MHP’ NİN YUNUS’LARI, MEVLÂNA’LARI VE HACI BEKTAŞ’LARI NEREDE?
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
MHP, bu büyük paradigma değişikliğini kendisini her yön ve cihette yetiştirmiş, donanımlı ve yetkin entelektüel sermaye yani yetişmiş insan kaynaklarıyla yapabilmelidir. Bu yönüyle parti Türkiye’nin en zayıf siyasi partisi görünümünü vermekte olup gerçekte de durum aynen böyledir. MHP parti olarak kendisi için en büyük sorunun en büyük dezavantajının yetişmiş insan kaynakları olduğu gerçeğini daha görebilmiş ve anlayabilmiş değildir bu münasebetle parti bu en zayıf yönünü, bu aşil topuğunu güçlendirme noktasında hiç değer yada vizyon ortaya koyamamaktadır.
MHP bu yönüyle hastadır ne var ki hasta olduğunun farkında ve bilincinde değildir. MHP bir siyasi parti olarak Yunus Emre’siz, Mevlana’sız ve Hacı Bektaş Veli’siz bir siyaset etme alışkanlığını devam ettirmekte olup partide Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş yansımalarını ortaya koyabilecek bir damar, bir sevgi damarı ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyde ve yeterlilikte bulunmamakta ve dolayısıyla 75 milyon vatan evladının tamamını birden sarıp sarmalayamamakta ve hitap edememektedir. Bizim yazımızdan yaklaşık 2 ay sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Tuğrul Türkeş, MHP ile ilgili olarak bizim tezimizi destekler nitelikte bir açıklama yaparak özetle şunları söylemiştir…
“Milliyetçiliğin 21. Yüzyılda yeniden tanımlanması ve güncellenmesi gerekmektedir.Eskiden fiziki sınırlar vardı ve milli devletler Fiziki ve katı, yani dikenli tellerin, hudutların, kontrollerin olduğu sınırlar. O 20. Yüzyıl'ın siyaseti işte. Orada, milliyetçilik zaten kendi sınırları belirlenmiş ve daha statik durumdaydı ama 21. Yüzyıl'da küreselleşme ile birlikte fiziki sınırlar ortadan kalktı, bilgi teknolojisi ile birlikte kültürler farklı boyutlara ulaşıyor. Bu noktada, statik bir milliyetçilik yerine milliyetçiliğin 21. Yüzyıl'da yeniden tanımlanması, güncellenmesi gerekiyor.Bilgi çağında milliyetçiliğin de daha entelektüel seviyede güncellemelerinin yapılabilmesi şart vardır.”
Evet, Sayın Tuğrul Türkeş’in yapmış olduğu bu açıklama, bizim 2 ay önce yazmış olduğumuz yazıyı adeta doğrular niteliktedir.
Bu arada bizim MHP’den beklediğimiz değişim bir başka siyasi partiden gelmiş ve CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bayram tatilini geçirmek üzere gittiği Rize’de tarihi bir çağrı yaparak Türkiye’deki bütün mütedeyyin insanları katkı sağlamaları için CHP’ye davet etmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu özetle şunları söylemiştir…
“Türkiye’de demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini destekleyen ve Türkiye’nin çağdaşlaşmasına katkı yapmak isteyen bütün yurttaşlarımızı partimize davet ediyoruz. Özellikle mütedeyyin yurttaşlarıma seslenmek isterim, bu güzel Ramazan Bayramı’nda. Mütedeyyin insan aydın insandır, yaşamı sorgulayan, dini siyasete bulaştırmayan, yüreğinde insan sevgisi olan insandır. Onları ben klasik bir muhafazakar olarak görmek istemiyorum. Onlar bizim yurttaşlarımızdır, onlarla kucaklaşmak onlarla barışmak, onları CHP şemsiyesi altında görmek istiyorum”
Bu günden yarına görünen Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu samimi, içten riyadan uzak naif davetinin mütedeyyin insanlar nezdinde makes bulabileceğidir.
Milliyetçi Hareket Partisi bir Türkiye partisi olmak istiyorsa, iktidara alternatif olmak istiyorsa yada bir şekilde iktidar ortağı olmak istiyorsa önce kendi Yunus’larını, Mevlana’larını ve Hacı Bektaş’larını bulmak ve onları Türkiye’ye takdim etmek zorundadır. Kuru, yavan, klasik, statik ve statükocu kadrolar bu partiyi her seçimde yüzde 10’larla yüzde 13, 14’ler arasında med ve cezirlere mahkum edecek ve belki de bir kez daha yüzde 10’ların altına indirecektir.
Bu noktada MHP’nin Türkiye ve Türk – Kürt – Alevi –Sünni vatandaşlarımıza yeni şeyler söylemesi ve icraatlarında da bunları somut olarak ortaya koyması gerekmektedir. MHP, tıpkı Mevlana hazretlerinin… “Her gün bir yerden bir yere göçmek ne güzel, bulanmadan dupduru akmak ne hoş, Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” dır dediği gibi, yeni şeyler söylemeli, yeni siyaset, proje, strateji ve vizyon üretebilmelidir. Bu yeni konsept partinin olmak yada olmamak durumuyla eşittir.
Bu noktada MHP en tepesinden ve en yüksek bir sesle kardeşlik çağrısı yapmalı ve demeli ki,,, Ben Türküm, Ben Kürdüm, Ben Lazım, Çerkezim, Boşnağım, Arabım, Ben Aleviyim, Ben Sünniyim, Ben Mevlanayım, Yunusum, Hünkar Hacı Bektaş Veliyim ve hep O’nun (Allah) kulu, kullarıyız, hepimiz Ademin oğullarıyız, hepimiz Adem’den kardeşiz demeli, diyebilmeli bunu hançeremizi yırtarcasına susmadan seslendirmeli.
Türkiye çökerken MHP’nin sadece doktriner ana gövde üzerinden siyaset etme alışkanlığını devam ettirmesi başkaca pragmatik ve rasyonel siyaset, söylem, plan, proje, strateji, konsept, kavram ve vizyon üretememesi partiyi tarih ve insanlık önünde sorumlu tutacağı gibi kendisine yüklenen ilahi misyonu da pas geçmesi hasebiyle de Allah-u Tealâ indinde de sorumlu bir hale getirecektir. MHP’li Gönül Dostları Kardeşlerime konunun önemine binaen bir kez daha hasseten duyururum.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: