Bilimsel tüm uyarılara rağmen dünyada ülkemizin de dahil olduğu iklim değişikliğinden kaynaklı, kurak mevsimlerin varlığına duyarsızlık, sorunun daha da büyümesine yol açacağa benziyor...
Gelişen dünyada ve çoğalan nüfuslar paralelinde ihtiyaç duyulan temel yaşam kaynağı olan suda, önemli ölçüde bir azalma söz konusu!
*****
Ülkemizin son yıllarda kışların alışkın olduğumuz sert ve yağışın bol olduğu dönemlerin aksine, yağışsız soğuk ve karlı günlerden uzak, kurak geçmesi; gelecek yıllardaki büyük tehlikenin habercisi...
Artan nüfusumuza paralel su ihtiyacının belirgin bir azalma göstermesi, önümüzdeki yıllarda çok daha sıkıntıların yaşanacağını bilmemiz gerekmektedir.
*****
Dünyada insan eliyle oluşturulan iklim değişikliğinden en çok pay alan, etkilenen ülke maalesef bizim ülkemiz...
Akdeniz iklimi etkisinde olan yağışın bol su havzaların çok olduğu bu cennet vatan, maalesef kurak su ihtiyacının daha fazla hissedildiği çorak toprakların çoğaldığı toprağa dayalı üretimin azaldığı, bir ülke haline gelmiştir.
Sanayi ve teknolojinin hızlı yükselişine paralel değişen iklim, dünyada en fazla etkisini ülkemiz ve bulunduğumuz coğrafyada kendisini gösterecek.
*****
Özelikle önümüzdeki yüzyılda çölleşmeye aday ülkemizin, su kaynaklarını daha bilimsel verilere dayalı, bir şekilde değerlendirmemiz gerekmektedir.
Suyumuzun, toprağımızın kıymetini bilerek, enerji üretimi için su kaynaklarımızı HES’lerle kurutmayalım. Toprağımızı ve havamızı dünyanın vazgeçtiği termik santralleriyle kirletmeyelim.
*****
Bunların yerine ülkemizin her bölgesine güneş ışığının bolca hissedildiğini varsayıp, güneş panelleriyle ve belli bölgelerimize rüzgar enerji santralleriyle donatıp, tüm enerji ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz. Türkiye’de barajların doluluk seviyesinin azaldığını, sıcakların mevsim normallerin üzerinde hissedildiği şu günlerde özellikle tarımsal kuraklığın etkisini daha fazla hissedeceğimizi bilmemiz gerekiyor.
Kuraklığın yaratabileceği tehlikeleri önceden hesaplayıp, buna uygun bir genel politikayı benimsemeliyiz. Aksi halde kuraklığın ülkemiz üzerindeki şiddetini biraz daha fazla hissetmemiz kaçınılmazdır.