Sadeliğin Kıyısında Yaşamak: Minimalizmin Tesirleri
Yayınlanma :
27.08.2020 19:27
Güncelleme
: 27.08.2020 19:27
Sürekli zaman geçirdiğimiz mekanların düzeni ruhsal durumumuzu etkiliyor. Evimizde, odamızda, çalıştığımız mekânda, masamızda oluşan düzensizlikler daha çok karışmaya başlıyor ve kargaşaya neden oluyor. Aradığımız eşyayı tek seferde bulamadığımızda vaktimizden de gidiyor. Sadeliğin yaşamımızın her alanında tesiri büyük. Düzen ve uyum kolaylığı içinde barındırırken zamandan da tasarruf ettiriyor.
Yoğun çalıştığımız ve işten, okuldan eve yorgun argın geldiğimiz zamanlarda dağınıklığın önce kendi içimizde olduğunu anlıyoruz. Bulunduğumuz mekânda eşyalar ve insanlar ne kadar fazla ve dağınıksa biz de o kadar dağılıyoruz kendi dimağımızda. Bilincimiz o kargaşayla hem hal oluyor.
Hegel, sadelikle ilgili “Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır.” derken minimalizme de dokundurur. Çokluğun getirdiği azlıkla kendimizi mutsuz ettiğimiz bu çağda kullanmadığımız eşyalarımız odamızda, giymediğimiz kıyafetler dolabımızda ve çözmediğimiz sorunlar beynimizde çok yer işgal ediyor. Bir gün giyerim, bir gün mutlaka kullanırım diye diye satın aldığımız o eşyalar ömür boyu kullanılmayı bekleyip duruyor. Dolabımıza yük olmaktan başka bir işe yaramıyor. Hem kullandığımız alandan hem de cüzdanımızdan gidiyor.
Sadeleşmek, yalnızca fazla eşyalarınızdan kurtulmak anlamında sadeleşmek değildir. Minimalizm aynı zamanda düşüncelerden, insanlardan, yaşam tarzından, alışkanlıklardan, kısacası maddi-manevi bütün fazlalıklardan kurtulmak demektir. Televizyonda gördüğümüz reklamlar, aralıksız gelen mailler, etraftan gördüklerimiz, kısacası zamanın geldiği nokta yüzünden pek çok kişinin kapılıp gittiği tufanda biz de azar azar yok oluyoruz.
Minimalizmi kısaca; tüketim odaklı yaşam biçiminin karşıtı olarak da ifade edilebiliriz. Eskiyen eşyaları tamir ederek yeniden kullanılabilir hale getirmek sürdürülebilirliği ve dönüşümü devam ettirir. Sürekli satın alma ve tüketme eğiliminden üretme eğilimine geçmek hem zaman hem de finansal anlamda verimliliği artırıyor.
Behçet Necatigil’in dizelerinde ‘’Eve döndüm yağmur getirdim, ev yeşerdi ben yeşerdim.’’ yazdığı gibi, kargaşayı ya da sadeliği hem eve hem dışarıya, kendimizle birlikte gittiğimiz her yere götürüyoruz. Yalnız evdeki, odadaki, mekandaki ya da masadaki kargaşadan değil aynı zamanda zihindeki fazlalıklardan da kurtulmak gerekiyor. Bunun devamında sadeliği uygulanabilir hale getirmek için kendimizle baş başa kalmak, teknolojik aletler ve sosyal medyadan da kendimizi belli oranlarda izole etmek gerekiyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: