Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım 
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz 
Yunus sözün anlar isen, mani'sini dinler isen 
Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz 
Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim 
Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim. 
Ben gelmedim dava için benim işim sevgi için 
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim 
700 yıl öncesinden hançeresini yırtarcasına bütün insanlığa böyle haykırıyor Koca Yunus… “Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım, Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz”. Susmuyor, devam ediyor Yunus… “Ben gelmedim dava için benim işim sevgi için,  Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim.” diyor, bu devasa şahsiyet bu büyük “gönül doktoru”. 
Evet, değerli okuyucu kardeşlerim bugün ülkemiz Cumhuriyet tarihimizin en zor dönemini yaşıyor dağda, düz ovada asker  - polis yavrularımız şehit ediliyor, kentlerde sivil vatandaşlarımız katlediliyor, toplum derin bir travma yaşıyor ve toplumsal bir cinnet hali içerisinde bulunuyorsak bunun birinci ve en önemli nedeni bu toprakların artık bir Yunus Emre’si, bir Mevlana’sı ve bir Hacı Bektaş Veli’si yok. 
Yüzyıllar önce bu topraklar üzerinde canlı olan her şeyi sonsuz merhamet, şefkat ve sevgileri ile ihya etmiş olan bu üç ana atardamar Yeminli Türkiye Düşmanları tarafından bugün bu millete unutturulmuş, bu sevgi pınarlarının yerlerine topluma nifak, ayrımcılık, düşmanlık ve sevgisizlik tohumları atılmıştır. Geçtiğimiz günlerde Adana Emniyet Müdürlüğü bünyesinde bulunan Toplum Destekli Polis Şube Müdürlüğünde görev yapan birkaç polis memuru kardeşimle memleket meselelerini konuştuk. 
Bana bağlı oldukları şubenin Adana genelindeki halen uygulamada olan projelerinden bahsettiler.
Örneğin, Kalkınma Bakanlığına bağlı Çocuk ve Gençler Sosyal Koruma Ve Destek Programı’nın (ÇOGEP) sağlamış olduğu “171. 305”    maliyetli “BİZ BİRİZ” projesini anlattılar. Proje ile ulaşılmak istenilen hedefleri… “Adana’ya göç etmiş kent yaşamına uyum sağlayamamış, varoşlardaki okullarda okuyan ilk ve orta öğrenim öğrencisi olan 12 – 16 , 17 – 25 yaş grubundaki çocuk ve gençlerin sosyokültürel hayata adapte olmalarını sağlamak.” olarak anlattılar. Kendilerine projenin kapsam alanını sordum bana projenin kapsam alanının Adana kent merkeziyle birlikte merkez ilçeler olduğunu belirtiler. 
Yine, “GELİN CANLAR BİR OLALIM” projesini gözlerinin içi parlayarak heyecanla, coşkuyla ve sevgiyle anlattılar. 
Bu proje ile toplumsal bir olgunun “göç” ün kent yaşamındaki meydana getirdiği olumsuzlukların tümünün izole edilebilmesi yada minimize edilmesinin amaçlandığını anlattılar. Şöyle ki… göç ile gelen yoksul vatandaşlarımızın çarpık kentleşme, fiziki şartları çok iyi olmayan alanlarda maddi imkansızlıkların ve işsizlik sorununun akabinde suç ve terör örgütlerince kolayca istismara açık tutulup, yanlış yönlendirilerek kullanıma müsait bir yapının oluşabileceğini, şahsa ve mala yada devlete karşı suç işlenebileceği, uyuşturucu ve yoğun madde bağımlılığı durumlarının ortaya çıkabileceği noktasındaki olasılıkların daha ortaya çıkmadan engellenebilmesine yönelik  bir proje olduğu anlatıldı. 
Bu iki projeyle birlikte “GELİN TANIŞ OLALIM” ve “RÜYA KÖY” adıyla iki toplumsal sosyal sorumluluk projesinin yürütücüsü ve uygulayıcısı olduklarını büyük bir iştiyakla anlattılar. 
Adana Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Toplum Destekli Polis Şube Müdürlüğüne bağlı polis kardeşlerimiz heyecanla anlattılar bizde kendilerini büyük bir hayranlıkla ve takdir duyguları içerisinde dinledik. Ne var ki bu işler sadece polisimizin omuzları üzerine yüklenilip haydi kolay gelsin kardeşim denilemeyecek kadar önemli ve sofistike bir yapıdadır. İşi sadece polise verip geriden, tribünden izlenilmeyecek kadar Adana için, Türkiye için ve 75 milyon vatan evladı için yaşamsal düzeyde önemli ve mühim bir vakadır.
Adana’daki tüm kurumların başta Vali’lik, Çukurova Üniversitesi, Belediyeler, STK’lar, Meslek Odaları, Vakıflar ve Yardım Dernekleri, Yerel Basın (gazete – televizyon), Türk – Kürt, Alevi – Sünni Kanaat Önderleri, İl Müdürlükleri ve İl – İlçe Müftülükleri bu ve benzeri toplumsal sosyal sorumluluk projelerinin yürekten, ciğerden, damardan çözüm ortakları olmalıdır. Hepimiz bu kentin, bu ülkenin taşından, toprağından ve 75 milyon vatan evladının refah, mutluluk ve huzurundan sorumluyuz. Muhtaç olduğumuz kudret ise birbirimizin Yunus’u, Mevlana’sı ve Hacı Bektaş Veli’si olmaktan yani sevgi’den geçmektedir.   
                                                    
                                                    
                                                
                                                
                                                                                                                                    
                                                
                                                                                                    
                                                
                                                
                                             
                                            
Yorumlar
Kalan Karakter: