BEDİÜZZAMAN'I ANLAMAK
Yayınlanma :
24.03.2021 12:12
Güncelleme
: 24.03.2021 12:12
“Zulme rızâ zulümdür, taraftar olsa zâlim olur. ” demişti Üstad Mela Sêîdê Kurdî.
“Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam.” demişti. Hangi sözüne bakılsa verdiği İslami ve insani mesajların çağına ışık tutan sosyolojik tespitler olduğu görülür.
Vefatının 61. yıldönümünde bir kez daha rahmetle yad ettiğimiz Üstad Bediüzzaman'ı , Kur’an hizmetine vakfettiği ömrünü, hedef ve hayallerini birkaç cümleye sığdırmak imkansız lakin anladığımı anlatmayı da vazife sayarım.
Ömrü vefa gösterdiği müddetçe her şartta 'adalet içinde hürriyet' talep etmekten asla vazgeçmeyen nadide bir şahsiyetti Bediüzzaman.
İstiklal ve zulüm mahkemelerinin gölgesinde, idam sehpaların sıra sıra dizildiği zamanda bile 'Zalimler için yaşasın cehennem! ' diye haykırmaktan asla vazgeçmeyen , korkusuz bir şahsiyet idi. Bediüzzaman, asrın müceddidi, korkusuz bir alim, mütevazi bir mümin ve ardında binlerce sayfalık eserler bırakan bir müellif.
“Gözümde ne cennet sevdası ne cehennem korkusu var, gayem milyonlarca İslâm cemiyetinin imanıdır . Bu uğurda bir Said değil, bin Said feda olsun! " diyen bir Kuran-ı Kerim sevdalısı, imanın lezzetini bilen, bu lezzeti ümmete anlatmak isteyen kıymetli bir şahsiyettir Üstad Bediüzzaman.
Asrın esrarlı perdesini nurlaştırmak için Tevhid’e Kuran-ı Kerim’e ,imana ve neslin kurtuluşuna ömrünü adayan, zindana kapatılan, defalarca sürgün edilen, yalnızlaştırılan, aç bırakılıp eziyet edilen, kimsesiz ve kimliksiz bırakılmak istenen ama bütün bunların karşısında ölümü mükafat olarak kabul eden bir büyük şahsiyetti Bediüzzaman.
Öğretileri, nasihatleri, yolu, bakış açısı, asra dair değerlendirmeleri, feraseti, insanlık için hizmeti, fedakar yaşamı, birliktelik fikriyatı, özgürlüğe olan aşkı, adalete olan inancı ve imanlı bir nesil hayali ile gerçek bir Allah dostudur “Üstad”.
”Bizim düşmanımız cehalet, zaruret (fakirlik), ihtilâftır (ayrılıklar, kavgalar).
Bu üç düşmana karşı san’at, marifet (ilim ve eğitim), ittifak (birlik ve beraberlik) silâhıyla cihad etmeliyiz!" diyerek
Osmanlı'nın son dönemlerinden 1960’lara varana kadarki dönemleri yaşayan ve Kürtlerin sosyolojik durumuyla ilgili bu muazzam tespiti ortaya koyan Saidi Nursi, ne denli haklı olduğunu bir kez daha ispat etmiştir.
Günümüzde yaşanılanlardan da anlaşılıyor ki Üstadın tespit ettiği hastalıklar hala devam ediyor ve üstadın yazdığı reçete hala uygulanabilmiş değil.
Bediüzzaman Saidi Nursi
rahmetullahi aleyh hayatı ve eserleriyle insanlığı aydınlatmaya devam ediyor.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun inşallah.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: