SAYIN BAŞBAKAN’A, SAYIN KILIÇDAROĞLU’NA, SAYIN BAHÇELİ’YE VE AZİZ MİLLETİMİZE
Yayınlanma :
10.11.2014 15:47
Güncelleme
: 10.11.2014 15:47
Sonra buna benzer bir olay, Malatya’nın Sürgü beldesinde angut bir maganda ramazan davulcusu, alevi bir yurttaşımızın evinin önünde sahur vakti dakikalarca davul çalması sonucu, ev sahibi ile davulcu arasında kısa süren bir tartışma yaşanmıştı. Bu iki olay özellikle de Malatya Sürgü’deki olay, Yeminli Türkiye Düşmanlarınca sosyal medya üzerinden şişirilerek tüm Türkiye’ye bilgi kirliliği içerisinde üflenmiştir. Benzer iki olayda önce İstanbul Ayazağa’da sonra Muğla Dalyan’da yaşanmış bazı kavga ve tartışmalar bir Türk –Kürt çatışması varmış gibi dezenforme edilmiştir.
Peki neden bu şekilde bir Türk – Kürt / Alevi – Sünni çatışması çıkartılmak isteniliyor? Türkiye zemininde böyle bir çatışmaların karşılığı var mı? Evet… ne yazık ki var. Zaten, Yeminli Türkiye Düşmanlarına ilham veren ve bu şeytanları harekete geçiren hareket noktası da bu ve benzeri çatışmaların bu topraklar üzerinde makes bulabileceği ihtimalinin yüksek oluşudur. Peki, 12 Eylül öncesi ve sonrası, Maraş ve Çorum Olayları, Sivas Madımak ve Erzincan Başbağlar katliamları, Gazi Mahallesi provokasyonlarının tamamı bu ülkede yaşanmadı mı?
Bu olaylar hepimizin yüreğini pare pare edip, ciğerini dağlamadı mı?.. dağladı. O halde bugün neden halâ böyle bir tehlikenin güçlü bir şekilde ortaya çıkabileceği kaygısını yoğun olarak yaşıyoruz. Dün… Maraş, Çorum, Sivas-Madımak, Erzincan-Başbağlar. Bugün… Adıyaman, Malatya-Sürgü, İstanbul-Ayazağa, Muğla-Dalyan. Yarın sırada… İzmir, Adana, Ankara, Konya, Kayseri, Antep ve bütün Türkiye var öyle mi?
Biz Türkler – Kürtler , Alevi ve Sünniler bu kadar akılsız, basiretsiz, her türlü yönlendirme ve provokasyonlara açık iradesiz, aklını kullanamayan kurgulanmış mekanik robotlar mıyız ki her dönem bir şekilde birileri çıkıyor ve bizleri ölmeye ve öldürmeye formatlıyor(!) Zaten… Terör deyip öldürüyoruz, trafik deyip öldürüyoruz, töre deyip öldürüyoruz, kan davası deyip öldürüyoruz. Yan baktın deyip, omuz attın deyip öldürüyoruz, ya benimsin ya kara toprağın deyip öldürüyoruz, seni başkasına yar etmem deyip öldürüyoruz. Oğullarımızı, kızlarımızı, annelerimizi, babalarımızı öldürüyoruz, tanıdık tanımadıklarımızı öldürüyoruz. Hırsızlığa girdiğimiz evin sahibine önce tecavüz ediyor sonra da öldürüyoruz.
Alacak verecek meselesinden, çek senet tahsilatının zora girmesinden öldürüyoruz, doktoru öldürüyoruz, hemşireyi öldürüyoruz, askeri, polisi, öğretmeni öldürüyoruz. Sevmediğimizi, kıl olduğumuzu öldürüyoruz. Başarılı insanların başarılarını kıskanıp öldürüyoruz. Allah’ım.. Hepimiz Birer Ölüm Meleği (Azrail) Olduk. Azrail’den rol çaldık, O’na örneklem oluşturduk. İnsanlığımızı, adamlığımızı kaybettik. Çürüdük, kokuştuk, çözüldük, dağıldık, “us” umuzu yitirdik. Dur durak bilmeksizin devamlı olarak birbirimizi öldürdük ve son hızla da ölmeye, öldürmeye devam ediyoruz.
Başta ABD olmak üzere İsrail ve AB Devletleri bu coğrafyada güçlü, büyük ve yekpare bir Türk Devletini istememektedirler. Bunun için Türkiye’nin de diğer pek çok bölge ülkesi gibi bölünüp, parçalanması gereklidir, şarttır ve elzemdir. Bu noktada ABD işin taşeronluğunu KCK, PKK ve BDP Konsorsiyumuna havale ederek bu Konsorsiyumun her türlü ihtiyaçlarını en geniş manada karşılamakta ve karşılamaya da devam etmektedir.
Sayın Başbakan, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Devlet Bahçeli, Yeminli Türkiye Düşmanı PKK ve uzantıları Türk – Kürt , Alevi ve Sünni vatandaşlarımızı yakın yada uzak bir zamanda birbirine düşürüp, Türkiye’yi bir iç savaşa doğru sürüklemeye ve buradan da kendince nemalanıp bu ülkeyi bölüp parçalamaya yemin etmişlerdir. Bu noktada ülkenin Başbakanı ve siyasi parti liderleri olarak sizlere düşen görev hem terörle ve teröristle en üst noktada ve tavizsiz olarak mücadele etmek hem de tabanda Türk – Kürt –Alevi – Sünni kardeşliğini en üst noktalara, zirveye taşımaktır.
Sayın Başbakan, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Devlet Bahçeli, “Acılarımızı Daha Kaç Kuşak Ötelere Taşıyacağız”, hayatlarımız neden sürekli olarak ölmeye ve öldürmeye odaklı. Bizler yani Türkler ve Kürtler, Aleviler ve Sünniler bu günü, yarını ve sonraki yarınları çocuklarımızla ve torunlarımızla birlikte insan hak ve özgürlüklerinin, hukukun üstünlüğü ve yüksek demokrasi standartlarının, sevgi, barış ve kardeşliğin hüküm ferma olduğu bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz.
Sayın Başbakan, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Devlet Bahçeli… Buna yönelik olarak bütün Türkiye’yi kapsayan ve içerisinde Valilerin, Belediye Başkanlarının, Emniyet Müdürlerinin, STK ve Meslek Odalarının, Türk – Kürt – Alevi – Sünni Kanaat Önderlerinin yoğun bir şekilde görev alacağı… “Türkiye Sevgi – Barış ve Kardeşliğe Koşuyor” adı altında bir projeyi Türkiye’nin tamamında yaşama geçirmemiz ve sarsılan kardeşlik hukukumuzu kardeşlikten de öte bir konuma taşımak zorunluluğumuz vardır. Yarın yada yarınlar çok ama çok geç olmadan sarsılan kardeşlik hukukumuzun yeniden onarılması noktasında hemen, bugün, şimdi bu büyük kardeşlik projesinin hayata geçirilmesi bu devletin ilelebet payidar olması noktasında çok ama çok önemlidir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: