Her deprem sonrası çıkan bilmişler tüm kanalları meşgul ederek, deprem sırasında insanların neler yapması gerektiğini anlatır dururlar.
Deprem sırasında yere çöküp, cenin pozisyonunda vücudu küçük bir şekilde kapatıp, sağlam bir cismin ayağına tutunmayı öneren ''Çök Kapan Tutun'' tekniğini anlatıp duruyorlar..
Anlatıyorsunuz da bu sarsıntı gecenin bir vaktinde veya sabahın nurunda insanları yataklarında yakaladığı zaman, bu tekniklerin nasıl işe yarayacağını anlatında anlayalım.
İnsanlara; nasıl yatması, neler yapmasından ziyade önce binaların sağlam yapılması gerek.
**
Elbette deprem esnasında neler yapmamız gerektiği hususunda bilinçlenmemiz lazım. Ancak binalar sağlam olmadıktan sonra bu bilincin de bize bir getirisi olmayacak. Ne yaparsak yapalım enkazın altında kalmaktan kendimizi kurtaramayacağız.
Peki bunlar yapıldı mı? Elbette hayır.
Eğer yapılmış olsaydı bu denli yıkıcı ve can kaybı yaşanmazdı belkide..
Bu durumda bize doğru iş ve doğru denetim yapılmadığını gösteriyor.
**
Her depremden sonra “Eski yönetmeliklere göre yapılan binalar riskli. Yeni yönetmeliğin şartları daha ağır. Buna göre yapılan binalar daha sağlam” derler.
Evet ama kuralına uygun yaparsanız...
Bugünkü yönetmeliğe göre sağlam bir yapı yaparsanız 75-100 yıl ayakta kalır. Ama 1970’li yıllarda sağlam bir yapı yaptıysanız o da 75-100 yıl ayakta kalır. Yani yapıldığı dönemin yönetmeliklerine uygun şekilde projelendirilip inşa edilen ve doğru denetlenen her yapı sağlamdır.
**
Bu paylaşımlar sadece Hayat Üçgeni Tekniği'ni önermekle kalmamakta. Ülkemizden AFAD ve AKUT'da dahil olmak üzere, dünyanın en önde gelen arama-kurtarma ekiplerinin önerdiği ''Çök Kapan Tutun'' tekniğinin uygulanmasının ölümcül bir hata olduğunu ileri sürmektedir.
Kısacası ''Çök Kapan Tutun'' demekten ziyade sağlam tekniklerle yapılacak binaların hayat kurtaracağını ve bunların da öncelikle sıkı bir denetimden geçmesi gerektiğini söylüyoruz.
Aslında her deprem sonrası bundan ders çıkartmamız gerekirdi demek artık bana çok saçma gelmekte. Bunları görmezden gelmek yada yaşanmamış gibi davranmak olası bir faciya daha çok sebebiyet veriyor.
Aslında binalar değil de ihmalkarlıklar insanları öldürüyor. Bu depremde bunu daha iyi anlamış olduk..
**
Bugünden sonra hiç bir şey olmamış gibi yaşayamam.
Zaten insani duyguları olan, vicdan sahibi kimse de yaşayamaz.
Yaşanan bunca acıdan ve kayıplarımızdan sonra her şey yolundaymış gibi, kimse ölmemiş davranıp, mutluymuş gibi gülebilir miyiz?
Bu saatten sonra zor. Çünkü, insan olan yerlerim çok acıyor.
Canım yanıyor canım. Hem de çok yanıyor..
Yorumlar
Kalan Karakter: