GENÇ BİR ÇOCUĞUN ÖLÜMÜ VE STOKHOLM SENDROMU

Geçtiğimiz hafta sonunda BDP milletvekili Sırrı Sakık’ın oğlu, babasıyla birlikte yaşadığı 5 inci kattaki evin balkonun dan atlayarak yaşamına son verdi. Merhumun başta babası ve yakın çevresi intihar vakasının yıllar önce yaşamını yitiren anneye olan özlemin tetiklediğini belirtiyorlar.Buradan yaşamını yitiren oğula ve daha önce kanserden hayatını kaybeden anneye rahmet ve mağfiret diliyoruz.

Sırrı Sakık’ın oğlunun vefatı üzerine Sayın Başbakan bulunduğu Bosna’dan, BDP’li vekili telefonla arayarak taziye bulundu. Sakık, Başbakanla yaptığı telefon görüşmesinde, Sayın Başbakan’a "Akan kanı siz durdurabilirsiniz. Bu savaşı bitirin kimse evlat acısı çekmesin" dedi, buna mukabil olarak ta Sayın Başbakan “ben elimden geleni yaptım, ancak karşılık bulmadı” şeklinde cevap verdi.

Daha sonra Sırrı Sakık, bu talebini hangi duygularla dile getirdiğini Akşam gazetesine anlattı:
“Başbakan Erdoğan, evlat acısını derinden yaşadığım bir sırada telefon açarak başsağlığı diledi. Yüreği yanan bir baba olarak duygularımı dillendirdim. Evlat acısını ancak yaşayan bilir. Ailemizden bir çok genci dağda yitirdik. Çoğu Sedar'la yaşıttı. Yakınlarımızın evlat acısına yıllardır tanıklık ediyorum. Bu acıyı, asker ve polislerin anne babaları da en ağır şekilde yaşıyor. Evlat acısının son bulması, kanın durması için herkesin empati yapması lazım. Başbakan'la görüşmemdeki ifadelerimin bir tek amacı vardı. Bu da, acıların en ağırı olan evlat acısının son bulması.”

Sırrı bey, gazeteye yapmış olduğunuz açıklama da bile bizler ve ötekiler tanımlaması var. “Ailemizden bir çok genci dağda yitirdik, yakınlarımızın evlat acısına yıllardır tanıklık ediyorum, bu acıyı asker ve polislerin anne ve babaları da en ağır şekilde yaşıyor” derken bu konuşmanızın bir tarafında bile sizler yani BDP ve PKK diğer tarafında ise sizin deyiminizle T.C. var. Daha hafta sonu cumartesi ve Pazar günlerinde iki kahpe pusunun ilkinde Hakkari - Çukurca karayolunda askeri birliğin geçişi sırasında meydana gelen patlamada 4 askerimiz şehit oldu, 5 askerimiz yaralandı.

İkincisin de ise Bingöl'ün Karlıova İlçesi yakınlarında, polisleri taşıyan midibüsün geçişi sırasında yola döşenen patlayıcının uzaktan kumandayla patlatılması sonucu, 8 polis yavrumuz şehit oldu ve 9 polis de yaralandı. Yine Batman'ın Gercüş ilçesinde petrol arama çalışmalarını sürdüren yabancı bir şirketin özel güvenlik görevlileri, mesai bitiminde Batman'a gitmek üzere helikoptere bindikleri sırada pusuya düşürüldü ve 4 özel güvenlik görevlisi yaralandı.

Sırrı bey, sizin çok ama çok iyi bildiğiniz ve yürekten, gönülden, damardan destek verdiğiniz bir gerçeği bir kez de biz burada yazalım…

Vaka herkesin malumudur ve en yalın hali ile şudur.Orta doğu coğrafyası ve cennet vatanımız üzerinde önce İngiltere’nin sonra ABD ve İsrail’in bitmez tükenmez emperyal emelleri vardır. Bu projenin Türkiye ayağında ise Anadolu topraklarının bölünüp parçalanması rüyası vardır. Bu yıkım projesini ABD ve İsrail, bölücü örgüt eliyle aşama aşama gerçekleştirme çabaları içerisindedir. Bu bağlamda proje, Kuzey Irakta kurulup bağımsızlığını ilan edecek olan kukla devlete Türkiye’nin güney doğu ve doğusundaki 15 in üzerindeki vilayetin ilhakının sağlanmasıdır.

Mesele ana dilde eğitim, yerel yönetimlerin özerkliği, işsizlik, istihdam ve ekonomik yardım değildir. Bölücü Örgüt ve onun sivil versiyonu BDP her fırsatta Türkiye düşmanlığı yaparak en galiz küfürleri ar damarları çatlamışçasına etmektedirler. Daha  geçtiğimiz günlerde Bağımsız Van milletvekili Aysel Tuğluk, Kürdistan’da (Diyarbakır’da) işgalci sömürgeci güçlerin zulmü devam ediyor diyerek, Diyarbakır’ı Kürdistan toprakları, Türk askeri ve polisini de işgalci güçler olarak tanımlamıştır.
PKK 30 yıldır bu millete kan kusturuyor asker, polis, kaymakam, mühendis, öğretmen, işçi resmi ve sivil kaçırıyor ve öldürüyor, bazen de danışıklı olarak milletvekilleriyle yolu kesişip sarmaş dolaş kuzu sarması oluyorlar, kamu bina ve iş makinalarına ekonomik zarar veriyorlar ABD, İsrail ve Batının Küresel Emperyal Güçleri, PKK Stratejisini; El Koyma, Demokratik Özerklik, İç Savaş, Plebisit, Ayrı Bir Devlet yani Büyük Kürdistan’ın kurulması üzerine inşa etmiş ve bütün imkanlarıyla da tetikçisi bölücü örgütün yanında durmaktadır.
Sırrı bey, sizin damardan aşık olup yerlere göklere sığdıramadığınız PKK, kadın erkek demeden, yaşlı genç demeden, kundaktaki beşikteki anne karnındaki ve kucağındaki masum melek yavrular demeden katliamlarına devam etmekte, canlı bombalarla kentlerde onlarca cana kıymaktadır. Başbakan’a.. empati yapalım, akan kanı siz durdurun, bu savaş bitsin kimse evlat acısı çekmesin diyorsunuz. Türkiye’de akan bir damla kanın bile nedeni bölücü örgüt ve sizlerin yani BDP’nin  “Stokholm sendromu” na damardan yakalanmış olmasıdır.

Bu ülkede hiç ama hiç kimse 75 milyon vatan evladının herhangi birisinin bile burnunun kanamasını istemez,  bu devlet bu millet böyle bir şeyi asla ama asla tasvip etmez ve kökten reddeder. Bunu bir tek ABD, İsrail, Batının Egemen Güçleri ve onların tetikçisi PKK ve bölücü örgüte “Stokholm sendromu” ile  damardan bağlı BDP ister. Biz Türkler ve Kürtler, Aleviler ve Sünniler bu ülkenin bu vatanın en asli, en temel kardeş unsurlarıyız. Sorun sizde Sayın Sakık, Sorun Sizde, Bir Damla Bile Olsa Dökülen Kanın Sorumluluğu Sizde.