Bir izdihamın düşündürdükleri…
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
Biz millet olarak izdihamlara alışkınız.
Her yerde, her konuda, her an bir izdiham görüntüsüyle karşılaşabilir ya da doğrudan o izdihamın içinde kendimizi bulabiliriz.
Örnekler mi?
Banka kuyruğunda maaş izdihamı…
Yeni açılan teknolojik ürünler satan mağaza da ucuz TV izdihamı…
1 TL’ye ayakkabı satan mağazanın önünde yine ucuzluk izdihamı…
Başbakan’ı ya da başka bir siyasi parti liderini görmek için genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden herkesin birbirini ezdiği izdiham anları…
Bedava Kur’an-ı Kerim dağıtımında yaşanan izdiham…
1 TL’lik terlik izdihamı…
KOSGEB’in hibe kredi başvurusunda izdiham…
Bakan ziyaretinde izdiham…
Yardım dağıtımında izdiham…
Deneme sınavında izdihamı…
Siyasi parti kurultaylarında izdiham…
Cenaze töreninde izdiham…
Maç bilet kuyruğunda izdiham…
Suriyeli şeyh izdihamı…
Yemek Fuarı’nda izdiham…
Konser izdihamı…
Daha onlarcası sayılabilir. İzdihamsız yapamayan bir topluluğun üyeleriz biz.
Pazar günü de Merkez Park’ta uçurtma izdihamı yaşandı.
İşin ilginç yanı uçurtmaları kapmaya çalışan sadece çocuklar değildi.
Yetişkinler de belediyenin bedava dağıttığı uçurtmalardan alabilmek için birbirlerine girdiler.
Çocukları için mi yoksa içlerindeki çocuğa kulak verip de böyle bir işe giriştiler bilmemiz mümkün değil.
Bana göre her ikisi de geçerli birer gerekçe.
İşin acı yanı ise bizim çocukluğumuzda kendi ellerimizle yaptığımız uçurtmaların bedava dağıtılınca kıymete binmesi.
İnsanın el beceresi olmasa bile bir uçurtma alacak maddi gücü mü yok acaba?
Bur çocuğun yüzündeki gülümsemeden, coşkudan daha güzel ne olabilir ki?
Gökyüzünde salınan rengarenk uçurtmaları kontrol etmenin verdiği mutluluğa tanık olmak kadar güzel ne olabilir?
O coşkuya tanık olmak için uçurtmaların bedava dağıtılmasını mı beklemek gerekiyor?
Gerçekten de uçurtmalar neden bedava olunca kıymete biniyor?
Bir diğer haber: Pahalı gıda yoksulu vuracak
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick gıda fiyatlarındaki artışın dünyadaki yoksul kesime yönelik en büyük tehdidi oluşturduğunu, bu nedenle son bir yıl içinde 44 milyon kişinin daha yoksulluğa sürüklendiğini belirtmiş.
Pahalı gıda ne zaman yoksul olmayanı vurdu ki?
Olan yine yoksullukla, hatta açlıkla boğuşan insanlara olmayacak mı?
Zenginlerin bir kısmı yine “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” demeyecek mi?
1994’te Pulitzer ödülü alan bir fotoğrafı da anımsamak gerek burada…
Kara kıta Afrika’da Kevin Carter’in çektiği fotoğraf.
Açlığa bağlı olarak zayıflıktan ölmek üzere olan siyah bir kız çocuğunun yakınına tüneyerek ölmesini bekleyen akbaba fotoğrafını hangimiz zihnimizden kazıyabiliriz?
Buna benzer görüntüler 21. yüzyılda yaşanmıyor mu yoksa ?(!)
Bir başka habere bakalım : 1 aylık Muhammet bebek açlıktan öldü
Anımsadınız mı?
Muhammet Bulut’un hayatı beslenme yetersizliğinden Şubat ayının başlarında 26 günlükken sona ermişti.
Baba Adem Bulut haftalık 100 TL ile evinin geçimini sağlamaya çalışırken, küçük Muhammet açlıktan ölmüş ve 90 TL tutarındaki mezar parası bulunamadığı için kimsesizler mezarlığına defnedilmek zorunda kalmıştı.
İşin daha da acı yanı ise baba Adem Bulut,( belki de zorunluluktan) oğlunun ölümüyle ilgili olarak görüşmek isteyen gazetecilerle konuşmak için yardım yapılmasını şart koşmuştu.
Hangisini kahrolalım diye sormuştum bir diğer yazıda?
Bu sorunun yanıtı “Hepsine” olmalı…
Üç haberin birbiriyle bağlantısına gelince
İzdihamların çok büyük bir çoğunluğu ucuzluklarla ya da bedava dağıtılan ürünlerle ilgili olarak yaşanıyor.
Pazar günü yaşanan uçurtma izdihamında da inkar etmeye çalışsam da birçok kişinin bu nedenle uçurtma kapma yarışında olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Bir uçurtmanın maddi değeri ne olabilir ki?
Bin anne-babanın çocuğunun mutluluğu için para bile denilmeyecek miktardaki o parayı feda edemeyecek duruma gelmiş olduğunu düşünmek bile rahatsız edici.
Sırça saraylarda yaşayanların başını çıkarıp gerçekleri görmesi gerek.
Bu dünyada, ülkede, kentte, mahallemizde yoksullukla, açlıkla boğuşan insanlar var.
Nedeni eğitimsizlik de olabilir başka bir neden de olabilir ama önemli olan o nedenlerin ortadan kaldırılması.
Gıda fiyatlarındaki artış yine yoksulları vuracak ve belki biz onlardan biri olmayacağız.
Ancak, yaşamın kimi nereye sürükleyeceği belli değil ve 26 günlük Muhammet’in ailesinin yaşadıklarını yaşamayacağımızın garantisi de yok.
İzdiham sözcüğünün kendisi bile olumsuzluk içeriyor.
Uçurtma izdihamı da dahil hiçbir alanda izdiham yaşanmaması dileğiyle…
İnsanların içlerindeki çocuğun sesine kulak vermesi, dünyanın uçurtma uçuran bir çocuğun içindeki coşku kadar renkli olması dileğiyle…
Vicdanımızı ve içimizdeki çocuğu kaybetmememiz umuduyla…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: