''O kadar kuru gürültü var ki; mazlumların, yoksulların, katledilenlerin, kadınların, çocukların, ezilenlerin sesi duyulmuyor bile…''
Zülfü Livaneli
Sokaklara, sokakta yaşayan canlara köpeklere- saldırmayın; zaten onların sesleri hiç duyulmuyor.
Duyulan o küçücük sesi de "Katliam Yasası" ile kısmaya çalışmayın.
30 gün boyunca sahiplenilmeyen köpeklere, ilaçlı iğne enjekte edilerek uyutulacak KATLİAM YASANIZDAN vazgeçin
Kamuoyunda adı “ötanazi” ya da "hayvan katliamı" olarak bilinen bu yasanın tek bir adı var o da; "KATLİAM YASASI."
Hayvanları koruma kanununda değişiklik yapılmasına dair görüşülen teklif bu.
Görüşmeler sürecinde; Hayvan severlerin yoğun tepkisi üzerine; "ötanazi” sözcüğü, görüşülen kanun teklifinden çıkarıldı. Bu ismin çıkarılması; toplu katliam, uyutma, helak etme, telef etme, yok etme, cinayet işleme, öldürme ve nihayetinde toplu katliam yapma fikrini ortadan kaldırmış değil.
Bir Uzun'un ısrarı, yüzlercesinin meclis sandalyelerinde el kaldırıp, el indirmesi, komisyonlarda kararın ısrarla kabul girişimi; vahşettir, katliamdır, dilsiz canlılara reva görülmüş insanlık dışı bir uygulamadır.
Bu uygulama; rahmetten, merhametten, sevgiden, insanlıktan ve her türlü insani değerden uzaktır.
Bu vahşette ısrarcı olmak; İblis'e, Ebu Süfyan’a, Ebu cehil’e, Muaviye’ye, Yezid’e, Leopold’a, Adolf Hitler'e, Mussolini'ye, Saddam Hüseyin’e, Netanyahu'ya ve 2.Mahmud'a canilik,Zalimlik konusunda yakınlıktır, benzemektir—.
Bu yasa tasarısında ısrarcı olmak ; olası hayvan katliamıyla övünmektir insanlık ve Müslümanlık vasfını tamamen yitirmek demektir..
Madem ki Müslümansınız, barış ve selamet dinine mensupsunuz, o zaman amacınız yaşatmak olmalı. Yeri geldiğinde “Gavur”diye eleştirdiğiniz AB ülkeleri, ABD ve Birleşik kralık yani İngiltere’deki uygulamalar sizi ilgilendirmemeli ?
Neden, insani ve İslami bir yöntemle "yaşatma" üzerine yepyeni bir model geliştirip ; barınakları ıslah etmek, kısırlaştırıp üremelerini sınırlandırmak ve doğru yöntemlerle sahiplendirerek çözüm üretmek üzerine yasa hazırlamıyorsunuz ?
Bu sorun; kartopu misali yuvarlandıkça büyüyebileceğini büyüdükçe içinden çıkılmaz bir hale dönüşeceğini biliyordunuz siz kolay olanı “Katliam yasasını” çare diye halkların önüne koydunuz çare öldürmek yok etmek asla değildir.
Çeyrek asırlık yanlış politikalarınız ve beceriksiz yerel yönetimlerinizin sorumsuzluğu yüzünden; popülasyonu hızlıca artan bu canlar, özellikle büyük kentlerde birtakım rahatsızlıklara neden olmuş olabilir; Çocuklara, kadınlara, yaşlılara saldırarak; hoş olmayan görüntülerin ortaya çıkmasına neden olmuş olabilir.
Fakat bu sorunun çözümü asla “KATLİAM YASASI” değil. Toplu imha ve iğneyle uyutmak asla değil.
İnsan aklı buna, insani ve vicdani bir çözüm pekala üretebilir.
Çünkü; bu ülke insanı her ne olursa olsun sokak hayvanlarıyla birlikte yaşamaktan mutlu; yüzlerce yıldır olduğu gibi.
Toplumun büyük bir kısmı sokak hayvanlarına karşı; “korumacı” ve kayırmacı bir tavır sergiliyor. “kimsesiz” ve “dilsiz” bu canlılara büyük bir sevgi gösteriyor.
Hayvan haklarından, şehir güvenliğine, sağlık sorunlarından, çevresel etkilere kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu soruna acil çözüm üretmek gerek. Bu çözüm asla öldürme, yok etme ve toplu imha üzerine olmamalıdır.
Gelin “Köpekleri-Canları katletmeyin” sizler de “KATİL” olmayın !
Bakın ustad ne diyor.
Diyelim ki,
Biz öldük, siz kaldınız.
(..)
Yakan,
Yıkan,
Bozan,
Ölüm saçan ellerinizden ayırmayın gözünüzü.
Onlar boğacak sizi.
Yavaş ve acı içinde kesilecek nefesiniz,
henüz gelmeden eceliniz..
Yaktığınız can kadar yanacaksınız.
Nazım Hikmet