Vay halimize ki vay!
Hem içerde hem dışarıda işler arapsaçı.
Kimin ne yaptığı, kimin ne karar verdiği bilinmez bir kısır döngü içinde almış başını gitmekte.
Halimiz, ahvalimiz harap!
**
Bir tarafta sefalet, yokluk, yoksulluk, geçim sıkıntısıyla birlikte;
Işıldamayan gözler!
Akaryakıt zamları!
Buğday ithalatı!
Kira zamları!
Yetmeyen maaşlar!
ve sonunda
Çöken ekonomi!
Bir diğer tarafta Suriye’nin kuzeyinde yeni bir askeri operasyon planları, yaşanacak ölümler, dağılacak hayatlar, gözyaşları, kadınların feryatları..
Öte tarafta Yunanistan ile bitmeyen “it dalaşı” ama bu kez durum daha vahim daha bir ciddi. Çünkü ABD koruma şemsiyesi daha bir belirgin.
**
Bütün bunlar yetmezmiş gibi içte adaletsizlik, sorumsuzluk, güce tapanların serseri tavırları, mahkeme kararları, keyfi muameleler, parti kapatma girişimleri, seçim hesapları..
Cumhurbaşkanı ve yeniden başbakanlık hayalleri almış başını gitmekte.
**
Ülkede bitmeyen kadın cinayetleri ve bu cinayetleri meşrulaştıracak seviyede ödül gibi cezalar ise cabası.
Pınar Gültekin’i vahşice hislerle öldürüp parçalayan ve bidona koyup üstüne beton döken “katil” önce müebbet hapse mahkum oldu.
Sonra belirsiz bir "ağır tahrik" indirimi ile cezası düşürüldü! Ölüm ve acı sıradanlaştı..
Ülkede sorunlar yumağı kartopu gibi büyümekte, dahası artık kabak tadı vermekte.
**
Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili Alevilik tartışması,
bitmeyen erken seçim talebi,
tutuklu gazetecilerin durumu,
Basın Kanunu'nda yapılan değişiklikler,
sosyal medyada kanun değişikliği,
bitmeyen sorun “Göçmenler”
soyunanlar,
ulu orta sevişenler,
tacizler, tecavüzler,
çalanlar,
yokluk yoksulluk, açlık ve bir de Bülent Arınç, Mehmet Metiner atışması, “Mert” “Namert” söylemleri..
**
Artık yeter!
Ya düzeltin insan gibi yaşayalım
Ya defolun insanlığı yaşatalım!
Değerli okurlarım, az biraz ''zülf-i yâre dokunayım'' istedim. Malûmunuz ''Söz uçar yazı kalır.''