Son günlerde dilime dolaşan bir türkünün isminin anlamını merak edip araştırmak istedim. Ve kalbimde hep hayat verdiğim bir manaya denk düşürdü beni. Anladım ki insan gerçekten aradığı imiş.
Yaşam yolculuğunda hep iyi anılmak için gayret gösteren biri olarak Bergüzar’ın anlamı ile gülümsedim.
Bergüzar; “bir kişiden geriye kalan veya anılmak için verilen armağan.” demekmiş.
Anılmak, unutulmamak ne önemlidir öyle değil mi ? .
Fakat; bence hepsinden önemli olan İYİ ANILMAKTIR..
Bilinir;
İnsanoğlu fânidir… Dünyaya gelir de kalmaz.
Hayattan geçer de durmaz.
Kimi gürültüyle, kimi sessiz sedasız… Sonlar hep aynıdır.
Esas olan; ardından ne kaldığıdır.
Unutulmamak herkesin muradıdır, ama gayemiz unutulmamaktan çok iyi hatırlanmak, iyi anılmak olmalıdır.
Birinin dilinde hayırla yad edilmek…
Bir hatırada tebessüm olmak…
Bir duânın göğsüne düşmek…
Zira herkes bir şekilde hatırlanır, herkes bir yerlerde birinde bir iz bırakır.
Burada mesele ize sebep yara mı, ize deva merhem mi olduğundur.
İyi insan olmak zor zanaat diyorlar ne kadar çok zorlaştırıyorlar işi.
Halbuki;
Nazik bir söz, vakur bir duruş,
Bir yetimi okşayan el, bir kırığı onaran yürek…
İşte bütün mesele bu.
Hepsi birer insanlık göstergesi külfetsiz masrafsız candan bir gülüşün sadaka sayıldığı bir dini anlayışta insanlık ne kadar zor olabilir.
İşi zorlaştıran nefis. Ona ses verdikçe yokuş aşagı iyi niyetler..
Başı sonu belli ömür yolculuğumuzda;
Ne çok yaşamış olmak marifet…
Ne de çok bilinmek…
Marifet; kalabalıklar çekildiğinde bile
Bir gönülde susmadan konuşabilmek.
Ve veda günü geldiğinde;
“Adı geçtiğinde içim ısınır,” dedirtebilmek…
Adın geçtiğinde umudu, merhameti, bir çocuk gülüşünü, huzuru akıllara getirebilmek..
Gerçek zenginlik budur işte:
Gönüllerde yer edinmek, geride İyi bilinen bir isim, temiz bir alın, sıcak bir can bırakabilmektir …
Baki selam ve duâ ile.