Spor Müdürümüz Hüseyin Sungur ile birlikte her hafta aile mezarlığını ziyareti alışkanlık haline döüştürdük Bu nedenlede bir yıldır düzenli olarak Buruk ve Asri mezarlığa anne- babamızın ve diğer büyüklerimizin mezarlarını ziyaret etmeyi sürdürüyoruz.
Bu artık bizim için gelenek halini aldı.. Yani şimdilerde iki mezarlığın müdavimi durumundayız.
Eş-dost ve ahbapların cenazeleri nedeniyle diğer mezarlıklara da yılda bir kez olsun uğrar olduk..
Adana’daki Asri, Akkapı, Küçükoba, Kabasakal ile Buruk mezarlıklarının eski ve yeni halini bu nedenle bizlerden iyi bilen yok zannediyorum..
Mezarlıklar akla gelince yeniliklerden bahsetmek gerekiyor..Daha doğrusu eski ve yeni halini karşılaştırmak en doğru yol bence..
Şöyle bir geriye gidelim..
Mezar ziyaretleri sırasında binlerce insan eziyet çekerdi.Kışın çamurdan yazın da tozdan topraktan yakınır dururdu.
Mezarlıklara girdiğinizde ayakkabılarınızın çamur olma ve onları boyatma ihtimalini gözönünde bulundurmanız kaçınılmaz bir olaydı. Yaz aylarında ise oradan toz-toprak içerisinde çıkmadan mezarlıklarıterk etmek, bir cambazın ip üzerinde yaptığı hareketler gibi maharet isterdi.
Ama şimdi insan bunları düşünmüyor bile..
Büyükşehir Belediyesi ilk önce Asri mezarlığı ele aldı. Yollara parke döşendi..
Yollar şimdi pırıl pırıl. Rahat rahat girip çıkabiliyorsunuz. Diğer mezarlıklarda da bu konuda hummalı bir çalışma yürütülüyor. Bir çoğunda sona gelindi. Önümüzdeki aylarda parke döşeme işlemleri bitecek.
Artık mezarlıklara giderken “hava durumuyla birlikte yolun durumunu da düşünmek” diye bir sıkıntı yok..
Mezarlıklara giden Adanalılar bu sorunla artık yaşamayacak.
Geçtiğimiz gün Leyla ablanın (Akbaş) annesinin cenaze töreni için Asri mezarlıkta idik. Bizde emeği olan Ana’ya son görevimizi yapmak için toplamıştık.Sicim gibi yağmur yağıyordu. “Varsın yağsın” dedik. Çünkü yolların durumu içimizi rahatlattı.
Ve oracıkta toplanan herkes yolları çok beğendiğini söylemekten geri kalmadı.
Her adımda “Bu yollara kim parke döşetti ise Allah ondan razı olsun”diyerek yitirdiklerine rahmet okudu.
Bu işin bir boyutu...Diğer boyutu siyasi.. Orada toplananlar işin siyasi boyutunu da tartışmadan edemedi.
Şöyle kabaca bir hesap yapıldı.
“Her gün ortalama 5 mezarlıkta 5 cenaze defnedilse ve bunlara ortalama 200 kişi katılsa , (katılanların sayısı bundan daha fazla) eder bin ayda 30 bin yılda bu rakam 400 bini bulur. Ramazan ve Kurban Bayramı ile diğer özel günleri de bu rakamın içerisine eklediğinizde rakam 500 bini bulur.”
Yani bu hesabı yapanlar, şunu demek istediler.
“Masrafsız küçük gibi görünen,insanları rahatlatan bir hizmetle ne kadar büyük bir reklam ve siyasi yatırım yapılıyor.”
Gerçekten de işin ikinci boyutunda büyük bir siyasi yatırım ve gelecek var.
Kısaca bu hizmet seçimlerde oy olarak dönecek.
Ardından akıllara şu soru geldi
“Bu hizmeti hangi akıllı hayata geçirdi? ”
Yanıtı da gecikmedi
“Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Adırmaz”
Ne yorum mu yapıldı?
“ Sayın Aldırmaz artık vekaleten, değil asaleten bu koltuğa oturur”
Bir gazete patronu araya girdi,
“Biz bu mezarlıkları Sayın Durak’a yaptıramadık.Bak adam küçük bir hizmetle büyük bir reklam yaptı. İş bilenin kılıç kuşananın”
Kısaca “reklam siyasi ikbal” her ne denirse densin..Mezarlıklara parke döşenmesi bence en büyük hizmet.
Bu ölüye ve diriye yatırım anlamına geliyor.
Bu hizmeti hayata giçeren başta Sayın Zihni Aldırmaz ve ekibine takdirlerimizi gönderiyoruz.
Geç oldu ama temiz oldu..
Yorumlar
Kalan Karakter: