Tarih 28 Kasım 2015
Saat 11.00 civarı
“Bu kadim topraklarda, silah, çatışma, katliam istemiyoruz" dedi ve kafasına isabet eden tek bir kurşunla katledildi…
Çatışmaların, şiddetin, ölümlerin kol gezdiği sokaklardan seslendi bize ve barışa susamış topraklardan bir barış ELÇİ'si gibi.
Bu topraklarda yaşayan halkların acısının dinmesi, dökülen kardeş kanının durması için tam orta yerden, korkusuzca haykırdı ve barıştan korkanların, kaostan beslenenlerin silahından çıkan kurşunların hedefi oldu.
Sonrası;
Her fikirden, her kalemden, her siyasi görüş ve ideolojiden insan, kendi düşünce dünyasının ve insan olmanın gereğini yaparak cinayeti yorumladı, sorguladı ve arkasındaki kalın, karanlık perdeyi herkes kendince araladı. Karşılıklı suçlamalar, karşılıklı savunmalar yapıldı ve nihayetinde ölüm Tahir Elçi için faili belli olmayan bir dosya olarak raflarda yerini aldı. Tıpkı, ömrünü adadığı, araştırdığı binlercesinin, tozlu raflarda çürüdüğü gibi kendi dosyası da onlara eklendi.
Faili beli olmayan bir ölüm daha eklendi, ülkemizin yakın tarihine. Barışa, kardeşliğe kendisinin ifade ettiği gibi bu kadim topraklara bir kurşun daha sıkıldı, hem de Elçi’lik yapmak üzere iki tarafın ortasında "BARIŞ" diye haykırdığı sırada.
Ömrünü, insan hakları, hukukunun üstünlüğü ve egemenliğine, halkların barış ve kardeşliğine adayan ve bunu canıyla ödeyen bir barış Elçi’sinden bahsediyoruz.
"Beyaz Toros" dediğimiz faili meçhuller silsilesini araştıran, hak hukuk ve adaleti herşeyden üstün gören bir vicdan insanından bahsediyoruz.
Savaşa karşı çıktığı esnada katledilen bir baba’dan, barış yanlısı bir aktivist, hukuk adamı ve baro başkanından bahsediyoruz.
Sivil insanların ölümüne karşı çıkan, faili belli olmayan cinayetlere set olmaya çalışan, toplumsal barışın ve huzurun tesisi için var gücüyle mücadele eden bir Elçi' den bahsediyoruz.
Erdemli, onurlu, barışa adanmış bir insan hakları savunucusundan bahsediyoruz.
Ölümünün üzerinden tam 8 yıl geçti ve gözümüz hâlâ adaletin, Tahir Elçi'nin düştüğü dört ayaklı minarenin, soğuk taşlarında, vicdansızlar için vereceği kararda.
Bulunmadı;
Türkan Elçi'nin mahkeme salonunda, bu toplumun hassasiyeti olan Kuran-Kerim’den bir ayetle adalet haykırışına rağmen...
Maide suresi 8. ayetinde Allah şöyle buyurur; “Ey iman edenler Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan ADALET ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu Allah'a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allaha karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
Tahir Elçi, katledilmeden önce ne diyordu;
"Silahlar sussun” diyordu.
“Şiddet son bulsun.” diyordu.
“Ölümler olmasın.” diyordu.
Silahlar patladı...
Şiddet hortladı ve
Ölüm bu defa barışın ELÇİ'si olan TAHİR ELÇİ'yi buldu.
Rahmet sevgi ve minnetle.