VARMISINIZ, SAYIN İL EMNİYET MÜDÜRÜM
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
Güzel ülkemiz, 1 nci Fetret Devri’nden tam 600 yıl sonra bugün 2 nci Fetret Dönemi’ni yaşamaktadır. Vatan topraklarının bir bölümü bölünüp parçalanma noktasında ABD, İsrail , Küresel Emperyalizm ile bunların taşeronu, köpeği PKK tarafından derin bir tehdit altındadır. ABD, İsrail ve Egemen Güçlerin bu bölge , bu coğrafya üzerindeki arzu, istek, emel ve nihai hedefleri İran, Irak, Suriye ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü bozup ele geçirilen topraklar üzerinde kendilerine uşaklık yapacak bir Kürdistan Devletini kurmaktır.
Türkiye’nin bugün itibariyle bir Fetret Devrini yaşamasının ikinci temel, ana argümanı Mal, Can, Akıl, Nesil ve Namus Emniyetlerinin sağlanabilmesi yönündeki derin sıkıntılar yani acziyettir. Bu 5 temel güvenliğin taşıyıcı kolonları olan sevgi, paylaşma, merhamet, yardımlaşma, samimiyet, hasbilik ve diğerkamlık zamanın ruhuna yenik düşmüş toplum, millet çok kısa bir zamanda meleklikten şeytanlığa ve ahsen – i takvim çizgisinden esfel –i safilin noktasına ışık hızıyla dönüşmüştür.
Bu sevgisizliğin, bencilliğin ve merhametsizliğin sonunda… İnsanlığımızı, adamlığımızı kaybettik. Çürüdük, kokuştuk, çözüldük, dağıldık, us’umuzu yitirdik. Dur durak bilmeksizin devamlı olarak birbirimizi öldürdük ve son hızla da ölmeye, öldürmeye devam ediyoruz. Hepimiz Birer Ölüm Meleği (Azrail) Olduk. Azrail’den rol çaldık, O’na örneklem oluşturduk.
Sayın Müdürüm…Son günlerde milletimizin önüne daha önceleri de konulan ve maalesef milletimiz nezdinde geçmişte bir karşılık bulan ve gereği yerine getirilerek binlerce kardeş kanının dökülmesine neden olan senaryo yeni yazılımıyla bir kez daha milletimizin önüne gereği yapılsın diye servis edilmeye çalışılmaktadır(!)
Hakkari – Çukurca ve Bingöl’ de terörün yeniden yükselen, nükseden ateşi, Afyon Faciası, silahlı PKK ile silahsız PKK’ nın (BDP) milletin tamamını ajite eden sarmaş dolaş vuslatı. Foça’da ki bomba, Gaziantep’ deki onmaz, çare bulmaz yürek yarası, geçtiğimiz aylarda Adıyaman’da, Alevi kardeşlerimizin yoğun olarak yaşadığı mahallede 200 civarında evin kapısına, penceresi ve bahçe duvarlarına bazı şekil ve işaretlerin yazılıp çizilmesi, Malatya’nın Sürgü beldesinde angut bir ramazan davulcusunun alevi bir yurttaşımızın evinin önünde sahur vakti dakikalarca davul çalması, önce İstanbul Ayazağa’da sonra Muğla Dalyan’da yaşanan bazı olaylar bu senaryonun öncül fragmanlarıdır.
Peki neden bu şekilde bir Türk – Kürt / Alevi – Sünni çatışması çıkartılmak isteniliyor? Türkiye zemininde böyle bir çatışmaların karşılığı var mı? Evet… ne yazık ki var. Zaten, Yeminli Türkiye Düşmanlarına ilham veren ve bu şeytanları harekete geçiren hareket noktası da bu ve benzeri çatışmaların bu topraklar üzerinde makes bulabileceği ihtimalinin yüksek oluşudur. Peki, 12 Eylül öncesi ve sonrası, Maraş ve Çorum Olayları, Sivas Madımak ve Erzincan Başbağlar katliamları, Gazi Mahallesi provokasyonlarının tamamı bu ülkede yaşanmadı mı? Bu olaylar hepimizin yüreğini pare pare edip, ciğerini dağlamadı mı?.. dağladı. O halde bugün neden halâ böyle bir tehlikenin güçlü bir şekilde ortaya çıkabileceği kaygısını yoğun olarak yaşıyoruz.
Dün… Maraş, Çorum, Sivas-Madımak, Erzincan-Başbağlar. Bugün… Adıyaman, Malatya-Sürgü, İstanbul-Ayazağa, Muğla-Dalyan. Yarın sırada… İzmir, Adana, Ankara, Konya, Kayseri, Antep ve bütün Türkiye var öyle mi? Biz Türkler – Kürtler , Alevi ve Sünniler bu kadar akılsız, basiretsiz, her türlü yönlendirme ve provokasyonlara açık iradesiz, aklını kullanamayan kurgulanmış mekanik robotlar mıyız ki her dönem bir şekilde birileri çıkıyor ve bizleri ölmeye ve öldürmeye formatlıyor(!)
Zaten… Terör deyip öldürüyoruz, trafik deyip öldürüyoruz, töre deyip öldürüyoruz, kan davası deyip öldürüyoruz.Yan baktın deyip, omuz attın deyip öldürüyoruz, ya benimsin ya kara toprağın deyip öldürüyoruz, seni başkasına yar etmem deyip öldürüyoruz. Oğullarımızı, kızlarımızı, annelerimizi, babalarımızı öldürüyoruz, tanıdık tanımadıklarımızı öldürüyoruz. Hırsızlığa girdiğimiz evin sahibine önce tecavüz ediyor sonra da öldürüyoruz. Alacak verecek meselesinden, çek senet tahsilatının zora girmesinden öldürüyoruz, doktoru öldürüyoruz, hemşireyi öldürüyoruz, askeri, polisi, öğretmeni öldürüyoruz. Sevmediğimizi, kıl olduğumuzu öldürüyoruz. Başarılı insanların başarılarını kıskanıp öldürüyoruz.
Sayın Müdürüm, Yeminli Türkiye Düşmanlarının maşası, tetikçisi PKK ve uzantıları Türk – Kürt , Alevi ve Sünni vatandaşlarımızı yakın yada uzak bir zamanda birbirine düşürüp, Türkiye’yi bir iç savaşa doğru sürüklemeye ve buradan da kendince nemalanma zannı içerisindedir. Son günlerdeki Hakkari – Çukurca ve Bingöl saldırılarında terörün yükselen, nükseden ateşinin tam olarak karşılığı da budur. Başta ABD olmak üzere İsrail ve AB bu coğrafyada güçlü, büyük ve yekpare bir Türk Devletini istememektedirler. Bunun için Türkiye’nin de diğer pek çok bölge ülkesi gibi bölünüp, parçalanması gereklidir, şarttır ve elzemdir.
Bu noktada ABD işin taşeronluğunu KCK, PKK ve BDP Konsorsiyumuna havale ederek bu Konsorsiyumun her türlü ihtiyaçlarını en geniş manada karşılamakta ve karşılamaya da devam etmektedir.
Sayın Müdürüm, “Acılarımızı Daha Kaç Kuşak Ötelere Taşıyacağız”, hayatlarımız neden sürekli olarak ölmeye ve öldürmeye odaklı. Bizler yani Türkler ve Kürtler, Aleviler ve Sünniler bu günü, yarını ve sonraki yarınları çocuklarımızla ve torunlarımızla birlikte insan hak ve özgürlüklerinin, hukukun üstünlüğü ve yüksek demokrasi standartlarının, sevgi, barış ve kardeşliğin hüküm ferma olduğu bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz.Bu bağlamda “Türkiye / Adana Sevgi – Barış ve Kardeşliğe Koşuyor” diye devasa bir sevgi projesinin startının hemen, bugün, şimdi bu kentten Adana’dan verilmesi gerekmektedir.
Ne dersiniz Sayın Müdürüm, Adana’nın bütün dinamiklerini yani Büyükşehir Belediyesini, İlçe Belediyelerini, Çukurova Üniversitesini, Ticaret Odasını, Sanayi Odasını, Meslek Odalarını, Toplu Taşıma Araç Kooperatiflerini, Türk – Kürt, Alevi – Sünni Dernek ve Kanaat Önderlerini, Yerel Medyanın (gazete ve televizyon) Tüm Unsurlarını Sayın Valinin riyasetinde bir araya getirip bu devasa “Türkiye / Adana Sevgi – Barış ve Kardeşliğe Koşuyor” projesini ete kemiğe büründürelim mi? Yarın ya da yarınlar çok ama çok geç olmadan sarsılan kardeşlik hukukumuzun yeniden onarılması, ikame edilmesi noktasında bu büyük kardeşlik projesinin hemen, bugün, şimdi hayata geçirilmesi bu devletin ilelebet payidar olması noktasında ki sıçrama tahtası olacaktır. EVET, SAYIN MÜDÜRÜM YARIN YADA YARINLAR ÇOK AMA ÇOK GEÇ OLMADAN BU PROJE İLE BEDENİNİZİN TAMAMINI BİZLER VE BÜTÜN ADANA İLE BİRLİKTE TAŞIN, KAYANIN, DAĞLARIN ALTINA KOYMAYA VARMISINIZ?
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: