6 Temmuz 2025’te, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde, 852 rakımlı bir mağarada, arkadaşlarının naaşını almak için görev yapan 19 askerden 12’si metan gazı zehirlenmesi sonucu şehit oldu.
Ne çatışma vardı, ne kurşun…
Sadece sessiz, görünmez bir gaz, canlarını aldı.
Bu ölüm, savaştan bile sessizdi.
Ama acısı, yüreklerde gürleyen bir fırtına gibi esti.
12 anne, 12 baba…
12 kardeş, 12 eş;
Kim bilir kaç evlat, bir anda boynu bükük kaldı.
Kimisi gözyaşını tutamadı,
kimisi kalbini susturamadı.
Kimisi nişanlıydı,
kimisi yeni evli,
kimisi sevdalısıydı.
Kimisi belki yürekten yaralıydı,
hayalleri, umutları vardı.
Ama o mağarada hepsi bir oldu,
sessizce can verdi.
12 yiğit…
Hepsi hayatı yoksullukla, zorlukla tanıdı.
Toprağın kokusunu, taş üstünde geçen çocukluklarını unutmadılar.
Helalinden kazandıkları ekmekle büyüdüler.
Vatanı sevmeyi erken öğrendiler.
Devletine bedeniyle, canıyla sahip çıktılar.
Biri vardı ki,
yetim büyümüştü.
Yoklukla, imkansızlıklarla yoğrulmuştu.
Ama okudu, asker oldu,
ve bir başka yetime gizlice burs veriyordu.
Kendi çocukluğu tamamlanmamıştı belki,
ama başka çocukların geleceği için umut oldu.
Türk askeri vefasını bir kere daha gösterdi, gördük ki mehmetçiklerimiz ölüsünü bile geride bırakmayacak kadar sadakatli ve yürekli bir ordunun neferidir.
12 can, o mağarada unutulmaz bir kahramanlık destanı yazdı.
Şehitlerimizin hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.
Geride kalan ailelerine sabır,
milletimize birlik diliyorum.
Bin minnet ile ..
Yorumlar
Kalan Karakter: