'PKK' sosyal medyayı kullanıyor mu?

Ne gariptir ki son yıllarda toplumda infial oluşturan tüm olayların ardından, özellikle Twitter’da provokatif mesajlara sıkça rastlamak artık sıradan bir durum halini aldı. 

İlkokul arkadaşımız, patronumuz ve devlet başkanlarımız bile Twitter, Facebook ve YouTube gibi sosyal medya araçlarını kullanıyorlar, peki ya terör örgütleri? Gaziantep’te bayramın ikinci günü yaşanan terör saldırısı sonrasında Aile ve Sosyal Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in sosyal medyaya itibar etmeyin çağrısını eminim ki hatırlıyorsunuzdur. O feci olayın hemen arkasından kameraların karşısına geçen Bakan Şahin, ‘terör örgütünün yaptığı şey karmaşa çıkarmak, bu yüzden bizim çok sağduyulu olmamız gerekiyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yalan yanlış bir sürü haber farklı şekilde şehre yayılmakta, bunlara itibar etmeyin’ demişti. Her ne kadar bu sözler sosyal medyada yoğun eleştiriler alsa da o gece özellikle Twitter’dan atılan bazı mesajlara bakınca Sayın Bakan’ın uyarısının pek de haksız olmadığını kabul etmek lazım. Zira kimilerine göre o gece Gaziantep’te ikinci bir bomba patlamış, ölü sayısı 50’leri bulmuş, sayısı 200’ü aşan yaralılara ise kan bulmak mümkün değildi. Bazı mesajlara göre şehir içinde binlerce insan tekbir sesleri eşliğinde ayaklanıp yürüyüşe geçmişti. Hızını alamayan bazılarına göre ise Kürtlerin evlerinin ve işyerlerinin kundaklanmaya başlanmıştı ve şehir sanki bir iç savaş eşiğindeydi. Ertesi sabaha kalmadan tüm bu olayların aslında birer yalan olduğu ve yaşanan bazı münferit olayların kimilerince gereğinden fazla abartıldığı ortaya çıktı. Ne gariptir ki son yıllarda toplumda infial oluşturan tüm olayların ardından, özellikle Twitter’da provokatif mesajlara sıkça rastlamak artık sıradan bir durum halini aldı. Yaşanan ister basit bir sokak kavgası veya ister büyük bir terör saldırısı olsun bir anda kitleleri harekete geçirmeye yönelik kışkırtıcı mesajlar Twitter’da hızla yayılmakta. Kimileri bu mesajları olan bitenin heyecanıyla bilinçsiz bir şekilde paylaşıyor olsa da bu mesajların ilk kaynaklarının kim olduğu genellikle meçhul. İnsanın aklına gelen ilk soru ise doğal olarak şu oluyor: İlkokul arkadaşımız, patronumuz ve devlet başkanlarımız bile Twitter, Facebook ve YouTube gibi sosyal medya araçlarını kullanıyorlar, peki ya terör örgütleri? Sorunun cevabı kesin ve net! Evet terör örgütleri sosyal medyayı kullanırlar. Tıpkı telefon, telsiz, gazete, dergi ve televizyon gibi çeşitli iletişim araçlarını kullandıkları gibi sosyal ağları da kullanırlar. Bunda ise şaşıracak hiç bir şey yok, eğer sosyal medya gibi kolay bir iletişim yöntemini kullanmasalardı asıl o zaman şaşırmak gerekirdi. Ve tabii ki bu tip haberleri paylaşan herkes terör örgütü taraftarıdır demek de hiç mantıklı bir yaklaşım olmayacaktır. Çünkü bazı anlarda insanlar, bir panik havasıyla doğru sandıkları manipülatif mesajları hızla etraflarına yayabiliyorlar. Bu durumda, resmi kurumlar tarafından yapılan ‘sosyal medyadaki kafa karıştırıcı haberlere itibar etmeyiniz’ çağrısı bir bakıma yerinde bir çağrı olsa da kesinlikle yeterli değildir. Resmi kurumlar bu gibi acil anlarda toplumu doğru bir şekilde bilgilendirecek sosyal medya kanalları oluşturulmalıdır. Bu şekilde insanlar doğru ve güvenilir bilgi alacakları kaynaklara kolayca ulaşabilmelidir. Bir binada yangın tehlikesine karşı acil çıkış kapılarının olması nasıl zorunluysa, bu tip acil durumlarda insanları doğru bilgilendirecek kanalların oluşturulması da zorunlu olmalıdır. Bu kanalları doğru bir şekilde kullanacak dijital stratejiler ve dijital diplomasiler geliştirilmelidir. Sosyal ağları yasaklamak, engellemek ise başvurulacak en son yöntem bile olmamalıdır diye düşünüyorum çünkü eğer ortada bir suç varsa bu asla sosyal medya ağlarında değildir. Sosyal medya hem bireylere hem de kurumlara iletişim kurmak adına çok önemli fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları resmi kurumlar en doğru şekilde değerlendirmelidir. Sadece eleştirmek veya yasaklamak doğru bir yöntem değil.