ŞEHİRLERİ BOMBALARLA DOLDURDUNUZ

2009 ve 2010 yıllarında Milli İstihbarat Teşkilatı, Norveç’in başkenti Oslo’da PKK yöneticileri ile bir dizi görüşmeler yaptı. Görüşmelerin MİT ayağında dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner ve müsteşar yardımcıları Hakan Fidan ve Afet Güneş var. Masada PKK adına Sabri Ok, KCK adına Mustafa Karasu ve Kongra – Gel adına Zübeyir Aydar var.  Görüşmeler sürerken müsteşar yardımcısı Afet Güneş, PKK’ lı muhataplarına  "Şehirleri Bombalarla Doldurdunuz" diyor.

MİT – PKK eksenli görüşmeler daha sonra Hakan Fidan’ın müsteşarlık döneminde de devam etmiş ve görüşme süreçleri Oslo ile sınırlı kalmayıp başta Erbil olmak üzere farklı yerlerde de devam etmiştir. İşte PKK ile ilk görüşmelerdeki MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş tarafından dillendirilen bombalardan bir tanesi önceki gün akşam saatlerinde Gaziantep’in merkez ilçesi Şehitkamil’de insan ve araç trafik sirkülasyonun en yoğun olduğu bir saat de Karşıyaka Polis Merkezine 20, 25 metre uzaklıktaki bir mesafede akşam saat 19.45 sularında patladı.

Tahrip gücü yüksek patlayıcı yüklü aracın uzaktan kumanda ile patlatılması sonucu 8 masum vatandaşımız yaşamlarını yitirmiş ve çoğu ağır atmışın üzerinde vatandaşımız da yaralanmıştı.Patlamada 1 yaşındaki “Almina Melisa” bebek, 21 yaşlarındaki anne ve babasıyla birlikte daha hayatın anlamını kavrayamadan bir melek olarak aramızdan ayrıldı. Aynı olayda 3 yaşındaki Süleyman’la 11 yaşındaki Sevgi, 12 yaşındaki Sema birer melek olarak Cennet’te Melisa’ya eşlik ettiler. Ayrıca yaşları , 30 ila 48 yaş aralığında değişen üç infaz koruma memuru kardeşimizde bu menfur olayda yaşamlarını kaybetmişlerdir.

Melisa bebek, satılık PKK şeytanlarının katlettiği ne ilk nede son bebek olacaktır. Daha önceleri de, Siirt’in Eruh ilçesinde henüz adı konulmamış 3 günlük kundaktaki bebek, Mardin’in Yuvalı köyündeki tahta beşiğinde 5 aylık bebek, Peçenek köyündeki masum bebeler, Mardin Dargeçit Bahçe mezrasının çocukları ve 4 aylık Hamza bebek  bu eli kanlı şeytanların kıydıkları masum melek canlardan sadece birkaç örnektir.

Bu satırların yazarını ve milletimizin tamamını derin acılara gömen bu kahpe pususundan birkaç gün önce de, KCK tarafından kendisine marş marş verilen BDP’ nin kukla vekilleri Gültan Kışanak, Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel, Esat Canan, Adil Kurt, Nazmi Gür, Halil Aksoy, Hüsamettin Zenderlioğlu ve Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk koşar adımlarla Hakkari'nin Şemdinli ilçesi kırsalına uçmuş burada velinimetleri PKK canileri ile can ciğer kuzu sarması bir vaziyette hasbihal olmuşlardı.

Orada, Türkiye Cumhuriyetinin hükümranlık alanı olan bir bölgede silahlı PKK güçleriyle silahsız PKK (BDP) güçleri devlete meydan okurcasına 1 saate yakın ortak propaganda çalışması ve şov yaparak adeta koca devlete bak ben burada ve her yerdeyim ancak devlet olarak sen yoksun demiştir. Evet, devletimiz nerede Sayın Başbakan? İstihbarat birimleri Gaziantep olayını ilgili birimlilere transfer ettik, yüksek düzeyde bilgilendirdik diyorlar.

Başta Suriye olmak üzere pek çok ülkenin gizli servis elemanlarının bölgede cirit attıklarını vekiller dahil etkili ve yetkili birimlere ulaştırdık diyorlar, peki netice, nerde netice, bu 8 insan neden öldü? Melisa bebek, anne ve babasıyla birlikte neden öldüler? Türk Devleti vatandaşının can güvenliğini korumada neden bu kadar aciz ve çaresiz?  Patlamanın meydana geldiği ilçeye  adını veren Kamil, annesini korumak isterken 21 Ocak 1920 Cuma günü, henüz 14 yaşındayken işgalci Fransız askerleri tarafından süngülenerek şehit edilmişti. Bu günün işgalci, emperyalist güçleri olan ABD ve İsrai’in uşağı  PKK şeytanları, Kamil’i şehit eden Fransızlardan daha alçak, çünkü işlerini ya kahpe bir mayınla ya da alçak bir bomba ile hallediyorlar.

Amerika, İsrail şimdi de Suriye istiyor diye  Bebeklerimiz, Çocuklarımız, Genç Yaşlı Vatandaşlarımız, Gencecik Asker ve Polis Yavrularımız ölüyor. Türkiye bugün tarihsel süreç içerisinde Osmanlıdan bu yana “İkinci Fetret Dönemi” ni yaşamaktadır. Türkiye’yi bu Fetret Dönemi’ne sokan üç katil devlet ABD, İSRAİL ve SURİYE’ dir. Amaçlanan hedef bölgede Türkiye’nin “Yekpare Milli Devlet” konumunun bölünüp parçalanarak ortadan kaldırılmasıdır.

ABD ve İSRAİL bu noktada tüm fikri, fiziksel savaş güçleri, uluslar arası lobi ve etkinlikleri ve ortak kapitallerini Türkiye’nin bölünüp parçalanması noktasında seferber etmiş ve bu yönde bütün imkan ve olanaklarını kullanmakta ve kullanmaya da son hızla devam etmektedir. Ey Millet… Ey Türk – Kürt – Alevi ve Sünni can kardeşlerim bilesiniz ki bu milletin tamamının yani 75 milyonun ortak düşmanı ABD, İSRAİL, ESAD YÖNETİMİ, KCK, PKK ve BDP’ dir. Bu konsorsiyum bir Türk – Kürt ve bir Alevi – Sünni çatışmasını büyük bir özlemle beklemektedir. Çünkü bu konsorsiyum ancak bu şekilde amacına ulaşabileceğine inanmakta ve bu noktada sürekli olarak toplumsal dokuya hasar vermeyi amaçlayan eylemler düzenlemektedirler.

Bu yönde biz Türklere – Kürtlere – Alevilere ve Sünnilere düşen tarihsel ve insani misyon birbirimize bir yapının, bir binanın yapı taşları gibi râm olmaktır. Bilesiniz ki bu canavarlar konsorsiyumunu alt etmenin tek ve biricik yolu birbirimiz daha çok sevmektir, bunu hiç ama hiç aklımızdan çıkarmayalım.