Netanyahu’nun Amerikan Kongresi’nde yaptığı şovun bir benzerini, TBMM’de Mahmud Abbas’ı kürsüye çıkararak, ayakta alkışlatmak ve bu resmi millete göstermek istemek en hafif tabirle; samimiyetsizliktir, riyakarlıktır.
İnsani ve İslami anlayıştan uzak bir davranıştır.
Bir ülke parlamentosu düşünün ki;
—Gazze’de soykırım ve katliamlar sürerken
—Katledilen binlerce insanın cesedi henüz kaldırılmamışken
—Kadınların feryatları arşı titretiyorken
—Çocukların parçalanmış cesetleri yollardayken
—Koca bir kent harabeye dönüşmüşken
hâlâ şov peşinde olsun.
Sen, ticaretten vazgeçmeyip ihracatı en üst seviyede sürdürüyorsun, gemilerle katar katar sevkiyatlar yapıyor ve sonrasında dönüp milyonlarca inançlı ama eğitimsiz, saf, temiz Müslümanları kandırarak konuşuyor ve;
parmak sallayarak;
"Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Türkiye'ye davet ettik ama gelmedi. Bizden özür dilemeli." Diyerek üste üst perdeden konuşmaya devam ediyorsun.
Ve hemen ardından, -aynı sertlikte;
Devlet Bahçeli’den açıklama geliyor;
"Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın TBMM'ye davet edilmesi, muhatabı için bir şereftir. Bu şerefi taşıyıp taşımama konusu ise Sayın Abbas'ın bileceği ve davranışıyla ispat edeceği bir husustur." Diyor.
Bunun adı kardeşlik ve acıda ortak olmak değildir.
Karabağ ve Libya ile ilgili açıklamalara değinmeye bile gerek yok, çünkü artık kimse yemiyor.
Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas’tan gelen açıklama ise;
"Filistin-İsrail arasında savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bugüne kadar;
Türkiye'den İsrail'e inşaatlarda kullanılan demir, çelik, çimento, askerler için çelik yelek, çelik dikenli tel, sebze meyve vb ürünlerde artış yaşandığını defaatle dile getirdik.
Türkiye’de gazetecilerden, muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarından, Müslüman topluluklara kadar defalarca kez yazdılar, bunu dile getirdiler. Bizler de hükümet yetkililerine, Sayın Cumhurbaşkanına ilettik.
Yapmayın, biz kardeş ülkeyiz, diyerek defalarca uyarılarda bulunduk, onlar bizim dostça ve kardeşçe uyarılarımızı dikkate almadılar, halen daha Mersin limanından gemilerle yük taşınıyor.
Hem mitingler yapıp İsrail'i protesto edeceksiniz, TBMM’de konuşma yapmak için davet edeceksin hem de kapalı kapılar arkasında ticareti üst seviyede devam ettireceksin. Biz buna itiraz ediyoruz, bu yüzden de Sayın Erdoğan'ın davetini kabul etmedim." demesi olayın iç yüzünü ortaya koydu.
Hastaymış, gelememiş ya da daha sonra gelecekmiş gibi sözlere itibar etmeyin, ortamı yumuşatma hamleleri bunlar.
Siz ticareti sıfırlamadan samimiyetinize kimse itibar etmez …
Türkiye, 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 54 ürün grubunun İsrail'e ihracatını sözde kısıtlamıştı.
—Bu kısıtlamaların oranı belli mi? Değil.
—Bu ticari ilişki kısıtlama yerine sıfırlandı mı ? Hayır.
—Ticareti devam etmekte ısrar eden riyakarlarla Mahmud Abbas neden görüşsün ki?
—TBMM’de neden iç siyasete malzeme olsun ki?