İKİ DAĞIN ARASINDA GÜL KOKULU ŞEHİTLER

Geçtiğimiz hafta sonu Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gecenin sahur vaktinde bizler evlerimizde mis gibi çayımızı yudumlayıp, yanında otlu Van peyniri ve tombul sele zeytiniyle birlikte sahanda yumurtayı midelerimize indirirken, yurdun bir başka köşesinde kıyametler kopuyor ölsün, öldürülsün diye iki dağın arasına hapsedilerek kaderiyle baş başa bırakılan gül kokulu yiğitlerin üzerine yağmur gibi uçaksavar doçka mermileri, el bombaları, uzun menzilli silah ve roketatar mermileri yağıyordu.

PKK şeytanları Hakkari / Çukurca’da Geçimli ve Karataş Jandarma karakollarıyla Darsinki Tepesinde bulunan askeri üs bölgesine eş zamanlı saldırı düzenlemiş, bu saldırılar sonunda 6 gül kokulu yiğit askerimizle 2 korucumuz şehit olmuştu. Milletimizi bir kez daha derin acılara boğan bu elim olayın ardından bildik, tanıdık, içi boş, kof, pratikte bir karşılığı ve inandırıcılığı olmayan, rutin, mutad taziye mesajlarının devlet ricali arasında karşılıklı med – cezir oluşturması en az Geçimli Şehadeti kadar yürekleri dağlamıştır.

2008 de ki Aktütün faciasının ardından Sayın Başbakan, TOKİ’nin bütün sınır karakollarını kale gibi yapacağını söylemiş ve bu konuda ilgililere talimat vermişti. Sonuç: Hüsran. 2008 den bu güne 206 sınır karakolundan ancak 60’ ı yenilenebilmiş geri kalanına  ise çeşitli vesilelerle dokunulamamıştı.Oysaki TOKİ her fırsatta afra tafra yaparak son 8 yılda tam 550 bin toplu konutu sosyal donatı ve çeşitli müçtemilatlarıyla birlikte yaptıklarını ve bunları hak sahiplerine dağıttıklarını söylüyor.

Sekiz yılda 550 bin  konut yapıyorsun da 5 yılda neden sadece 206 sınır karakolunu bitiremiyorsun. Neden bu gün halâ iki dağın arasında çoban kulübeleri gibi korunaksız bu ucube barınaklarda gül kokulu yavrularımızı ölüme mahkum ediyorsunuz? Böyle bir devlet aklı olur mu?  Sayın Başbakan, Geçimli Karakolu saldırısının hemen ardından saldırının Suriye toprakları üzerinden gelen PKK’lılarca gerçekleştirildiğini belirterek düşmanın Suriye yönetimi olduğunu ifade ederek dış güç yada düşmanlara karşı gereğinin yapılacağını ifade etmiştir.

Sayın Başbakan, başta Türkiye olmak üzere bu toprakların, bu coğrafyanın ve bu coğrafyada yaşayan halkların 1 numaralı düşmanı ABD’dir ve tabi ki İsrail’dir.Bu ABD, bizi kışkırtıp gaz vererek Suriye’ye düşman etmedi mi?, Malatya / Kürecik’te füze radar üssünü kurdurtarak İran’a düşman etmedi mi?, ABD’nin telkin ve yönlendirmeleriyle Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin Başkanı peşmerge reisi Barzani ile bağımsız petrol anlaşması yapıp merkezi Irak hükümetinin düşmanlığını kazanarak bu ülkeden NOTA yemedik mi?.

Bu ABD başımıza çuval geçirmedi mi? Savaş gemimizi vurup subaylarımızı katletmedi mi? Türkiye’nin bölünüp parçalanması noktasında bölücü şeytanları büyütüp besleyerek üzerimize saldırtan, bu ülkede Bir Türk – Kürt etnik çatışmasıyla birlikte Alevi – Sünni mezhep boğazlaşmasını körükleyen zamanı geldiğinde de bunu en alçakça ortaya koymaktan çekinmeyecek olan ABD değilmidir? 

Yıllar önce Körfez Bölgesi'nde bir albay, gazeteci Güneri Civaoğlu'nun önüne genişçe bir harita açar. Türkiye'nin Güneydoğu bölgesini gösteren albay, "Biz buraya Kürt Devleti'ni kurmak için geldik" der. Bunun üzerine Civaoğlu Türkiye'nin buna asla müsaade etmeyeceğini söyler. Albayın cevabı ilginç ama düşündürücü olur: "O zaman Irak Kürtleriyle savaşırsınız." diyen ABD’nin stratejik aklı değilmidir?

Sayın Başbakan… Aktütün, Dağlıca, Hantepe, Gediktepe, Silvan, Geçimli şehitleri şimdi Anadolu’nun kırsalında bir köy yada mezranın kabristanında sessizce yatmaktadırlar ta ki ba’as gününe (yeniden diriliş günü) kadar. Şimdi onların yanlarında ne anneleri ne babaları ne eşleri nede çocukları var. Mezarları başındaki hece taşları, upuzun yemyeşil bir selvi agacı, üç kök hercai menekşesi, bir dal sarı sabır çiçeği ve durmadan öten arsız bir ağustos böceği iki dağın arasında şehit olan “Gül Kokulu Yavrularımızın” yeni dost, arkadaş ve aileleridir.    
İKİ DAĞIN ARASINDAKİ GÜL KOKULU ŞEHİTLER… Ruhunuz Şaduman Olsun.