Arapların ihaneti ve kini yeni değil…
Tarihler 15 Haziran 1916'ıyı gösteriyordu. Bu haziran sıcağında, İngiliz’lerin büyük oyunuyla başlayan, Yemen'den Aden Körfez'ine, Suriye'de ise Halep’i de kapsayan bağımsız ve birleşik Arap Devleti yaratma rüyası, Şerif Hüseyin bin Ali tarafından başlatılan bu büyük ihanetin adıdır; Arap İsyanı" ya da ”Arap İhaneti.”
Tarih boyunca ilkeleri, medeniyetleri ve yaşam tarzları uyumsuz iki halkın, ısrarla diyaloğa zorlanması ve bunun sonucunda didişmeleri, yaşanan ihanetler ve büyük kopuşlar hafızalarda taze iken son dönemlerde yeniden filizlenen Arap seviciliği, Araplara karşı duyulan sempatiyi ve batıya yüz çevirip Araplarla taze ilişki kurma girişimi sonucu Atatürk’e ve İstiklal Marşı'na ihanetle sonuçlandı.
"Yeni Türkiye" ve "Türkiye Yüzyılı" gibi sözleri Araplara harcatmayın.
TFF’nun üç kuruş para uğruna, süper kupa finalini Arap yarımadasına taşıması tamamen iktidara şirin görünme ve Arap seviciliğinden kaynaklı olduğu gün gibi aşikar.
TFF’nu yüzünü batıya değilde, köhneleşmiş, modern dünya yaşamından uzaklaşmış, din istismarına dönerse, kucağında; "Atatürk’e, devrimlerine ve İstiklal Marşı'na hakareti bulur.
Kaşıkçı cinayetiyle Türkiye’nin prestijini sarsan Suud’lar Süper kupa maçıyla da final yaptılar.
Kaşıkçı olayında da Türkiye’nin öncelikle aldığı tavır alkışlanacak düzeydeyken, sonraları yine üç kuruş para uğruna ve Arap’lara duyulan hayranlığa feda edilmesi bu günleri görmemize zemin niteliğinde değil miydi?
Suud Kral Salman’ın 2016 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyarette Anıtkabir’i ziyaret etmemiş olması Atatürk’e tepki değil miydi?
Buna karşılık, Suud Krala Resmî Devlet nişanı verilmesi Araplara duyulan anlamsız sempatinin ürünü değil miydi?
Gazze’de yaşanılan insanlık dramında bile müzik festivali düzenlemekten geri kalmayan, yılbaşı gecesini havai fişeklerle aydınlatan, Arap aklına uyup süper kupa maçını bir şölen niteliğinde Riyad'a taşımanın anlamsızlığını ayrıca sorgulamak gerekir.
Herşeye rağmen diyoruz ki;
“Renklerimiz, dillerimiz, ırklarımız farklı olsa da yaşadığımız vatan ortak olunca; duruşumuz, tepkimiz ve kinimiz bir olmalı. Bunu da iktidar böyle bilmeli ve dış politik serüvenini ona göre hazırlamalı. Meydanlarda ve alanlardaki tepki de bunu işaret ediyor.
Ortak değerler etrafında, halkların yüzünü batıyla, bilimle ve modern dünya yaşamıyla birleştiremeyen, Araplar üzerine inşa etmeye çalıştığı geleceğinin hüsranla sonuçlanacağı bilinmeliydi.
Süper kupa finalinde yaşanan bunca ahlaksızlık karşısında, TFF Başkanı ve yönetiminin hâlâ istifa etmemiş olması, yaşanılması mümkün bunca fütursuz davranışları öngöremeyen hükümetin halklardan özür dilememesi ve sözde Suudi kraliyet havarilerine de nota verilmemesi ne tarihten ne de bu günlerde yaşanılanlardan ders alınmadığı anlamına gelir.
Cehalet ve ihanet bunlar alişmiş tarih boyunca öyle kirlilermalesef
Sayın yazar kardeşim bir avuç arabın yaptığını tüm Araplara mal edemezsiniz. Bu söylem Selanikli Haham munis Tekinalp in ( moiz kohen) söylemidir … eğer gerçek ihanet görmek istiyorsanız Selanikli Yahudilerin ihanetine bakın .. şemsi efendi ( Şimon zwi) emin karasu (emenuel corosso) ve diğerleri ni bir gün araştırıp yazın