Devlet eğitimi ve toplumsal yaşamı örgütlerken bunu bilimsel veriler ışığında, modern ve toplumsal ihtiyaçlara göre düzenlemeli. Aksi halde eğitim sadece ezbere dayalı, sorgulamadan uzak, bilimsel altyapısı olmayan bir hal alır. İnsanlar belki sadece okur-yazar seviyesine kalır.
Şimdi siyasi tartışmaları bir kenara bırakıp şu soruya cevap arayalım. Eğitimimizdeki başarısızlığın sorumlusu kim ?
Sistem mi ?
Bakanlık mı ?
Öğretmenler mi?
Veliler mi ?
Öğrenciler mi ?
İnanın bu sorunun cevabını bulduğumuzda eğitimde bilimsel normları yakalamış oluruz.
Suçlu sistem mi? Evet. Sistemin payı büyük. Bir asrın sorunlarını çözecek düzeyde demokratik değil, çağdaş ve bilimselikten uzak.
Bakanlık mı? Hiç kuşkusuz evet. Plansız bilgisiz eğitimsiz kişilerin atamayla oturdukları koltuklarda yaptıkları değişikliklerle...
Öğretmenler mi suçlu? Sahipsiz, günahsız, işinde, ekmeğinde , sorgulamadan korkan, işinden olacak diye dilini yutan bir topluluk.
Veliler ahh bu veliler varya!
Dişinden, tırnağından kazandıklarını çocuklarına aktaran, devlete kapak atsın da bilmese de olur diyen bu veliler...
Öğrenciler mi
bakalım? Sınıf mevcudu bilinmez , ders saatleri çekilmez, öğretmensiz, penceresiz, kapısız okuldan, saçmalıklarla dolu, ezbere dayalı sınav yarışında koşturanlar..
Peki bunca sorun varken bizde süreç nasıl işliyor? Virüs belası en çok eğitim sistemini yaralarken , olmayan planlar üzerinden eğitim şekillenir mi?
Bakanımız maşallah süslü cümleler kurmayı, soyut hedefler çizmeyi çok seviyor ve bir kaç haftada bir çıkıp öğretmenler dahil kimsenin de pek anlayamadığı, bir türlü pratiğe yansımayan boş cümleler kuruyor.
Örneğin yaz boyunca her türlü senaryoya hazırlıklı olduklarını hatta A, B, C D... planlarının hazır olduğunu söyleyen, Eylül ayında okul açıldıktan haftalar sonra bile bir EBA sistemini çalıştıramayan 125 katrilyon bütçeli bakanlık ...
Tablet dağıtmayı marifet sanan, bırakın bilgisayarı - tableti, internet ve telefon bile çekmeyen yüzbinlerce çocuğun yaşadığı memleketin ücra kasabalarında , köylerinde yaşayan gariplerin eğitimlerinden bihaber bakanlık...
Demekki Ankara dan oturup plan yaparak eğitim yönetilemiyormuş, demekki gelip bizzat gariban veliden, emekçi öğretmenden, müdür ve idarecilerden neler olduğunu öğrenmek ve ülkenin gerçek durumunu gösteren planlarla iş yürütmek gerekiyormuş.
Neyse...
Yeni bir eğitim öğretim yılına virüs belasıyla başladık ama anlaşılıyor ki oluşan aksaklıklar bugün yaşanan aksaklıkları değil. Yönetilemeyen , hükumetin de defaatla itiraf ettiği gibi- bir eğitim politikasının olamaması- bilimden ve eğitimin temel taşlarından uzak yöntemlerin ortaya çıkardığı aksaklıklardır .
Bizler alıştıkta ülkenin gidişatı alışır mı bu duruma bilinmez......
İbrahim kardeşim eğitimi unutuki insanlar aş derdinde çünkü ewro . Barajını aştı esnaf bakal tücar ödeme derdine girmiş huzur kalmamış geleceğimiz karanlık velhasıl kuzu kuzu sindiriyoruz ulusal basın seni mumla arıyor kafanı kumdan çıkar herkes seni konuşuyor bırak çekemeyenlere unut gitsin güçlü ve objektif yazıların takdire şayandır
İbrahim kardeşim eğitimi unutuki insanlar aş derdinde çünkü ewro . Barajını aştı esnaf bakal tücar ödeme derdine girmiş huzur kalmamış geleceğimiz karanlık velhasıl kuzu kuzu sindiriyoruz ulusal basın seni mumla arıyor kafanı kumdan çıkar herkes seni konuşuyor bırak çekemeyenlere unut gitsin güçlü ve objektif yazıların takdire şayandır