NEDEN FOÇA?
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
İzmir – Foça’daki alçak saldırı… bir Türk – Kürt çatışmasının pratiğe yansıtılmasının gayreti şeklinde okunabilir. Çünkü, başta PKK olmak üzere Yeminli Türkiye Düşmanları güney doğu’daki lokal çatışma pratiğini batıya da yayıp buralarda sivil bir Türk – Kürt çatışmasını çıkartarak bunu tüm Türkiye’ye yayma arzusu içerisindedirler.
İmralı’daki “HUBEL”
Batıdaki Kürtler evlerine dönsünler diyor. Başkenti “Amed” (Diyarbakır) olan ve içerisinde on beş il daha bulunan bölgenin “demokratik özerk” bir yapıya kavuşsun diyor. Bu olmazsa otuz yılda ölen bir günde ölür (bir günde kırk bin ölü) diyor. Otuz yıldır bölücü terörle mücadele eden ya da ediyormuş gibi gözüken Türkiye’nin bölücü terörü bitirmeye ya da marjinal bir düzeye çekme noktasında geliştirebilmiş olduğu nitelikli bir vizyonu bulunmamaktadır.
Oysa ki Türkiye’nin daha işin başlarında yani 80’ li yılların ortalarında ABD’den bağımsız somut, uygulanabilir, sürdürülebilir, sonuç odaklı ayrılıkçı terörü bitirmeye yönelik değer ve farklılık yaratan bir vizyonu ortaya koyabilmeliydi. Altın Üçgen olarak da bilinen bu enerji koridoru coğrafyada ABD nin 100 yıllık hayalleri vardır. Amerikanın bu coğrafyadaki en büyük ütopyalarından biri de, Bağımsız Kürt Devletinin kurulmasıdır.
Ütopya olarak, yani gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal olarak belirttiğimiz bu durum, Amerikanın imkansızı imkanlı kılan her türlü şeytanlıkları sonucu ütopya olmaktan çıkıp gerçekleştirilmesine az bir zaman kalan fiili bir duruma dönüşmek üzeridir.
Bununla ilgili ilk adım Irak’ın işgali ile atılarak bu ülkenin kuzeyi Merkezi Irak yönetiminden kopartılarak bölgede Peşmerge Reisi Barzani’nin Başkanlığında Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi kurulmuştur. Projenin ikinci ayağındaki ülke ise Suriye’dir ve pazılın Suriye parçası tamamlanmak üzeredir. Amerika bu bölgede Türkiye’yi bir koç başı gibi kullanarak, Suriye’yi Türkiye eli ile bölecektir.
ABD’ nin üçüncü hamlesinin hedef ülkesi ise Türkiye’dir. Büyük Şeytan Amerika, Türkiye’yi büyütüp beslediği bölücü örgütün taşeronluğunda bölmenin yoğun mesaisi içerisindedir. Bağımsız Kürdistan için bölünüp parçalanması gereken son ülke ise İran’dır ve sıra Türkiye’den sonra da İran’a gelecektir. İşlemin İran ayağı da bitince burada her yönüyle ABD ve İsrail’e bağımlı bir Kürdistan Devleti kurulacaktır.
Irak’ı kuzeyden, Kerkük ve Musul petrollerinin de içerisinde bulunduğu Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi diye bölerek, bölgesel yönetimin vasiliğini ve hamiliğini üstlenen ABD, şimdilerde Barzani yönetiminin Kerkük – Musul petrollerinin dış satım anlaşmalarını merkezi Irak yönetiminden bağımsız olarak yapabilmesini sağlama çalışmaları içerisinde olup bu noktada ateşin içerisine her zaman olduğu gibi ilk olarak yine Türkiye atılmıştır. Türkiye, ABD’nin yönlendirmeleriyle enerji anlaşmasını Merkezi Irak Yönetimi üzerinden değil de Bölgesel Yönetim üzerinden yapmış ve bunun sonucu olarak da Merkezi Irak Hükümetinden bir Nota yemişti.
Ayrılıkçı, bölücü terörün en büyük koruyucusu ve hamisinin Amerika olduğu gün gibi aşikar ve dünyaca da malum olmasına rağmen Türkiye’nin terör sorununun çözümüne yönelik her türlü yol, yöntem ve formülasyonları hala beyaz sarayın ve peşmerge reisi Barzani’nin kanatları altında aramasını sözün bittiği yer olarak değerlendiriyoruz.
Bölücü örgüt silahları bıraksın operasyonlarda kendiliğinden sona erer deniliyor. Amerika’nın bölücü örgütün önüne koyduğu vizyon Büyük Kürdistan’ın Kurulması ve bu yönde Türkiye’nin güney doğusu ile doğusunun bu ülke toprakların dan koparılmasıdır. Filli durum bu iken bizim hala bölücü örgüt silahları bıraksın dememizin PKK da bir karşılık bulması mümkün mü?
Türkiye ne zaman ki bu derin ölüm uykusundan uyanır ve gerçekten büyük bir ülke, büyük bir devlet olduğunun farkına, şuuruna varır o zaman bölücü terör dahil her türlü zorluk ve düşmanlıkların altından kolayca kalkabilir. Yoksa bu şekilde teslimiyetçi politikalarla Türkiye’nin Milli Yekpare Bir Devlet pozisyonunu koruması oldukça zor hatta imkansız görünmektedir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: