BİNGÖL SALDIRISI… “MADE İN USA” PATENTLİDİR

Geçtiğimiz hafta sonu Cumartesi ve Pazar günü ayrılıkçı bölücü örgüt hain yüzünü bir kez daha göstermiş Hakkari-Çukurca karayolundan geçişi sırasında mayın taraması yapan askerlere, menfeze yerleştirilen uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcı türü mayınlı saldırıda bulunarak 4 askerimizi şehit etmişti. Bu olayın üzerinden daha 24 saat bile geçmeden benzer bir saldırıda Bingöl’de gerçekleşmiş, Bingöl’ün Karlıova ilçesinde polisleri taşıyan midibüsün geçişi sırasında yola döşenen patlayıcı uzaktan kumandayla patlatılarak 8 polis evladımız  şehit olmuştur.
Bu iki olayda yaşamlarını kaybeden şehitlerimizin mübarek naaş’ının sıcaklığı daha musalla taşının buz gibi mermerini ısıtmaya devam ederken bu ülkeyi parçalamaya yemin etmiş ABD ve Batının Egemen Güçleri üçüncü bir saldırıyı yine Bingöl’de tezgahlamış ve 10 MEHMED’ imiz daha Rahmet i Rahmana kavuşmuştur.
Sayın Başbakan… yukarıdaki yazı gibi ya da benzeri bir yazıyı kaleme alan vicdan sahibi, akıl izan sahibi, ülkesini, vatanını, milletini, 75 milyon vatan evladının tamamını en samimi duygularla seven erdemli, faziletli, aklı selim sahibi basiret dolu kalemleri “Alçaklar, utanmazlar, vatan hainleri!...” diye damgalıyor, yaftalıyor ve haklarında ekonomik yaptırımlar da (işten çıkarmalar)  bulunup, kalemlerine, beyinlerine, yüreklerine, duygu ve düşüncelerine, mesleki birikim ve formasyonlarına dahası insan ve mesleki namuslarına kotalar (sınırlama, kısıntı) getiriyorsunuz.
Pazar günü meydana gelen ilk Bingöl vakasında 8 polis evladımız şehit oldu. Şehit oldu çünkü görevi vatanını ve milletini korumak olan polisimizin kendisi güvende ve korunaklı bir halde değildi. Şimdi, biz soruyoruz… Gayri nizami bir harbin yapıldığı bölgenin her metre karesi gibi Bingöl – Karlıova karayolu da yüksek derecede mesleki dikkat, uyanıklık, farkındalık ve basireti  gerekli kılan bir mevkidir. Bu yönde burada görev yapan askeri birliklere ve polis timlerine mutlak suretle frekans karıştırıcı Jammer’lı araçların eşlik etmesi gerekmektedir, niçin bu teknolojik imkanlar ile insan unsuru birlikteliği sağlanamamıştır.
Normal zeka düzeyine sahip hemen herkesin ya arkadaş bu ne iş, bu askeri birliklere sahip olunan tüm imkanlar ve daha fazlası neden sonuna kadar sunulmuyor? diye soruyor.
Evet bunları soruyoruz Sayın Başbakan, asker, polis çocuklarımız bile bile ölüme gönderiliyor bu akıl tutulmasının nedeni ne diye soruyoruz. Bu sorular üzerine Sayın Başbakan, bizlere dönüyor ve hep aynı nakaratı tekrarlıyor… “Alçaklar, Utanmazlar, Vatan Hainleri!...” Biz kendimizi sizin bizi tanımladığınız gibi tanımlamıyoruz. Bizler kendimizi…“vicdan sahibi, akıl izan sahibi, erdemli, faziletli, ülkesini, vatanını, milletini, 75 milyon vatan evladının tamamını en samimi duygularla seven, aklı selim sahibi basiret dolu kalemler” olarak tanımlıyoruz.
Önceki günkü faciayı, sormaya sorgulamaya devam ediyoruz bu 3 otobüs ve 2 minibüs dolusu “SİLAHSIZ MEHMED” i kimler, hangi Saiklerle, neden cehennem zebanisi yamyamların önüne ölsünler diye servis yaptı. Konvoyun, Elazığ – Bingöl arası seyrinin güvenliği havadan kobralarla pekâlâ  sağlanabilirdi bu küçücük ayrıntıyı düşünebilecek bir akıl neden ve niçin aktif değildi. Konvoy uzaktan kumandalı patlayıcılara karşı sinyal kesici jammerlarla korunuyordu ve soysuzlarda bu bilgiye ve daha fazlasına sahip olduklarından saldırıyı uzun menzilli silahlarla ve roket atarlarla gerçekleştirdiler.
Eylemi gerçekleştirenlere bu anlık, saniyelik istihbaratı kim yada kimler sağladı. Konvoyun güvenliği 10 zırhlı araç tarafından sağlanıyordu, 3 şeytan nasıl olur da 10 zırhlı araç dolusu silahlı askere rağmen konvoya cehennemi yaşatıyor, sivil araçlarına binip gidiyor, olay mahalli ve o bölgenin her metre karesinde yer asker gök askerken bulunamayıp sırra kadem basıyorlar. Bu satırların yazarına göre PKK’ nın bu çapta bir eylemi sadece 3 elemanı ile gerçekleştirme olasılığı yüzde sıfırdır. Eylem… Yüzde Yüz “Made İn USA” patentlidir, tıpkı geçtiğimiz günlerde Libya’daki ABD Büyük Elçisinin katledilmesi gibi. Kendi ülkesinin elçiliğini basan ve kendi büyük elçisini katleden alçak mı alçak bir düşmanla, ABD ile karşı karşıyayız.
Bizi düşman olarak tanımlamayın Sayın Başbakan, sizin hükümetinizin de sizin partinizin de, bu ülkenin ve 75 milyon vatan evladının da, insanlığın düşmanı da önceki günkü kahpe saldırıyı gerçekleştiren “AMERİKA” dır. Çünkü ABD, tetikçisi PKK Stratejisini şu şekilde tanımlamış ve bölücü şeytanların önüne koymuştur; El Koyma, Demokratik Özerklik, İç Savaş, Plebisit, Ayrı Bir Devlet yani Büyük Kürdistan’ın kurulması, vaka bu. Türkiye, Mezopotamya ovasında ve Orta Doğu Coğrafyasında kendine yeni vatan arayan ABD’ nin uşağı bu bölücü terör belasını üzerinden ebediyen atamadığı süre gün yüzü görmesi, yüzünün gülmesi, birlik, beraberlik ve dirliğini tahakkuk ettirebilmesi imkansız gözükmektedir.
Türk Devletinin, Ak Parti Hükümetinin, Türk – Kürt, Alevi - Sünni 75 Milyon Vatan Evladının Ortak Düşmanı “ABD” dir, bu bağlamda … …“vicdan sahibi, akıl izan sahibi, erdemli, faziletli, ülkesini, vatanını, milletini, 75 milyon vatan evladının tamamını en samimi duygularla seven, aklı selim sahibi basiret dolu kalemler”i düşman tanımlamaktan vaz geçin Sayın Başbakan vazgeçin