“Hayat bir sınavdır; ama diğer sınavlara pek de benzemez. Çünkü bazen yaptığın bir yanlış, tüm doğrularını götürebilir.” demiş Dostoyevski. Ama bu hiç yanlış yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Elbette hatalar yaparız sonuçta insanoğluyuz. Zaten hatalar ve yanlışlar değil midir insanı tecrübeleştiren? Önemli olan bu hatalardan ve yanlışlardan ders çıkarabilmektir. Yoksa hiçbir şey değişmez, aynı tas aynı hamam durumuna düşeriz.
Neden bu cümleleri kurduğumu şimdi anlayacaksınız. Çünkü bahsedeceğim konu tam da bununla alakalı. Ama ben “HAYAT SINAVI” ndan değil, “ÜNİVERSİTE SINAVI” ndan bahsedeceğim. Ne de olsa hayat sınavına dair bir şey söylemek için çok gencim. Ama üniversite sınavına dair bir şeyler söyleyebilirim. Sonuçta üniversite sınavına girmiş, kazanamamış olsa da tecrübe edinmiş ve hatta önceki sene yaptığı hataların farkına varmış mezun bir öğrenciyim. Anlayacağınız üniversite sınavına hazırlanan dostlarıma bildiğim ve araştırdığım birkaç tavsiyeyi maddeler halinde sunacağım.
1. Uyku çok önemli bir etken. Uykusunu alamamış birine ne anlatırsanız anlatın, ne sorarsanız sorun sorduğunuz soruyu tekrar etmenizi isteyecektir.
2. Hafızayı harekete geçiren gıdalar tüketilmeli. Örneğin ceviz, kırmızı meyveler, ananas, balık vs. Elbette aşırıya kaçmadan yeteri kadar tüketilmeli aksi takdirde sağlık açısından hiç hoş şeyler olmayabilir.
3. Düzenli çalışmak bu işin püf noktasıdır. Gün içinde ne kadar çok çalışırsanız çalışın eğer devamlılığı sağlayamıyorsanız üzgünüm bir sonuç elde edemezsiniz. Bir-iki gün yedi-sekiz saat ders çalışıp öbür günler kalem oynatmazsanız tahmin edersiniz ki o çalışmanın pek bir faydasını göremezsiniz. Günde en az iki üç saat de olsa düzenli çalışmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum.
4. Detaylı çalışmamak hiç çalışmamak gibidir. En ufak bir detay koskoca bir soruyu götürebilir. Ne demişler “Şeytan ayrıntıda gizli.” O halde detaylı çalışıp soruları heba etmeyin.
5. Kodlama yapmak hayat kurtarır. Bu taktik genellikle sözel dersler için kullanılsa da sayısal derslerde de kullanılabilir. Kodlamayı günlük hayattaki olaylardan yola çıkarak yaparsanız akılda daha kalıcı oluyor.
6. Bugünün işini yarına bırakma, yarının programını bugünden hazırla. Hem böyle yaparsanız yarın için “Bugün hangisinden başlasam? Önce paragrafı mı bitirsem?” diye kendinize sorular yöneltip var olan zamanınızı da boşa harcamamış olursunuz.
7. Renklerin nasıl kullanılacağını iyi bilmek lazım. Neden diye soracak olursanız renkler kişinin öğrenmesini ve hatta psikolojisini bile etkiliyor. Bugüne dek her önemli notun altını kırmızı kalemle çizdik. Ama sanılanın aksine mavi kalemle yazılan yazılar hafızada daha çok kalıcı oluyor ve rahatlatıyormuş. Yeşil de tabiattan gelen huzuru ve ferahlık hissini veriyormuş. Sarıyı ise asla kullanmamanız gerek. Çünkü sarı rengi geçiciliğin ve çekiciliğin rengiymiş. Evet. Hatta taksilerin bu nedenle sarı olduğu düşüncesi de var. Dikkat çekip, geçici olduğunu belirtmek için.
8. Deneme sınavlarında veya çözdüğünüz sorularda yanlışlarınıza dönmeyi unutmayın. Nerede hata yaptığınızı görün ve diğer sorularda aynı hatayı yapmamaya özen gösterin. Eğer aynı hatayı yapmaya devam ediyorsanız küçük bir defter edinip yaptığınız hataların doğrusunu oraya yazabilirsiniz. Zamanla hatalar yerini doğrulara bırakacaktır.
9. Zaman zaman bunalmışlık hissi olabilir. Bu çok normal. Böyle durumlarda bir şarkı, bir şiir veya arkadaşlarla bir yere eğlenmeye gitmek hiç de fena bir fikir değil.
10. Ve işte son tavsiye. Ama bu tavsiyeyi bir metafor üzerinden aktaracağım. Herkes kendi hayatının şoförü. Hangi hızla ve hangi yola gireceğini kendin karar vereceksin. Bu süreçte bazı kişiler seni sollayabilir. Bu senin hep arkada kalacağın anlamına gelmez. Seyir halindeyken hızını düşürmemeye çalış. Ara ara frene basabilirsin. Ama asla frene tam basmayacaksın. Gazı da kendine göre ayarla, fazla yüklenme. Ne de olsa fazla hız çok iyi şeyler doğurmayabilir...
Yorumlar
Kalan Karakter: