Halkların öfkeleri iktidarların yanlışlıklarına değil de karşılıklı kavgaya, çatışmaya, vandallığa dönüşmüşse tehlikeli bir tezgahtır, oyundur sonu ölümdür.
Gelişlerinde uygulanan yöntem yanlış olabilir.
Fakat; ülkelerinde yaşanan iç çatışmalar sonucunda iktidarın büyük kampanyasıyla ENSAR-MUHACİR sloganlarıyla sonuna kadar açılan kapılardan ülkemize sığınmış insanları bu günlerde münferit bir olaydan dolayı büyük bir vahşetle tehdit edip "İstemiyoruz!!!" naraları atmak faşizmdir, caniliktir, zalimliktir.
Arabanın içinde kendi öz kızına tecavüz eden sapık Türk olunca ses çıkaramayanların,
cemaat yurtlarında yaşanan cinsel saldırılar için sokaklara dökülemeyenlerin,
bir kereden bişey olmaz diyen anlayışa milyonlarca oy verenlerin,
okullarda,çarşıda,pazarda,sokakta tacizin tecavüzün kol gezdiği vakitlerde ölüm uykusuna yatanların(!)
kadına, çocuğa, kediye, köpeğe tecavüz edildiğinde;
kadınlar sokak ortasında cinayetlere maruz kaldığında namus cinayeti diyen namussuzların...
Bir kaç münferit olaydan dolayı ülkene sığınmış bir halkın tamamına korku, endişe, panik, yağma, yakma ve ölümle tehdit etme girişimi faşizmdir, ırkçılıktır.
Ümit Özdağ zihniyetinin Tanju Özcan aklının yansımasıdır. Devlet Bahçeli’nin işaret fişeğidir. Tehlike çanlarıdır, huzur bozma girişimidir. Kabul edilemez!
Geçmiş yıllarda tezgahlanan Ermenilerin sürgün yürüyüşleri gibi Selanik’te Atatürk’ün evi yakıldı deyip, 6-7 Eylül olaylarıyla Rumlara ait yüzlerce ev ve işyerlerinin yakılması gibi
Çorum’da Maraş’ta yakın zamanda Madımak’ta öldürülen masum yüzlerce insana yapılanlar gibi göçmen karşıtlığı üzerinden faşizmi körükleyip koca bir toplumun huzursuz edilmesi kabul edilemez.
Birilerinin Suriye’den ülkemize sığınmış insanlar üzerinden bir takım karışıklık hesapları içine girmeleri, devletin bu oyuna seyirci kalması, artan faşizan zihniyetin ve olası kaosun alt yapı çalışmasıdır.
Yakın tarihimizde ülkemizin doğusundan batıya göç eden insanlarımızın maruz kaldığı durumlar ile bir başka şekliyle şimdilerde Suriye vatandaşlarına reva gören anlayış aynı aklın aynı tezgahın ürünüdür.
Dert; ırkçılık yapmak, faşizmle varlığını sürdürmek, kirli tezgahlarla çaresiz bir halkın hayatını karartmaktır. Başka bir açıklaması olamaz ve bütün bu barbarlıkların Madımak vahşetinin yıldönümünde yapılması da ayrıca manidar.
Gelin hep beraber göçmen düşmanlığına dur diyelim.
Tek bir çocuğun incinmediği, eşitliğin adaletin insanca yaşamın sağlandığı, barış kardeşlik ve özgürlüklerin herkese eşit yansıdığı, insanların öldürülmediği, sürülmediği savaşların yerine barışın hakim olduğu bir ülke için bir dünya için mücadele edelim.
Ülkemde mülteci istemiyorum, naralarını atanlar şunu unutmamalı! Avrupa’da aşırı sağ yükselişte. Oralarda da mülteci istemiyoruz, sesleri yükselmekte hatta daha gür çıkmakta.
Türkleri istemiyoruz seslerinin alttan alta derin bir dalgayla yayıldığı, yankılandığı şu dönemde ülkemizde yaşanan bu barbarlık kabul edilemez boyuttadır.
Ya yaşasın insanlık - kardeşlik diyecek, barış içinde yaşam hayal edeceğiz.
Ya da yaşasın faşizim, yaşasın ırkçılık deyip kan dökecek, insanlığı öldüreceğiz.
Bu dünya hepimizin, herkesin...
Sınırlar; zalimlerin, zalimliklerini uyguladıkları alanlardır.
100 yıl önce beraber yaşayan milletleri selanik yahudileri ne hale getirdi . selanikli Muniz Tekinalp (moiz kohen gizli haham ) bize araplar bizi sırtımızdan vurdu yalanıyla araplara düşman eden ne mutlu türküm ülküsü ile de ümmetci olan türk milletini ırkcı yapmayı başardığını görüyoruz aslında kayseride .. aynı şekilde haim naum (mısır haham başı ) ve ekibinin arapları türkller 600 yıl bizi sömürdü yalanını inandırıldığını görüyoruz suriyede....