Saygı Öztürk:
İstanbul’da CHP’li belediye baskanlari birer birer soruşturma açılıp tutuklanırken DEM milletvekilleri hatta il- ilçe örgütleri neden itiraz edip yanlarında durmazlar?
Ahmet Taşgetiren:
Öcalan’la barış, İmamoğlu ile savaş başlamışken DEM işin neresinde?
Mustafa Balbay:
DEM Parti’yle mutabakat halinde CHP’ye yönelik ağır soruşturma davaları ve tutuklamalar silsilesi tüm hızıyla devam etmekte. ESENYURT ve Beşiktaş’ın ardından Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in tutuklanması karşısında DEM Parti neden sessiz?
Akif Beki:
İktidarın, DEM'le el ele verip birlikte CHP üstüne sefere çıkmak için can atmadığını kim söyleyebilir?
CHP, soruşturma üstüne soruşturmayla yargı kıskacına alınırken DEM’li vekillerin sessizliği vaziyeti onaylıyorlar anlamına gelmiyor mu?
Mehmet Tezkan:
Bu iktidarla Kürt sorunu çözülmez, demokratikleşme normalleşme ve modernleşme süreci başlamaz.
Kemalist - ulusalcı akıl ile muhafazakar milliyetçi aklın fikir birliği etmişcesine aynı günde ”DEM” ve yürütülen sürece düşmanlık edercesine rahatsızlıklarını kaleme aldıkları yazılarından kesitleri öncelikle siz değerli okuyucularımla paylaştıktan sonra geçmişe bakıp kısa bir hafıza jimnastiği yapalım.
—“Yetmez ama evet” diyen solcu, ulusalcı - Kemalist milliyetçiler,yazarlar, çizerler
—Dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyen Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve binlerce DEM Parti kadrosunun cezaevlerinde on yıllardır kalmalarına sebep olanlar
—Onlarca DEM milletvekilinin, binlerce yönetim kadrosunun yurtdışına çıkmaya zorlayan uygulamalara karşı kalemini oynatmayanlar
—Seçilmiş ”DEM” belediye koltuklarına valiler - kaymakamlar oturduğunda ve başkanlar ve meclis üyeleri cezaevine götürüldüğünde cılız bir sesle iki satır yazıyla geçiştirenler
—Yarım asırlık çatışma sürecinde ölen binlerce gencecik bedenler için vicdanı sızlamayan akıllar
—Galatasaray meydanında çocuklarını arayan annelerin yanına gitmeye çekinen yazarlar
İşin ucu size ve anlayışınıza dokununca nasıl bağırıyor, kıvranıyor, birilerini suçlayıp sayfalarca yazıyorsunuz.
Birileri “Demokratik cumhuriyette” ısrar ederken cumhuriyetçiler de belediye diye çığırtkanlık yapıyor.
Merak etmeyin! DEM Parti siyaseti; geçmişi, mücadele anlayışı, ortaya koyduğu paradigması, ödediği bedelleri düşündüğünüzde size ve yapılan tüm yanlışlıklara sessiz kalması düşünülemez.
Bütün bir demokratikleşme sürecini basit belediye operasyonları adına yaygara kopararak süreci sabote edecek sözler söyleyerek yazılar dizmeye değer mi? Sorusuna cevap verin….
Ülke sancılı ama bir o kadar umutlu olağanüstü bir süreçten geçmekte.
Beyler!!! Bu yeni süreç planlandığı şekil itibariyle ”silahtan-siyasete” “savaştan-barışa” hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecidir.
—Gençlerin dağlarda eli silahlı olmaları yerine legal siyasette ”fikir teatisi” sürecidir.
—Düşünür Kürt aydınlarının, yazarlarının gazeteci ve akademisyenlerin “Silivri-Metris-Kandıra” cezaevleri yerine Ankara-İstanbul-Diyarbakır meydanlarında halklarla buluşma sürecidir.
—Anaların ”Tertemiz Tülbentleriyle”, kadınların zılgıtlarıyla barış halayını çekeceği güzel günlerin yaşanacağı süreçtir.
—Yepyeni bir paradigmayla ülkenin demokratikleşme süreci, çatışmaların yerine kucaklaşma sürecidir
Bu süreç bu kadar kıymete değer bir süreçtir.
Başarıyla taçlanırsa halklar kazanır. Barış sağlanır. Özgürlükler artar. Ülke topyekün kazanır.
Bu süreç bozulur da başarısız olursa halklar kaybeder, savaş isteyenlerin istediği olur, ülke topyekün kaybeder.
Gelin hep beraber süreçten rahatsız olmak yerine DEM siyasetini suçlayan dil-üslup ve yazılar yerine destek birlik ve beraberlik örneğini sergileyip hep beraber kazanalım…