Kudüs için selam diyenler ya İran için ne demeli?. Selam mı keyifle seyir mi?.
İslam coğrafyası, kendi iç çekişmelerinden arınıp derhal ivedilikle bu soruya cevap vermeli. Safını belirleyip gardını almalı.
Çok geç olmadan Kudüs’ü de İran’ı da ve daha sonra yani 2023 gelmeden Türkiye’yi de bekleyen güçlerin elini daha da güçlendirmeden…
Bilinmeli ki, İslam coğrafyasının, bir başka deyişle Suudilerin, İran rejimine karşı batı ittifakında yer almaya devam etmesinin hesabı ağır olur. Halklar, kendi yaşamları üzerinden hesap yapanları ve şer odaklarıyla ittifak kuranları asla unutmaz.
İran’ın devasa gücünden kaynaklı oluşabilecek bir istikrarsızlığın, tüm coğrafyayı ve en çok da komşusu olma hasebiyle Türkiye’yi etkileyeceği aşikârdır.
*****
Batılı şer odaklarının, direk savaş ilan edemedikleri ülkeleri öncelikle istikrarsız bir şekilde iç karışıklıkla test etmeleri bir nevi savaş ilanı anlamı taşır.
Bunda bu ülkelerin suçu yok mu, tabii ki de var. Hem de çok. Ülkenin zeminini iç karışıklığa elverişli hale getiren yönetim kadrolarının oluşan bu iç karışıklığın en büyük suçluları olduğu bilinmeli.
Zeminin patlamaya müsait bir bomba halini alması, dış güçlerin müdahalesiyle en ufak kıvılcım karışıklığın büyümesi anlamına gelir.
*****
Haksız ve hukuksuzca yolsuzluğun zirve yaptığı ve halkların büyük bir kısmının baskı ve açlıkla terbiye edilmeye çalışılması bu iç karışıklığın oluşacağı ve bundan faydalanmaya çalışan güçlerin elinin güçleneceği belliydi.
Gelmekte olan bu karışıklığın devamı, İran gibi silahlanmanın ve özellikle kimyasal silahlanmanın zirve yaptığı bir ülkede; büyük bir vahşetin oluşmasına daha fazla kan ve gözyaşının dökülmesine yol açar.
*****
Bu karışıklığı fırsat bilen bir takım örgütlerin böyle ortamlarda büyümesi de kaçınılmaz olur. İran’ın elindeki bir takım silahların bu tarz örgütlerin eline geçmesiyle, nasıl bir vahşetin oluşabileceğini de tahmin etmek zor olmasa gerek.
Kendi iç coğrafyasında huzuru, barışı ve istikrarı oluşturamayan İran’ın, Irak ve Suriye’de söz sahibi olma isteği ve oluşturduğu Haşdi Şabi gibi tasvip edilmeyen örgütlerin kontrolü, bundan sonrası için de sorun haline geldi.
*****
Bu oluşumların Ortadoğu’da daha fazla istikrarsızlığa yol açacağı kaçınılmaz. Hemen ve ivedilikle İran’da yeniçağa uygun reformların yapılacağı vaadiyle halk sükûnete davet edilmeli. Ülke içinde yolsuzluk ve insan haklarının gaspına yeltenmiş bütün güçlerin kanun önünde hesabının sorulacağı açıklanmalı. Ülkenin tüm zenginliğinin adaletli bir şekilde halklara eşit, adil ve insanca dağıtılacağı ve bunun da yolunun açılacağı özelikle komşuları ve tüm dünyayla iyi ilişkiler içinde bir devlet iradesinin ortaya konulacağı yönünde önemli adımlar atılmalı.
Aksi halde tüm insanlık için yeni ve önlenmesi on yılları bulacak vahşetlerin oluşmasının önüne geçilemez. Dünya yeniçağın gereği olarak canlı yayınlarda kıyımların ve insanlık onurunun yerlerde sürüklendiği görsellere şahitlik etmeye başlar.
güzel bir konuya deginmiş düşünçeleri ve yazdıgı köşe yazısı için kalemine eline saglık