanımızın sokağa çıkma talimatını duyduktan sonra sosyal medya hesabımdan darbe girişimine karşı yönelik paylaşımlarda bulundum. Darbe girişiminden sonra sendikadan istifa ettik” dedi. Eğitim Gönüllüleri Derneği'ne üyeliğini ise şöyle anlattı:
‘VATANINA İHANET EDENLER YÜZÜNDEN CEZALANDILMAM AM GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’
“Açılış programına davet edildim. Vali konuştu, derneğin faydalı olduğunu düşündüğümden üye oldum. Adana da 2013 yılında tayinimin çıkması nedeniyle faaliyetlerine çok fazla katılamadım 2015 yılında dernek üyeliğinden istifa ettim. Termal otele 2014 yılında ilk defa gitiğimde sendikal faaliyete yönelik seminere ilişkindi. Bank Asya'daki kredi kartımın 2012 yılı sonlarına doğru alışveriş yapmak ve ekstre borçlarımı ödemeye ilişkindi, talimat doğrultusunda kesinlikle para yatırmadım. Ben devletin izniyle açılmış bir sendika içinde yer aldım, yasa dışı hiçbir iş yapmadık, 15 Temmuz darbe girişimine kadar her zaman devlet tarafından muhatap kabul edildik, biz bu sendikanın içerisinde olduğumuzda kimse bize bu sendikanın örgütle iltisaklı bir sendika olduğu uyarısında bulunmadı, ben işlemediğim suç nedeniyle eşim ve çocuğumdan uzak kaldım, vatanına ihanet eden insanlar nedeniyle cezalandırılmamam gerektiğini düşünüyorum.”
‘HÜKÜMETE KARŞI YAPILAN HAİNLİKLERE KARŞIYIM’
Savunmasına “FETÖ’ye üye olma nedeniyle alçaltıcı bir suçla tutuklandım” diyerek başlayan Mustafa Peker, saygın, güvenilir, iyi bir eş, iyi bir baba olduğunu söyledi. Sicili takdir ve teşekkürlerle dolu yüksek lisans yapmış uzman bir öğretmen olduğunu belirten Peker, “Hayatımda askerlik hariç silaha temasım olmadı, 3 çocuğum var, oyuncak silah bile almadım. Yasa dışı bir örgütle işim olamaz. 15 Temmuz gecesi bir yakınımın DSİ Baraj Tesisleri'ndeki düğün sonrası evime gittiğimde darbe girişiminden haberdar oldum. Bunun üzerine sokağa çıktım ve eylemde bulundum. 12 Eylül mağduru olarak demokrasi yoluyla seçilmiş hükümete karşı yapılan hainliklere karşıyım, lanetliyorum, isnat edilen suç tarihi 15 Temmuz 2016'dır, bu tarihten önce de sonra da yasa dışı bir suç işlemedim. Suçlu birisi olsaydım gizlenirdim. “
12 EĞİTİMCİ TAHLİYE OLDU
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Tahsin Uysal, Salim Daş, Hakan Bayten, Esef Donat, Rıfat Göbekli, Nazım Akyol, Halil Kangal, İbrahim Yıldız, Recep Orakcı, Hikmet Özdemir, Sezgin Sürme ve Mustafa Peker'in üzerilerine atılı suçun niteliği, dosya kapsamına yansıyan delil durumu, savunmalarının alınmış olması, tutuklamanın tedbir olma niteliği nazara alınarak yurtdışı yasağı ve haftanın pazartesi, çarşamba ve cuma günleri bağlı bulundukları kolluk birimine imza atmak suretiyle adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluğunun devamı karar verdi. Duruşma tanıkların dinlenmesi ve eksikliklerin tamamlanması için ileri bir tarihe ertelendi.
Yorumlar
Kalan Karakter: