İman, Kulluk, İbadet ve Mükellefiyet Taahhüdü… “Elest - ü Bi Rabbikum”
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
Adem Peygamberden bu güne kadar yaratılmış, bu günden de kıyametin kopacağı son ana kadar yaratılacak olan insanların tamamının ruhu cosmos alem olarak tanımlanan mekân ve zaman ötesi ideler aleminde, kendilerine (bizlere) cemaliyle görünen Rabbi tealâ hazretlerinin huzurunda cem edilmiş birazdan kendilerine sual edilecek ilahi suali bekliyorlar.
Rabbi Teâla buyuruyor: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"
Ruhların tamamı koro halinde… “Elbette Rabbimizsin, seni Rab tanıdığımıza, iman ettiğimize, sözleşmemizdeki ortak taahhüdümüze, Allah’a iman, kulluk, ibadet ve sorumluluk bilincimize biz de şâhidiz" dediler.
Bu meta fizik ötesi semboller aleminde yapılan “ahd-ı misak” ın yerine getirilme (ya da getirilmeme) noktasında ki insan oğlunun ilk imtihanı Adem’in oğullarından, Habil ile Kabil arasında vuku bulmuştur.
Bu imtihanın sonunda Kabil kardeşi Habil’i öldürerek, kendisinden sonra gelecek bütün “atanmış ruhların” ilk prototipi olacaktır. Habil ise mazlum ve masum olması hasebiyle kendisinden sonra gelecek bütün “adanmış ruhların” ilk örneği olacaktır.
“Atanmış Ruhlarla”, “Adanmış Ruhlar” arasında erdem farkı, sevgi farkı, vicdan farkı, merhamet farkı, acıma duygusu farkı vardır. Biri kendi kesb’iyle “esfel-i safilin” bir ruh diğeri de kendi çalışmasıyla diğerkam ruhlu hasbi gönüllü “Ahsen-i takvim” bir ruhtur.
Atanmış Ruhlar; egosantrik, ben merkez, bencil, kıskanç, hased ve müptezeldir. Adanmış Ruhlar ise ene yerine, hüve ve nahnü diyen hasbi gönüllü derviş misali Allah’a yakınlaştırılandır.
Adanmış Ruhlar, yerlerin ve göklerin melekütüne bakarlar ve derler ki; Ya Rabbi sen bunları boşuna yaratmazsın, hayır ise sadece senin elindedir. Atanmış Ruhlar, Masiva’ya, Adanmış Ruhlar da Allah’a aittir.
Atanmış Ruhlar, yaratılış gayesi ve temiz fıtrat’la paradoksal bir tezat arz eden modernite ve çağdaş yaşam tarzının delisi! Adanmış ruhlar ise, yardımlaşmayı, paylaşmayı, diğerkamlığı, ihsan’ı, isar’ı, vera’yı ve tüm insanlara dost ellerimizi uzatmayı emreden yaratılış gayesi ve temiz fıtrat aşığıdır.
Atanmış Ruhlar; infak, tasadduk ve birr’re göre programlanmış olan yaratılış gayesi ve temiz fıtratı bozmuş, Adanmış Ruhlar da nefsin heva ve hevesleri ile şeytanın igvalarından oluşan bir konsorsiyuma teslim olmayarak Allah’ın İpine Sımsıkı Sarılmıştır.
Atanmış Ruhlar kalplerin katılaştığı, insanların egolarının esiri olduğu, nefsin bencil tutkularının hükümferma olduğu bir dünya özlemi içerisindedir. Adanmış Ruhlar ise kendisini tüm insanlığa karşı sorumlu hisseden insanlığın kurtuluşunu arzulayan yüce gönüllü alperenlerdir.
Atanmış Ruhların bütün hesapları sadece bu dünya ile kaim olduğundan dünya meta’ı ve dünyanın insanı aldatan gelip geçici süsü ile avunup durup, mutlu olmuş “Kabil” gönüllüdürler.
Adanmış Ruhlar ise hesapları hem bu dünya hem de ahiret yurdu ile ilgili olduğundan insan ve insanların mutluluğu ve saadeti ile mutlu olmuş Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş Veli gönüllüdürler.
Atanmış Ruhlar… stabil, durağan, statükocu, ben merkez, şeytan kibirli, narsist ve megaloman olmaları hasebiyle masiva aşığı bu dünya merkezli hasta ruhlardır. Adanmış Ruhlar… statik, vizyoner, hedef koyan, coşku dolu, heyecanlı ve kolektif vicdanın sesidirler.
Atanmış Ruhlar; ruhları karartan, tefekkür ve düşünce iklimini iğdiş eden kör ideolojilerin holiganlarıdır. Kendilerinin lügatlarında hayırlara vesile olmak olmadığından bu münasebetle de her hayra engel olurlar.
Adanmış Ruhlar ise; ufuk, misyon ve vizyon insanı olmaları hasebiyle her hayra ve iyiliğe rehber ve kılavuz “GÖNÜL MEKTEBİNİN AHD-İ’NE SADIK MÜDERRİSLERİ”dirler.
Not : Değerli okurlara: Yazılarımı devamlı okuyan kardeşlerim bilir, yazılarımın ana temasını ülkemizdeki kaybettiğimiz değerlerin yeniden ikame edilebilmesi, sevgi, barış ve kardeşlik hukukunun toplumun bütün unsurlarının yeniden ve yürekten sahiplenmesi, paylaşmacı, diğerkam ve erdemli olmak ve tabi ki insan hak ve özgürlükleriyle yüksek demokrasi standartlarının Türkiye’mizin her tarafına eşit bir şekilde uygulanmasını içeren konular oluşturmaktadır. Günlük yazdığım yazıların ortalama okuyucusu 350 – 400 arasıdır. Ne var ki 350 – 400 okuyucunun hiç birinden yazılara olumlu ya da olumsuz bir “YORUM” gelmemektedir. Değerli okuyucu kardeşlerimden yazılara “YORUM” yaparak ülkemizin daha güzel bir ülke olması noktasındaki demokratik katılımlarını bekliyoruz.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: