Daha fazla Diline, Dinine, Irkına, Kültürüne, Yaşam tarzına müdahale edilsin diye mi?
İsmet İnönü’nün; "Ne pahasına olursa olsun, ülkemizde yaşayanları Türkleştirecek, Türkler’e ve Türklüğe karşı çıkanları yok edeceğiz.” sözlerini hayata geçirsinler diye mi?
29 Haziran 1925'de Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Diyarbakır Dağ Kapı Meydan'ında idam edilen Şeyh Sait'e biraz daha fazla hakaret-küfür etsinler diye mi?
15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanı'nda idam edilen Seyit Rıza’nın ismini bile anmaktan korkan Tünceliye “Dersim” diyemeyen riyakarlara niye oy versinler ki?
Ve yine CHP yönetimi tarafından, Tek Parti Dönemi’nde bölge insanlarının sözde ıslahına yönelik yayınladıkları raporları ve mecburi iskanları bu halka yeniden dayatsınlar diye mi?
Mahmut Esat Bozkurt’un; "Dost da düşman da bilsin ki, bu memleketin efendisi; Türk'tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır; o da hizmetçi olmaktır, köle olmaktır." Sözlerini bölge insanı unutur mu sandılar?
Yine yakın tarihte;
Adalet yürüyüşü, helalleşme, yuvarlak masa buluşması, kapsayıcı, politik davranışların sergilendiği onca çabanın sonucunda görüldü ki ; bu halka yeniden gizli ihanetlerin,pazarlıkların yapıldığı, protokollerin imzalandığını açığa çıktı…
Kemal Kılıçdaroğlu’un; Ümit Özdağ ile "daha fazla yıkım daha fazla kaos" protokolünü CHP nereye koyacak.
Yetmez, ama “Evet” diyen, dokunulmazlıkları kaldıran, sonra da timsah gözyaşları
döken, sözde demokratlar için ne demeli peki?
2019 yerel seçimleri ve mayıs 2023'de yapılan genel seçimlerinde CHP’nin desteklenmesi bir siyasi mühendislikti ve politik stratejinin gereğiydi-yapıldı sonuçta alındı..
Peki siz ne yaptınız?
Hem DEM’lilerin oyunu aldınız hem de onları yok sayarak aynı fotoğraf karesinde görünmekten korkarak, 5 yıl boyunca sosyal demokrat saltanatını kurdunuz. Bu halkların bunları unutacağını sandınız; yanıldınız ve kaybedeceksiniz.
İttifak yapılmayacağıda anlaşılınca; emanetçi başkan “Özgür Özel” rengini ve fikrini beli ederek AKP ile anlaşıp bize kaybettirme politikasını güdüyorlar demesi de gülünç-komik ve tutarsız bir davranış manzumesidir …
Son olarak;
CHP’inin parti meclisi üyesi Ali Haydar Fırat’ın Haber Türk'te "Bizi ısrarla neden DEM’lilerle yan yana getirme çabası içindesiniz?" diyerek feryat figan etmesi programı terk etmesi..
Afyonkarahisar CHP Belediye başkan adayı yaptığı mitingde kazanırsam DEM Partisi dışında kapım herkese açık sözlerinden Ankaralı Mansur’un DEM’in oylarına ihtiyacım yok serzenişinden anlaşılıyor ki; bu zihniyetin DEM seçmenlerine verebileceği tek bir şey var, o da samimiyetsiz ve ötekileştiren bir politik duruş.
Şimdi ise dilleri zehirli, fikirleri suçlayıcı bir şekilde ;
DEM temsilcilerine diyorlar ki, "Niye aday çıkarıyorsunuz?"
Alıştınız tabii kayıtsız şartsız desteğe, nasıl olsa AKP’ye karşı mecburen bize oy verecekler düşüncesine...
Peki size sormazlar mı?
"Sizin DEM’lilerin coğrafyasında kaç tane oyunuz var da her yerde aday çıkarıyorsunuz? diye.
Değerli okurlarım;
Yazılarımda defalarca dile getirdim; DEM seçmenlerinin “ikna” olmadığını söyledim. CHP’ye oy vermeye elimiz gitmiyor,çünkü; 'samimi değiller' diyenlerin sayısının hatırı sayılır çoğunlukta olduğunu dile getirdim. "Dün atalarımıza yaptıklarını unutmadık, bugün de güvenmiyoruz." dediklerini yazdım. Ve yazmaya devam edeceğim….
CHP’liler şunu bilmeli;
DEM’lilerin derdi kimseye kaybettirmek ya da kazandırmak değil, dertleri kazanmak ve "mutlaka kazanacağız" diyerek çok çalışmak olacaktır.
Realitenin sonsuzluğunda idealist bir Devrim hareketiyle DEM’lenmektir; DEM’li olmak.
Senin kalemin ulusalda bile yok çok yerinde ve makul tebrik ediyorum