"Bir çöp poşetinin, bir suç makinasının bedenini örtüğü gibi koskoca suç bataklığının üstünü örteceğine inanılan ülke; Türkiye."
Bu adam, bir suç makinası, bir katil, bir cani olabilir.
Sonuçta ne olursa olsun, ille de hukuk ille de adalet, demeliyiz. Hukuka uygun davranılmalı, kanunları çiğnemeden adaletin önüne konulmalı….
Kim olursa olsun; yakalama, tutuklama, gözaltı tedbirlerinin usulü kanunlarla belirlenmiştir. Ve bu şekilde uygulanması gerekir. Bunun dışına çıkılmamalıdır. Çıkarsanız ki çıktınız, hukuka aykırı davranmış, suç işlemiş olursunuz ki, bu da sizi suçlu yapar, suçludan farkınız kalmaz.
Genç polis memurunu şehit eden
Katile çöp torbası giydirdiniz;
"Sen çöpsün" demek istediniz.
Hayvan taşıma aracına koydunuz;
"Sen hayvansın" mesajını hem kendisine hemde kamuoyuna verdiniz,
Yerlerde sürüklediniz.
Ters kelepçe taktınız ve kafasını eze eze götürdünüz.
Peki hukuk bunun neresinde?
''İntikam ile adalet arasında ince bir çizgi vardır.'' Hukuk diline yerleşmiş bu sözü neden unuttunuz?
Neden intikam tarafına seçtiniz?
Neden adaleti yıktınız, hukuku ayaklar altına aldınız?
Çocuk istismarı, cinsel taciz, yaralama, yağma, gasp, hırsızlık, uyuşturucu, tehdit, şantaj, korku salma ve huzur bozma gibi akla gelebilecek tüm suçlardan sabıkası olan birini sokaklara salanlardan hesap sormanız gerekirken, siz katile işkence ederek, hukuk kurallarını ayaklar altına aldınız.
Ne oldu peki, yaptığı her suç yanına kâr kalan, elini kolunu sallaya sallaya sokaklarda gezen bu adamı hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınca adaleti mi sağlamış oldunuz?
Tam 26 suç kaydı,
Tam bir suç makinası
Ve sokaklarımızda, caddelerimizde, yeni bir suça karışma peşinde olan biri.
Ve 27'inci suçunu 27 yaşındaki gencecik polis memuru Şeyda Yılmaz'ı öldürerek işledi.
Çünkü; kanunlar yetersiz, cezalar az.
Ve suç kaydı olan insan sayısı bir hayli fazla.
Bütün bunlara rağmen bir insanı bu şekilde tutuklamak, CMK'ya, evrensel hukuk anlayışına ve insan haklarına aykırı.
Uluslararası sözleşmelere de aykırı bu bir durum.
Ben, bu haini, katili değil, evrensel hukuk normlarını, hukukun üstünlüğünü ve suçu ne olursa olsun adaleti savunuyorum.
Genç polisimizin talihsiz vefatı beni olduğu gibi toplumun tamamını oldukça fazla etkiledi.
Ancak hukuk ve adalet duygularla değil kanunlarla sağlanır.
Bunca suça rağmen ceza vermemiş, sokakta korku salmasına, sosyal medyada silahlı şov yapmasına, bununla ilgili fotoğraf, video paylaşmasına müsade etmişsiniz, görmezden gelmişsiniz.
Ancak genç bir polis memurunu şehit edince durdurabilmişsiniz.
Kıyafetlerini çıkarıp, yarı çıplak bir halde başına çöp poşeti geçirerek, hayvan muamelesi ederek toplumun öfkesini kırmayı hedeflemiş olabilirsiniz fakat bu sizin hukuk devleti olma vasfınızı zedelemiştir.
Çünkü bütün bu yapılanlar modern bir hukuk devletinde olacak işler değil.
Kim olursa olsun, yakalama, tutuklama, gözaltı tedbirleri, usule uygun ve kanunda belirlenen şekliyle yapılmalıdır.
Bütün uluslararası ve iç hukukta işkence/kötü muamelenin mutlak olarak yasaklanmasına rağmen bunu yaptınız. Hukuku hiçe saydınız.
Meselenin başka bir boyutu da, bütün bu olumsuzluklar nereden kaynaklanıyor, sorusunu akla getiriyor.
Genç hatta çocuk denecek yaşta, sokaklarımızda suça meyilli,azgın bir suç makinasına dönüşmüş,her geçen gün bir başkasının canına,malına kaseteden ve yaşından çok suç dosyası olan gençler var aramızda,
Ailede, okulda,camide,çarşıda,pazarda,trafikte bu gençleri bu kadar azdıran, insanlıktan çıkaran faktörlerin peşine düşmeden,
Bunları birer suç makinesi haline getiren sebepleri araştırmadan,
Cezaevlerinde ıslah olması/edilmesi gereken bu çocukların birer cani/katil olarak sokaklarda olma nedenleri bilimsel olarak sorgulanmadan,
Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen, finanse edilen mafya dizilerinin yayından kaldırmadan,
Soylu, soysuz bir sürü karar mekanizmasının hoşgörülerine güvenip çeteleşmenin, insanlıktan çıkmış mafya gurubu olarak hukuksuzca davranmanın önüne geçmeden,
Hukuku da esas alarak çözüm için daha çok mesai harcamadan bu alçakça işlenen cinayetlerin önüne geçemezsiniz.