Cehaletin resmi çizilmeye başlandı.
Milli futbolcu Merih Demiral’a birlikte başlayan
“Bozkurt” işareti yapma furyası, siyasetten sokağa, iş çevresinden fabrika tezgahlarına, doktorların ameliyat masalarından kadınların altın günlerine kadar hatta ve hatta bakanlardan ordu karargahlarına kadar konuşulan tek konu haline geldi.
Milli maç sonrasında, Merih Demiral ve bozkurt işareti sanki milli mücadele davasıymış, savaş arenasıymış gibi lanse edilmeye çalışıldı. Bozkurt yapmayan, buna bulaşmayan, hakkında söz söylemeyen, bozkurt işaretiyle resim çekilmeyen kalmadı.
Ve ardından Cumhurbaşkanı, bakanlar ve Devlet Bahçeli öncülüğünde vekillerden Merih Demiral’a gelen destek mesajları kamuoyuna yansıtıldı.
Siyaset arenasında Süleyman Soylu ile başlayan bozkurt işareti yapma furyası.
“Merih Demiral’a selam olsun” demeci.
Ameliyat masasında bozkurt işareti yapan doktor grubuyla devam eden ve
üniversitelerdeki diploma törenlerinde bozkurt işareti yapan çocuklarla iyice ayyuka çıktı.
Cenk Tosun'un sanki cenge çıkıyormuş gibi yaptığı açıklamalar inanılır gibi değil.
"Türk olmak zordur. Çünkü sadece bir ülkeye karşı değil bütün dünyaya karşı SAVAŞMAK zorundasın." demeci akıllara durgunluk verecek düzeyde ….Kimse de çıkıp demiyor ki; "Çocuğum sen futbolcusun, asker değilsin. Ne bu ırkçılık, faşistlik ve Türk'ü üstün görme ve gösterme havası.
Kimse bizi sevmiyor, algısı ve dostumuz yok, herkes bize düşman edebiyatı yapma acizliği.
Kim öğretiyor bunları size, kim size yeşil sahalarda bu sloganvari demeçleri vermeniz gerektiğini söylüyor?
Şunu unutmayın; ne bir Türk dünyaya bedel ve ne de bütün dünya Türk’e düşman. Bu sözlerin devri kapandı ; dünya teknolojik devrimini gerçekleştirdi, insanlık ise adalet ve insanca yaşam etrafında birleşti.
Türk milliyetçiliği,Türklük, Türkçülük, milliyetçilik, faşistlik, ırkçılık miadını doldurdu bu sözlerin bu ülkeye bu ülkenin halklarına, uluslararası arenada da hiçbir şey kazandırmaz, aksine ötekileştirir. Sonunda da modern dünyadan soyutlar.
Futbolu esas amacından saptırarak eğlence olmaktan çıkarıp, birtakım sembollerle sahada boy göstermeye kalkarsan, yavru kurt olarak anca kendi çöplüğünde öter, boşa gaza gelir en fazla küçük çapta alkışlanırsınız.
Avrupa sahnesinde ise iki maç ceza alır, maçı televizyondan patlamış mısır yiyerek izlersin.
Bütün bu saçmalıklara itiraz edenleri ise; "YARINA bırakır ama kimsenin YANINA bırakmayız" tehditleri ile korkutmaktan vazgeçerseniz ancak öyle kazanırsınız.
Bozkurt’lar ve milliyetçi muhafazakarlar için kısa bir not;
-Adalet endeksinde 113 ülke arasında 101’inci sıradayız.
-Yolsuzluk endeksinde dünya sıralamasında 118’inciyiz.
-Yüksek enflasyonda Türkiye tüm ülkeler arasında beşinci sırada.
-Açız, yoksuluz, mutsuzuz, umutsuz ve karamsarız, sebebi ise; milliyetçi muhafazakarlar ve bozkurt işaretiyle gurur duyanlardır.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik dar boğazı, asgari ücretle geçinmek zorunda bırakılan milyonları, emeklileri, milyonlarca insanı ekmek kuyruğunda saatlerce bekleten zihniyeti eleştirmek yerine; bozkurt işaretiyle milliyetçilik taslamak bu ülkeye hizmet değil hele milliyetçilik hiç değildir.